Aramızda STK Başkanı olmayan var mı?

 Seçmek ve seçilmek insanın kaderi malumunuz.
Bireysel olarak her anımızda karşı karşıya olduğumuz bir gerçek olmasına rağmen nedense dikkatimizi çekmeyen bir olgu.
Her an bir düşünceyi, bir duyguyu, bir niyeti ve ardından bir davranışı seçiyoruz.
Her seçim de beraberinde ciddi bir sorumluluk yüklüyor bizlere.
Ve bu öyle bir sorumluluk ki hesabı hem bu dünyayı ve en önemlisi öte dünyayı kapsayacak kadar kuşatıcı aslında.
 İşte tamda bu nedenle her bir seçim anında, aklımızla kalbimizi buluşturmalı ve seçimlerimizin sonuçlarını derin derin düşünmeliyiz bence.
Seçimlerimiz kimi zaman bireysel olduğu gibi kimi zamanda toplumsal alanla ilgili oluyor.
Bireysel seçimlerimiz sonuçları itibariyle sadece kendimizi etkilemekle beraber toplumsal alanla ilgili seçimlerimiz, tercihlerimiz, bizim dışımızdakileri de kuşatıp, etkilediği için asıl zorluk orada başlıyor.
Acaba hesabını verebileceğimiz tercihlerimizin olmasına ne kadar dikkat ediyoruz?
Konu seçimlerimiz olunca son haftalarda gündemimizi çokça meşgul eden STK seçimlerine de değinmeden geçmek istemiyorum.
Kısaca STK diye tanımladığımız ve Sivil Toplum Kuruluşları, belli bir yasal düzenleme içerisinde gönüllülük esasına dayalı olarak kendi kaynaklarına sahip, devletten özerk, özel alan ile devlet arasında aracı niteliğinde örgütlü bir sosyal yapılanma olarak tanımlanmaktadır.
Yapısı itibariyle STK'lar birey ve devlet arasında yer alan en önemli kurumlar olarak günlük yaşamda yer edinirler. Yine Sivil Toplum Kuruluşları, özel çıkarlar ile değil kamu çıkarları ilgilenir ve bünyesinde çoğulculuğu barındırırlar.
Özetle; devletten özerk, yasal düzenlemelere tabii, devletle toplum arasındaki ilişkilerde bağımsız bir rol üstlenip çalışmalarında gönüllülük esasına dayanan bir sosyal yapı olmak sivil toplumun ayırt edici özellikleridir.
Tüm bu özellikleriyle değerlendirildiğinde toplumsal yaşamda çok önemli bir görevi icra eden STK'lar acaba VAN özelinde bu görevlerini nasıl yerine getiriyorlar?
STK'lara yasal seçim süreçlerinde kimler, nasıl aday oluyor?
Kamu yararına gönüllük esasıyla çalışması gereken STK'lar kime veya neye hizmet ediyor?
Mevcut STK'lar hangi toplumsal projeleri hayata geçirmek için kendilerine sunulan imkânları seferber edip, çaba harcıyor?
Toplumsal fayda üretmesi gereken STK'ların yönetici kadrosu ve en önemlisi başkanları çok uzun yıllara varan başkanlık dönemlerinde hangi projelere ve başarılara imza atıyor?
Mevcut STK başkanları mensubu oldukları STK'yı hangi vizyonla geleceğe taşıyor?
Üyelerinin mesleki, sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerini olumlu yönde nasıl destekliyorlar?
3, 4 veya 5 dönemi kapsayan uzun yıllar sonrası neden daha genç, daha dinamik, gelişmeleri daha iyi okuyup, takip edip üyelerine ve topluma daha fazla hizmet sunabilecek kişilere bu görevler teslim edilmiyor?
Devletten özerk olan ve siyasi yapılarla da yasal ilişkisi olmaması gereken STK'larımız acaba bu en temel özelliklerini koruyabiliyorlar mı?
Dikkat ettiniz mi acaba?
Yukarıda sorduğumuz her bir sorunun cevabı aslında bir seçimle, tercihle ilgili.
İlgili STK temsilcilerinin ve onları o makamlara taşıyanların kişilerin seçimleri, tercihleri sürecin akış yönünü belirliyor.
Özetle bir sorumluluk yüklüyor.
 Ve bu açıdan da ortadaki seçim, tercih sonuçları itibariyle bazen bir grubu bazen de daha geniş bir kitlenin bugününü ve yarınını olumlu veya olumsuz etkiliyor.
Yazımızın başında da ifade ettiğim gibi "SEÇMEK, İNSANIN KADERİDİR." Ve her seçim bir sorumluluk ve bir vebaldir.
Şimdi merak ediyorum. Acaba STK'ların seçimlerinde ne kadar dikkat ediyoruz?
Şimdi tekrar tekrar vicdanlara sormak ve hatırlatmak istediğim bir şeyler var.
STK başkanlarında neden kıstas aranmaz mesela nitelik gibi…
Örneğin bir STK başkanlığına aday olan şahıs o STK'yı nasıl geliştireceğini ne tür projeler üreteceğini konuşmaz yani neden ortaya bir değer koymaz aksine rakibine iftira atar karalar basamak olarak kullanır hiç düşündünüz mü?
Neden kendi STK'sında kusur aramaz ve hep temizdir de suçlu hep siyasetçi veya bürokratlardır?
Birçok aday birbirlerini belden aşağı vuruyor?
Puslu havayı fırsat bilip atılmadık iftira bile kalmıyor ayıp beyler ayıp yakışmıyor sizlere.
Ayrıca Van'daki STK'ların çoğu siyasi partilerin arka bahçesine dönüşmüş durumda ne kadar acı bir durum değil mi? Var mı bu konuları sorgulayan bir kimse?
Gücünü yaptığı yâda yapacağı hizmetlerden almayarak başkalarına sırtını dayayıp medet umanların vay haline…
En önemlisi Van'daki STK'lar Van birçok badire atlattı siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlar yaşadı ve hala yaşamaya devam ediyor. STK'lar Van'ın ve esnafının aynı zamanda kendi üyelerinin hangi derdini, sorununu dile getiren bir açıklama yaptı Allah aşkına bilen hatırlayan var mı?
Yani üyelerinin sorunlarının çözümü noktasında ortaya bir fikir koyan var mı?
Kimse kusura bakmasın tabela derneği olmaktan öteye gidemeyen nice STK var.
Yani birçok STK yöneticisi, oturduğu koltuğun anlamını bilemediği için yönetemedi de. Hep kendi çıkarını düşündüler.
Bazı STK yöneticileri kurumlarını özel şirketlerinin gelir kapısına çevirmişler hatta neredeyse aile şirketleri olmuş babalarının çiftliği gibi kullanıyorlar nede olsa ne denetleyen var nede sorgulayan.
 Bir yazımda nasip olursa örneklerini vererek yazacağım.
Yani demem odur ki hep top çevirdiniz bu gidişat gösteriyor ki top çevirmeye devam edeceksiniz.
Birçok odayı bilen tanıyan bile yok, varlığı yokluğu belli olmayan sözde odalar var.
Kurumsallıktan, gelişmişlikten, projeden uzak STK'ların bir ile ve insanına ne faydası olur ki?  Umarım STK'larımız uyarılarımızı dikkate alarak bundan sonra varlık sebeplerini hatırlar gereğini yaparlar, beklentilerimiz büyüktür.
Ne diyelim seçim sonuçlarının kazananı Van olsun.
Hesabını verebileceğimiz seçimler ve tercihlerde bulunabilme temennisi ve duasıyla.
Bir de merak ediyorum.
O kadar STK var ki!
Acaba aramızda STK başkanı olmayan var mı?

YORUM EKLE

banner29