Dünyanın en huzurlu ve müreffeh kenti Van

Van'da siyaseten kötüler, kötülükler ve sorunlar yerinde saymaya devam ediyor.
Zaman zaman yereldeki muhalefet, özellikle HÜDA PAR ve SP kentin sorunlarına dair bazı açıklamalar yapsa da sesleri çok cılız kalıyor…
Yâda yerel muhalefetin yerelde yaptıkları açıklamalar sessiz programsız ve koordinesiz olunca yani eleştirmek için eleştirince çok da fazla etkili olmadığına şahit oluyoruz.
Sivil toplum örgütleri için de maalesef aynı şeyleri söylemek mümkün; bir kaçı hariç bu şehrin sorunlarını doğru manada dile getiren yok.
Tabii dile getirmekle kalmamalı çözüm önerileri de sunmak lazım.
Bu konuda HÜDA Par il teşkilatının bir basın açıklamasını okudum. Hem sorunları hem de çözüm önerilerini detaylı bir şekilde dile getirmişlerdi yaklaşık altı ay önce.
Tabii bu yapılan basın açıklamalarının ardından, sonuç olarak kendilerine dönüşüm yapıldı mı iktidar kanadı tarafından bilemiyorum yapıldıysa bunların kamuoyu ile paylaşılması gerek.
Hem SP için hem de Hüda Par için söylüyorum bu sözleri.
Çünkü ilin sorunlarını bu iki parti azda olsa dile getiriyor çözüm önerileri sunarak.
Van CHP için aynı sözleri maalesef diyemiyorum.
 CHP Van il başkanı Mehmet Kurukcu göreve çok hızlı başladı ama devamını getiremedi.
 CHP'nin şuan Van'da varlığı ile yokluğu belli değil maalesef.
Maalesef diyorum çünkü bir ilde muhalefet yoksa o ilde gelişimden, adaletten, doğruluktan bahsetmek mümkün değildir.
Sorgulamak için muhalefet gerek. Eleştirmek karşı tarafın kendisini geliştirmesi için de iyi bir fırsattır.
Niteliksiz insanlar hak etmedikleri yerlere gelince eleştirinin ne olduğunu bilemezler başka başka yöntemler denerler.
Tabii bahsettiğim bizdeki muhalefet değil.
Hakkı yerine oturtan, iftira atmayan sırf muhalefet olsun diye muhalefet yapmayan, iktidarın yaptığı hizmetleri de güzeldir diyebilen bir muhalefet yapılmalı.
Yani muhalif duruş ortaya koyabilmek önemli güven verecek muhalif anlayış yapılmalı.
Muhalif duruş doğru bilgilerle yapılırsa halk tarafından inandırıcılığı olur.
Ama bizim ülkemizde kim kime çok iftira attıysa onun sesi daha çok gür çıkıyor.
Kim daha fazla yalan konuşuyorsa, iftira atıyorsa diğerinden daha fazla bağırıyorsa, yani kuru gürültü yapıyorsa onun sesi diğerini bastırıyor.
Hele bu müfteriler kendileri gibi yalancı, iftiracı, satılmış bir basını da bulunca bunları tutana aşk olsun.
Bir gün bizim ülkemiz ve özelde ilimizde de doğru muhalif bir duruş ortaya konulsun istiyoruz.
Artık doğru konuşanların da sözü dinlensin sözü anlam kazansın geçerli olsun istiyoruz.
Tabii bu dediklerim ancak insanların sözleriyle yaşantıları birbiriyle örtüşürse olur.
Çünkü millet bakıyor adam her şeyi, çok şeyi konuşuyor aşırı dürüst gösteriyor kendini ama yaşantısında bu konuştuklarından eser yok.
Kendini çok dürüst çok doğru anlatıyor kameralar önünde ama arka tarafta yapmadığı kötülük kalmıyor.
Böyle yapanlara bakınız yüce Allah ne güzel söylüyor Kuran-ı Kerim'inde:
"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?" (SAFF Suresi 2. Ayet)
Umut ediyorum bu ayeti hayatımızın felsefesi yaparız ve uyarız.
Evet, maalesef muhalefet bu ilde doğru işlemiyor.
Eğer güzel şehrimiz Van'da doğru bir muhalefet yapılsa yapılmayan işler yapılmış gibi gösterilebilinir mi?
Verilen sözler yerine getirilmediği zaman bir karşılık bulmaz mı?
Bitmeyen projeler üzerinden yıllarca konuşulur mu?
Her kürsüye çıktıklarında tam on yıldır aynı şeyleri konuşan ama bir metre ilerleme kaydetmeyen sorunlara ve sorunlu insanlara karşı bir sözü olan yok mu bu şehirde.
Peki, bu şehirde neden kimse konuşmaz, bir olumsuzluğa itiraz etmez beyler ne oldu bu kente? Allah aşkına söyleyin.
Söyleyin ne olur her şey çok mu güzel gidiyor hiçbir sorunu sıkıntısı yok mu bu şehrin?
Söylersek başımıza bir sorun mu gelir diyorsunuz?
Size FETÖ'cü mü derler? Size PKK'lı mı derler neden korkuyorsunuz? Bir kumpasa kurban mı gidersiniz?
Neden herkes kafasını kuma gömmüş, gözlerinizin içine baka baka doğru konuşmayanlara, halkı aldatanlara karşı söyleyecek hiç mi bir sözünüz yok?
Kusura bakmayın göbeği açık olanlar konuşamaz.
Biliyorum kapalı kapılar ardında demediğiniz laf tüketmediğiniz nefes kalmadı. Neden bu hale geldik diye hiç mi kendimizi sorgulamayacağız.
Herkes bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığında götürüyor malı.
Ayıp hem de çok ayıp yazıklar olsun haksızlığı, kötülüğü, zulmü, gördüğü ve bildiği halde ses çıkarmayanlara!
Geçen hafta, Uluslararası Altın Kentler Derneği Kent Araştırmaları Merkezinin organizasyonu ile Van'ın geleceğinin konuşulduğu kent ekonomisi ve yerel kalkınma zirvesi yapıldı.
İnanın sebebini bir türlü anlamadığım konuşmalar yapıldı.
Siyasiler bu şehrin hiçbir sorunu yokmuş gibi, her şey güllük gülistanlık şekilde gösterdi her şeyi yine!
Konuşmacılarda bir iki istisna hariç bu duruma ayak uydurdu ve hiçbir mesele doğru tartışılmadan kapandı.
Yıllardır aynı adamlar aynı şeyleri bıkmadan usanmadan defalarca tekrara düşerek hala anlatmaya devam ediyor…
Ve yine yıllardır aynı adamlar bıkmadan usanmadan sorgulamaksızın aynı insanları aynı sözlerinden dolayı alkışlamaya devam ediyor...
Pes doğrusu, bu kentin üstüne ölü toprağının serildiğinin en net resmi bu olsa gerek.
Bir ilin meseleleri doğru insanlarla sümen altı edilmeden, hiçbir kaygı ve gelecek endişesi taşınmadan konuşulmadığı sürece çözüm olmaz.
 O nedenle bir ilde sorunların gerçekten çözülmesi isteniyorsa önce çok ama çok samimi doğru olacaksınız gerisi zaten kolay.
Bu da kral çıplak diyecek adam gibi adamlarla olur.
Yoksa gündüz kameraları, halk kitlelerinin önünde görünce Van'ın deprem yıl dönümünün acısını paylaşır gibi yaparak gece olunca sazlı sözlü çiğ köfte partileri kutlayarak olmuyor beyler vallahi olmuyor.
Acılar öyle paylaşılmaz acılar göstermelik nutuklarla, seremonilerle, törensel şovlarla paylaşılmaz.
Acılar acı çekenin derdini dert ederek paylaşılır yanında durarak maddi manevi olarak paylaşılır.
Bu işler dostlar pazarda görsün diye olmuyor ağalar asil insanlar ağzından çıkan sözleri hayatında yaşayan insanlardır.
Hele sorumluluk taşıyanlar sorumluluğunu herkesten daha çok bilmeli.
Sadece empati yapın vicdanınıza sorun sizin yakınlarınız depremde hayatını kaybetseydi böylemi yapardınız? Yâda bir başkası böyle yapsaydı siz ne derdiniz
Dikkat etmezseniz bu laubalilikler çok pahalıya mal olabilir!
NOT:  Van Gölü Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulunun, gazetecilerin tehdit edilmesi ve susturulmaya çalışılmasına dair yaptıkları onurlu açıklamalarından ve omurgalı dik duruşlarından dolayı kutluyorum.
Yönetimdeki arkadaşları uğradığımız hakaret ve tehditlere verdikleri tepkiden ötürü gazetecilik mesleklerine gösterdikleri saygıdan dolayı tebrik ediyorum.

YORUM EKLE

banner29