Erdoğan: İstanbul'da tespit edilenler şaibe getiriyor, bu iptale götürür

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul’da tespit edilenler usulsüzlük noktasında şaibe getiriyor. Aslında samimi bir davranış olsa, bu iptale götürür" dedi.

Erdoğan: İstanbul'da tespit edilenler şaibe getiriyor, bu iptale götürür

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündemi değerlendirdi

Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi 8. Toplantısını gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, bu vesileyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yılbaşından bu yana üçüncü kez bir araya geldiklerini söyledi.

 

      "Hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmak"

Görüşmelerde ikili, bölgesel ve küresel birçok meseleyi ele alma fırsatlarının olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz yüzde 15 artarak 26 milyar dolara ulaştı. Tabi, hedefimiz bunun çok daha üstünde. Nasip olursa hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmak. Bu irade her iki tarafta da var. Çünkü ilgi alanımıza giren başlıklar, 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmini getirebilecek evsafta.

Karşılıklı ticaret, yatırım ve turizmi artırmak için önde gelen iş adamlarımızla toplantı yaptık. Türkiye’den 30 kadar iş adamımız; hepsi de alanlarında kendilerini ispat etmiş olan, gerek Türkiye’deki yatırımlarıyla gerekse Rusya’daki yatırımlarıyla öne çıkan şirketlerimizin, holdinglerimizin yönetim kurulu başkanları, CEO’ları buradaydı.”

 

 

             "Hedefimiz yıl sonunda açılışı yapmak, gazı vermek"

Görüşmede, Rusya Federasyonu ile yürütülen Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı konularını da ele aldıklarını söyleyen Erdoğan, “Bildiğiniz gibi Türk Akımında deniz kısmı aşılmış bulunuyor. Hedefimiz kara bölümünü de inşallah bu yılın sonuna kadar bitirmek ve yıl sonunda da Türk Akımının açılışını yapmak, gazı vermek.” ifadelerini kullandı.

 

 

         "Turist sayısını artırmak hedeflerimiz arasında"

Putin ile sanayi, tarım, taşımacılık ve diğer ekonomik konuları müzakere etme fırsatlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, “Geçen yıl Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı 6 milyonu bularak zirve yaptı. Bu yıl bu sayıyı artırmak hedeflerimiz arasında. Bu, Sayın Putin’in de vurguladığı, bizim de üstünde durduğumuz bir konu. Bu çerçevede Rus turistler, özellikle Rusya’daki ödeme sistemi Mir kartlarını artık Türkiye’de kredi kartı olarak kullanabilecek. Yani bu kartı kullanmak suretiyle burada kaldıkları otellerden alışverişlerine kadar kolaylaştırıcı bir fırsatı bir imkanı böylece yakalamış olacaklar.” diye konuştu.

 

 

           "Vize muafiyeti için çalışmalarımız sürüyor"

Vize muafiyeti için çalışmalarının sürdüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

“Sayın Putin’in de buna bakışı önceki gibi değil, daha sıcak. Önümüzdeki süre içerisinde de vize muafiyeti noktasında bunu daha serbest bırakma noktasına gidiyorlar. Ama vatandaşlarımızla ilgili kısmın da üzerinde duruyorum. Bunu da çalışmak suretiyle artık Dışişleri Bakanımız da Rus mevkidaşıyla daha sık görüşecek ve bu işi de inşallah aşacağız. Ki biz de aşalım onlar da aşsın, daha rahat gitsinler gelsinler. Terör meselesi filan bizi bu kadar kilitlemesin istiyoruz.”

 

 

           "Türk-Rus Toplumsal Forumu marifetiyle, bir dizi etkinlik planladık"

Erdoğan, “Biliyorsunuz 2019’u Türkiye-Rusya Federasyonu Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı olarak kutluyoruz. Türk-Rus Toplumsal Forumu marifetiyle, bir dizi etkinlik planladık. Bu faaliyetler, kültürel kaynaşmaya inanıyorum ki katkı sağlayacaktır. Nitekim dün akşam Moskova’daki Bolşoy Tiyatrosunda Truva Operası sahnelendi. Kültür ve Turizm Bakanımız, işadamlarımız oradaydı. Bizler seçim sonuçlarına yönelik gelişmeleri yakından takip etmek için dönmek durumundayız. Zira iş yakın takip gerektiriyor.” dedi.

 

 

            "S-400 füze savunma sisteminin teslimi belki öne çekilebilir"

Savunma sanayii alanında S-400 konusuna da değinen Erdoğan, bunun sadece Türkiye’nin değil, tüm Türkiye’nin gündeminde olan bir konu olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Nereye gidersek gidelim herkes S-400’ü soruyor. Dışişleri Bakanımıza, diğer bakanlarımıza her yerde S-400 soruluyor; ‘alıyor musunuz almıyor musunuz, niye almıyorsunuz, vazgeçin, bırakın falan.’ Bizler de ‘bu bizim bitmiş bir işimiz, her şeyimiz tamam’ diyerek cevap veriyoruz. S-400 füze savunma sisteminin Temmuz’da teslimi söz konusu idi, belki öne de çekilebilir.” şeklinde konuştu.

 

 

           NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in konuyla ilgili açıklama yaptığını hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Hatta Kongre’de yaptığı konuşmada da yine bu konuyu gayet güzel açıkladı. Ama maalesef birileri -onların da kimler olabileceğini herhalde tahmin ediyorsunuz- bu sefer bir diğer önemli konu olan ortak üretim ve teknolojiden giriyorlar; ‘Bunlar ortak üretimde size kapıyı açmazlar, size teknolojisini vermezler’ diyorlar. Tabi bütün bunlara verilecek olan cevap ‘Biz anlaşmamızı yaptık. Hepsinde bu yazılı. Bu adımı attık. Yolumuza devam ediyoruz.’”

 

 

             "Türkiye, devletiyle, milletiyle, kayıtsız şartsız egemenliği olan bir ülkedir"

Türkiye’nin güvenliği için atılan adımın ne üçüncü bir ülkeyi ne de egemenlik haklarının tasarrufunun yetkisinin üçüncü ülkelere verildiğinin altını çizen Erdoğan, “Bu yetki bizimdir. Türkiye, devletiyle, milletiyle, kayıtsız şartsız egemenliği olan bir ülkedir. Bunu da biz kimseyle paylaşmayız. Böyle bir durum söz konusu olamaz. Dolayısıyla, NATO’nun en güçlü ordularından birine sahip üye ülkesi olarak da biz buradayız.” dedi.

 

 

          Erdoğan şöyle devam etti:

"Bu değerlendirmeler yapılırken, Türkiye’nin o yanını niye kimse gündeme getirmiyor? Yani, NATO’nun en güçlü üyesinin, hava savunma sistemleri niçin güçlü olmasın? Peki eğer sizler dostsanız, bize neden yüzlerce binlerce hendek atlatmaya çalışıyorsunuz? ‘Verin…’ Vermezsiniz. ‘Teknoloji verin…’ Vermezsiniz. Şimdi bunların dostluğu bu. Dolayısıyla biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bunun başka çaresi yok. Onun için de öyle veya böyle, nasıl insansız hava araçlarımızı, silahlı insansız hava araçlarımızı ürettiysek, bunları da artık biz kendimiz yapmamız lazım. Onun için bunu da inşallah aşacağız."

 

 

          "Bizim derdimiz terör örgütleriyledir"

Putin’le Suriye’deki gelişmeleri de ele aldıklarını, bunları değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, görüşmede ağırlıklı olarak İdlib’i konuştuklarını dile getirdi.

Erdoğan, “Bu konuyla ilgili olarak kendilerinin daha çok oradaki bazı terör örgütlerinden sıkıntıları var. Biz tabi Türkiye olarak onlara karşı da istihbari yönden olsun askeri yönden olsun her türlü gerekli ikazları, tedbirleri yaptık yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

 

 

         Erdoğan, “Ama yine aynı bölgede diğer terör örgütlerine karşı da mücadelemizi sürdürüyoruz. Biz orada YPG’yi bir yere koyamayız. Hala YPG’nin PKK’nın bir yandaşı olmadığını iddia eden mahfiller var. Böyle bir şey yok. Bir defa YPG çok açık net PKK’nın bir yan koludur, o da bir terör örgütüdür. Ama ne yazık ki başta ABD olmak üzere bize “Kürtleri öldürüyorsunuz” gibi gerçek dışı ithamlarla yaklaştılar. Bizim Kürtlerle hiçbir sıkıntımız yok. Bizim derdimiz terör örgütleriyledir.

Bu örgütün de Kürtleri, bizim vatandaşlarımızı, dostlarımızı temsil etme gibi bir derdi yoktur.” dedi.

 

 

              Güvenli bölge

Suriye’de güvenli bölge meselesi ile ilgili Erdoğan, bunun Türkiye’nin kontrolünde olması gerektiğinin üzerinde ısrarla durduklarını söyledi.

Münbiç başta olmak üzere Fırat’ın doğusu konusunda hassasiyetlerinin devam ettiğini söylediklerini ifade eden Erdoğan, “Ama hepsinden öte, ‘Biz Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda hassasiyetlere sahibiz. Bu hassasiyetlerimizi de sonuna kadar koruyacağız’ diyoruz.” diye konuştu.

Erdoğan şunları söyledi:

“Ama bu arada bölgede birçok şey de değişiyor. İşte İran Devrim Muhafızları’nın ABD tarafından terör örgütü ilan edilmiş olması, İran’ın da aynı şekilde CENTCOM’u terör örgütü ilan etmiş olması… Bunlar sıradan olaylar değil. Her şey bir yerden bir yere doğru savruluyor. Tabi enteresandır yarın İsrail’de seçim var. Yarınki seçimle ilgili olarak bunların böyle denk gelmesi veya denk getirilmesini yakıdan takip ediyoruz. Diğer taraftan Batı Şeria meselesi var. ‘Burası Filistinlilere aittir’ noktasında ister istemez tavır alacak olan biziz; alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz.”

 

 

            “Amerika ticaret hacmi noktasında Rusya’nın maalesef çok çok gerisinde”

S-400 konusunun Rusya’ya yaptıkları böyle bir seyahatte gündeme gelmemesinin mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, Rusya seyahatinin planlanmış bir seyahat olmadığını ifade etti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Biliyorsunuz bazı ülkelerde Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantılarımız var. Burada ise Üst Düzey İstişare Konseyi toplantısı olarak planlandı. Bu, bir yıl bizde, bir yıl Rusya’da olarak devam ediyor. Bu yıl sıra Rusya’daydı. Bizdeki toplantıdan sonra zaten Moskova’daki toplantının ne zaman yapılacağı planlandı. Seçimlerden sonraki haftada bunu yaparız dedik. Yoksa ‘Amerikalılar şunu söylemiş, bunu söylemiş, buna dayalı olarak buna böyle bir misilleme mi...’ Böyle bir şey asla söz konusu değil. Buna zaten gerek de yok. Kaldı ki zaten bizim Amerika’yla olan ticaret hacmimiz ile Rusya’yla olan ticaret hacmimize baktığımız zaman, Rusya’yla olan ticaret hacmimiz nerede, Amerika’yla olan ticaret hacmimiz nerede…

Amerika bir defa ticaret hacmi noktasında Rusya’nın maalesef çok çok gerisinde . Amerika’yla 15-16 milyar dolar ticaret hacmimiz var ama şu anda Rusya’yla olan ticaret hacmi 26 milyar dolara çıktı. Ama tabi ürünler noktasında -ki burada doğalgaz en önemlisi- çok daha geniş kapsamlı büyük montanlı ürünler olması hasebiyle aradaki marj çok çabuk yükseliyor.”

 

 

         “Buradan Avrupa’ya doğal gazın geçmesi bize de artı yazacak”

Şu anda doğalgaz ihtiyaçlarının yaklaşık yüzde 50’sini Rusya’dan karşıladıklarını söyleyerek, doğalgazı 81 vilayete ulaştırdıklarını, 922 ilçenin de yarıdan fazlasını şu anda aştıklarını ifade etti.

Şimdi hedeflerinin doğalgazı ülkenin tamamına ulaşabilmek, bütün ilçelere ulaşabilmek olduğunu belirten Erdoğan, “Dolayısıyla tabi buradaki rakam da büyüyor. Yeni hedef artık Türk Akım. O da bizim için büyük önem arz ediyor. Buradan Avrupa’ya doğal gazın geçmesi bize de artı yazacak. Aynı zamanda aramızdaki ilişkileri, bağları kuvvetlendirmesi, güçlendirmesi noktasında büyük önem arz ediyor.” dedi.

 

 

         “Bazı şeyler oluyor ki hepsinden hayırlı oluyor”

Erdoğan, “Tabi Amerika’nın böyle bir derdi yok. Biz Patriot’ları ne zaman istedik? Obama döneminde. Kongre’ye sevk ettiler ve Kongre’de maalesef ret yedi. Akıllı bombalar vardı. Onda da ret… Hatta biz Antalya’da G-20 toplantısında Sayın Obama’yla bunu başa baş konuştuk. Bize ‘Tamam, ben bunu çıkartacağım, halledeceğim’ dedi. Ne yazık ki gene hallolmadı. Akıllı bombalar bizim için çok çok önemliydi ama maalesef bunu halledemedik. Buraya kadar geldi. Ama bazı şeyler oluyor ki hepsinden hayırlı oluyor. Şimdi kendimiz bunları yapar hale geldik. Öyle de bir durum var.”

“Macron ‘İstanbul Zirvesi’ndeki dörtlü olarak tekrar bir araya gelemez miyiz?’ dedi”
Suriye’de Anayasa Komitesi kurulması hususuna da değinen Erdoğan, bu konuda 6 isim üzerinde anlaşmazlık olduğunu belirterek, bunun artık çözüm noktasına geldiğini söyledi.

 

 

          Erdoğan, “Şimdi gerek Lavrov’un yardımcısı gerek Dışişleri Bakan Yardımcımız Cenevre’deler. Bu çalışmaları yürütüyorlar. Şimdi bütün mesele, diğerlerinin yaklaşım tarzı ne olacak? Mesela bizi geçen gün Macron aradı, ‘İstanbul Zirvesi’ndeki dörtlü olarak tekrar bir araya gelemez miyiz?’ dedi. Ben de ‘Sayın Putin’le de istişare edelim, ondan sonra bunun kararını veririz’ dedim. Bugün bunu da görüştük. Sayın Putin buna da olumsuz bakmıyor. Ama şu anayasa komitesi meselesi belli bir yere gelsin. Çünkü İstanbul Zirvesi’nin akamete uğramaması lazım.” dedi.

 

 

             “İstanbul Dörtlüsü olarak o da buraya dahil edilebilir”

Zirvenin büyük ihtimalle yine İstanbul’da olacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Astana’yı daha güçlü hale getirmek için de bazı adımlar atılabilir. Malum üçlü var. Ürdün başından beri zaten var. Ama buraya şimdi aynı şekilde Lübnan ve Irak dahil edilebileceği gibi, bugün mesela Sayın Putin ‘Buraya Çin de dahil edilebilir’ dedi. Hatta buraya gelişmeye göre Almanya da dahil edilebilir.

İstanbul Dörtlüsü olarak o da buraya dahil edilebilir. Ona da Sayın Putin olumsuz bakmadı. Böylece Astana noktasında oraya katılanların da orayı güçlendirmiş olması, bu noktada oradan çıkacak kararların Cenevre’deki gücünü, uluslararası mutabakatı daha da artıracaktır. Gözlemci de olsa, buraya gelenler kimler, bu önemli.

 

 

           YPG konusunda bugüne kadar maalesef bizim istediğimiz tavrı ortaya koymadılar ama burada bu soru gündeme gelince biz tabi orada yine YPG’nin bir terör örgütü olduğunu açıkça ifade ettik. PKK’nın bir yan kuruluşu olduğunu dünya huzurunda açıkladık. Ama ne yazık ki YPG’yi bugün ABD de terör örgütü olarak kabul etmiş değil. Birçok dost bildiklerimiz de terör örgütü kabul etmiyor zaten, bunu da bilelim.”

F-35’ler konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, uçakların üç tanesini önceden, dördüncüsünün de sonradan verildiğini söyledi. Dört F-35’in alındığını ve şu anda eğitimlerin devam ettiğini ifade eden Erdoğan, “Bir tuğgeneralimizin riyasetinde ekibimiz, dört pilotumuz bu eğitimi orada alıyor. Bununla birlikte tabi onların buraya gelişiyle birçok parça da geleceği için biz de bunların hazırlığı içerisindeyiz.” dedi.

 

 

              "F-35’lerle ilgili olumsuz bir açıklama söz konusu değil"

Erdoğan, şu an itibarıyla F-35’lerle ilgili olumsuz herhangi bir beyanın, açıklamanın söz konusu olmadığını söyledi. Kısa süre içinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın gerekli görüşmeleri yaptığını belirten Erdoğan, “Bunlarla ilgili olumsuz bir açıklama yok. S-400’lerle ilgili ne derlerse diyorlar. Bizim de bu konuyla ilgili tavrımız net. Kim bu konuyu açarsa onlara söylediğimiz şey bu: S-400 ile ilgili anlaşma bitmiştir, biz artık işin teslim sadedindeyiz, teslimatlar da ilan edildiği gibi, şu anda takvim çalışıyor, ve bu takvim çerçevesinde gelecek.” İfadelerini kullandı.

 

 

            "NATO’nun Genel Sekreteri o, Pence değil"

Mike Pence’in S-400’ler konusundaki açıklamalarını eleştiren Erdoğan, “Mike Pence’in açıklaması bağlayıcı bir açıklama değil. Bağlayıcı olan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in açıklamasıydı. NATO’nun Genel Sekreteri o, Pence değil. Dolayısıyla, Stoltenberg yaptığı açıklamayla noktayı koydu, hem de birkaç kez koydu.” dedi.

Erdoğan şöyle devam etti.

“Ve bunun yanında da S-400’leri biz hep bir şeyle izah ettik. Yunanistan’da S-300 var, Bulgaristan’da var, Slovakya’da var. Onlarla ilgili niçin açıklama yapmıyorsunuz? S-400 diyorsun, buraya kafayı takmışlar. Biz adımımızı atmışız, bu savunma sistemidir. Biz bu hava savunma sistemini ülkemiz için bir yerden temin etmemiz lazım. Sen vermedin, biz de buradan aldık. Şu anda bile, yine aynı şartlarda, ABD vermiyor. ‘Verin, sizden de alalım’ diyoruz; ‘biz sadece Patriot almak mecburiyetinde miyiz? Onu da alırız onu da alırız. Verin sizinkini de alalım.’”

 

 

            "İsrail’in bu takındığı tavır, ‘ben çaldım ben oynadım’ başka bir şey değil"

İsrail’in Golan Tepeleri provokasyonu ile ilgili de konuşan Erdoğan, “İslam İşbirliği Teşkilatı olarak biliyorsunuz Golan’la ilgili açıklamalar yapıldı. Hemen haftasında İstanbul’da Dışişleri Bakanları Zirvesi yaptık. Dışişleri Bakanları Zirvesi’nden sonra da gayet mükemmel ve mükellef sonuç bildirgesi yayınladık. Şu anda biz o çerçevede yolumuza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Bu konuda AB üyesi ülkelerin de kendileri ile aynı düşüncede olduğunun altını çizen Erdoğan, “Putin, Çin bunlar da aynı düşüncede. Bugün de konuştuğumuzda aynı düşünceleri tekrar etti. ‘Biz de bu konuda sizinle aynı durumdayız aynı şekilde bakıyoruz’ dedi. Dolayısıyla İsrail’in bu takındığı tavır, ‘ben çaldım ben oynadım’ başka bir şey değil. Sadece bu alanda değil, birçok konuda İsrail’in tavrı bu olduğu halde BM kararları alır, bu adamlar uymaz, BMGK karar alır İsrail uygulamaz... Gerçekler ortada. Onun için de tabi, bir yere çekmek lazım.” diye konuştu.

 

 

         "Ne yapalım biz bunun peşini mi bırakalım?"

“13-14 bin oyla seçim mi kazanılır” şeklindeki açıklamasına değinen Erdoğan, “Burada itirazlar üzerinde bir şey konuşuluyor. İtirazlar üzerinde konuşulurken, İstanbul gibi bir şehirde, 11 milyona yakın seçmenin söz konusu olduğu bir şehirde, 30 binle başlayacak, süratle iş 13 bine kadar düşecek. Neyle? Yapılan itirazlarla. Ne yapalım biz bunun peşini mi bırakalım? İtirazlar devam edecek. Nihai karar mercii YSK. YSK verir kararı, isterse 1 oy olsun. Orası bu kararı verdiği zaman, ‘eyvallah o zaman başım gözüm üstüne’ dersin. Ama nihai merci neresi, orası.” dedi.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Biliyorsunuz geçmişte benim bir milletvekili adaylığım söz konusu olmuştu. İstanbul’da İl Seçim Kurulu bana mazbatamı verdi, ben milletvekili mazbatasını aldım, tercihli seçim sisteminin olduğu dönemde. O zaman bir arkadaşımız kalktı, ki benim altımda, ben il başkanıyım o ilçe başkanı, onu getirdik aday yaptık, listeye de koyduk. Sonra Ankara’dan YSK’ya başvurdular. YSK’ya başvurmak suretiyle benim milletvekilliğimi elimden aldılar. Tamam dedik kabul ettik.”

 

 

            “Şu anda bunlar bunu hazmedemiyor, itirazları hazmedemiyor”

Milletvekilliğini elinden aldıklarında mazbatasını aldığını, elinde olduğunu ifade eden Erdoğan, “Mazbatayı iptal ettiler. Şimdi burada İstanbul gibi bir şehirde benim vatandaşım, halkım, ‘benim kalbimin mutmain olması lazım, nereye itiraz yapılacaksa yapılsın’ diyor. 13-14 bin oy fark olduğu zaman seçilmez gibi bir ifade söz konusu değil. Gelin tam manasıyla itirazları ortadan kaldıralım, şaibe şu bu kalmasın, YSK da noktayı koysun, biz de öper başımıza koyarız. Ama şu anda bunlar bunu hazmedemiyor. İtirazları hazmedemiyor. ‘Neye itiraz ediyorsun?’ Niye itiraz etmeyelim ki? Sonuna kadar işin takipçisi oluruz. YSK kararını verdikten sonra da iş biter.” dedi.

Dünyada ve Türkiye’de bunun örnekleri olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Yalova seçimleri oldu, CHP. Aynı şekilde Ağrı seçimleri oldu, malum. ABD’de bakıyorsun iş öyle bir şey ki, itiraza bile bırakmıyor. Öyle eyaletler var ki yüzde 1 fark varsa tekrar sayılıyor. Bazı eyaletler var yüzde 2. orada da tekrar sayılıyor. Bunlar yapılıyor. Bizimkiler hazmedemiyor. Aynı şey Avusturya’da oldu.” ifadelerini kullandı.

 

 

            “Aslında samimi bir davranış olsa, bu iptale götürür”

Teşkilatların içerisinde, sandıklarda tam manasıyla hakimiyette, eksiklikler kusurlar olmuş olabileceğini söyleyen Erdoğan, bu konuda çok iddialı konuşamayacağını belirterek, “Ama şunu bilmemiz lazım, son bir yasal düzenlemeyle, bir defa sandık kurulları, sandık başkanları kamu görevlilerinden oluşur. Burada, öyle şeyler olur ki, birinci derecede İstanbul’da, bakıyorsunuz, belediyenin personeli, işçi sandık kurulu başkanı olmuş. Bazı yerlerde asker üye. TSK’da görevli, sivil personel de olsa, orada sandık kurulu başkanı olamaz. Bunları tespit etmiş durumda arkadaşlarımız. Tabi bunlar, işe usulsüzlük noktasında şaibe getiriyor. Tabi, aslında samimi bir davranış olsa, bu iptale götürür.” şeklinde konuştu.

 

 

          “Kendine göre bir algı operasyonu yapmak suretiyle güya bu işi lehine çevirecek”
Büyükçekmece’de adaylarının Mevlüt Uysal’ın aynı zamanda hukukçu olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdi, Mevlüt Bey bana öyle şeyler söylüyor ki ben tabi şaşırdım. Ben Mevlüt’e kendime inandığım kadar inanırım. Diyor ki mesela boş arazide, apartman var, orada seçmen başka yerden taşıma sistemiyle getirilmiş, adres orası gösteriliyor. Onu geç, iki katlı bir bina. Bina dört kat gösterilmiş, dört kat gösterilen binada seçmenler... İşte bunlar, ciddi manada, seçime ciddi manada bir şaibenin karıştığının ispatları. Ve bunu da tevsik ediyorlar.” dedi.

 

 

           Erdoğan şöyle devam etti:

“Şimdi bu tevsik edildikten sonra... Orada bir defa, birinci derecede, İlçe Seçim Kurulu, seçimin yenilenmesini getiriyor. İki, aynı zamanda Büyükşehir’i getiriyor. Büyükşehir’de fark daha büyük. Benzer şeylerin Maltepe’de olduğu da söyleniyor. Şimdi, geçersiz oylar noktasındaki çalışmalarda da buna benzer birçok şeyler vardır, bilemiyorum. Şimdi mesela, bugün açıklama yapıyor muhalefetin başındaki zat...

Benim için, İçişleri Bakanıyla, Adalet Bakanıyla ne görüştün diyor... Ya ben bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Ve şu anda devletin başıyım. İçişleri Bakanı da, Adalet Bakanı da benim kabinemin üyeleri. Ben onlarla her zaman her yerde her şeyi görüşebilirim ya. Ne görüştüğümü ben sana mı anlatacağım? Kaldı ki ben aynı zamanda bu partinin genel başkanıyım. Öyle de bir özelliğim var.

 

 

            Böyle cahilane, hiç düşünmeden, böyle kendine göre bir algı operasyonu yapmak suretiyle güya bu işi lehine çevirecek. Böyle bir saçmalık olur mu ya? Geçenlerde bir açıklaması var, o da enteresan. ‘O benim cumhurbaşkanım değil’ diyor. Şimdi ben cumhurun başkanıyım. Ve cumhurun başkanı olmam da yeni anayasa değişikliğiyle tevsik edilmiş.

Ne diyor bu? Yeni Anayasa değişikliğiyle hem partisinin hem cumhurun başı olur, faaliyetlerini beraber yürütür diyor. Şimdi herhalde bu, bir defa anayasa değişikliğinden bile herhalde haberi yok ki, bunu kalkıp bu şekilde söyleyebiliyor.”

 


           “Önümüzdeki terör sorunundan tavizimiz zaten olmayacak”

Kısa vadede önceliklerinin ne olacağı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Moskova’da Üst Düzeyli İstişare Konseyi ile başladıklarını söyledi. Bunun içinde siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel her şeyin olduğunu belirten Erdoğan, önümüzdeki süreçte bunların hepsinin olacağını ifade etti.

Bolivya Devlet Başkanı’nın Türkiye’ye geldiğini, Burkina Faso Devlet Başkanı’nın geleceğini söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Bu aralar kabullerimiz var ve arkasından da bizim bazı seyahatlerimiz olacak. Bu arada yine, birçok iş adamları dünya devleri vesaire, onların bizden ziyaret talepleri iş görüşmeleri noktasında talepleri vardı, tabi onlar da gelecekler görüşmelerimiz olacak. Temennim odur ki yatırım vesaire bu tür şeylerde atılacak adımlarla da hemen bir defa önümüzdeki terör sorunundan tavizimiz zaten olmayacak.”

Terörün üzerine üzerine gitmek suretiyle bölgeyi huzurlu bir hale getireceklerinin altını çizen Erdoğan, bir taraftan da ekonomideki yatırımları tepeden tırnağa hızlandıracaklarını ve yatırımların öncelikli planları olduğunu dile getirdi.

 

 

           "Türkiye 2019’u çok çok hareketli, çok canlı olarak geçirecek"

“Yatırım olacak ki istihdam olsun, üretim olsun.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle noktaladı:

“Böylece ülkemizde tekrar o 15-16 yıl önceki gibi yeni bir heyecanı tüm ülkeye inşallah vermiş olacağız. Ve şu anda da zaten gerek Hazine ve Maliye Bakanlığımızın yapacağı açıklaması var, arkadan Tarım Bakanlığı’yla ilgili geniş kapsamlı bir çalıştayımız olacak, Ticaret Bakanlığı’mızın aynı şekilde. Bunlarla yoğun bir şekilde... Zaten devam eden yatırımlarımız var, bu yatırımlarımızın yoğun bir şekilde açılışlarını inşallah yapacağız. Böylece Türkiye 2019’u çok çok hareketli, çok canlı olarak geçirecek. Bunları da şöyle kısa bir zaman içerisinde açıklamalarını yapacağım. İlgili bakan arkadaşlarım yapacak. Tabi turizmi çok önemli görüyorum. 2019-2020 turizmde bizim hakikaten inşallah patlama yıllarımız olacak.”

Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2019, 09:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER