EDİ BESE: VAN'DA 160 EVE EL KONULDU!

     Gazetecilik, hayata ve olaylara eleştirel bir gözle bakmayı gerekli kılan bir meslek dalı. Görülenden ziyade üstü örtüleni, duyulandan ziyade sesi kısılanı, bilinenden öte bilinmeyeni/paylaşılmayanı önceleyen bir meslektir.
Kimi zaman da toplumun dillendirmek istediği ama farklı gerekçelerle dile getirmediği/ getiremediği eleştirilerin, kaygıların, tepkilerin ve beklentilerin dile getirilmesine aracı olan bir meslek olarak bilinir.
     Başka bir ifade ile gazetecilik, gördüğünüz yanlışlıkları eleştirdiğiniz gibi yapılan güzellikleri de doğru bir dil ile anlatmanın adıdır. Tüm bu yönleriyle gazetecilik aslında toplum vicdanının sesi, eleştirel aklın yansımasıdır.
Biz gazeteciler için en fazla gündem maddesini hiç şüphesiz siyaset ve siyasetçiler oluşturuyor. Neden derseniz çünkü toplum da bu yazıları seviyor. Böyle olunca da iktidar olması hasebiyle hep AK partiye yükleniyoruz ancak bunu yaparken aslında eksiklerini gidermesi için uyarıyoruz.
İktidar olan parti doğal olarak hizmet anlamında da göz önünde olduğu için eleştiriyle çok fazla muhatap oluyor.
     Bu minvalde, yakın zamanda erken seçim kararı sonrası Ak Parti aday adayları yerden yere vuruldu, eleştirilerde her türlü durum geliştirildi. Fısıltı gazetesi aracılığı ile kimi PKK'lı, kimi FETÖ'cü olarak ilan edildi. Bazıları isabetli bazıları iftiradan öteye gitmedi.
     Buraya kadar olanları anladık. Peki, bu ilde HDP'ye laf diyen, eleştiren var mı?
HDP''li siyasetçiler bu kenti neredeyse 8 yıl yerelde belediyelerle yönettiler. Bu önemli süreçte HDP siyasetçilerinin Van için taş üstüne taş koyduklarını gören duyan var mı?
HDP'liler bundan önce AK parti belediyesinin borçlarını anlatarak toplumsal algıyı yönettiler ve yerelde iktidara geldiler, belediye seçimlerini kazandılar. Bekir Kaya başkan olduktan hemen sonra ise devraldıkları Van Belediyesinin borcu olmadığını söylemesine rağmen nedense hiç gündem olmadı, yerelde hiç konuşulmadı.
     Sonrasında ise kayyumların devraldığı HDP belediyesinin bıraktığı trilyonlarca borç yine hiç gündem olmadı. Kimse bunu konuşmadı. Bu borç neyin nesi, hangi hizmetin, yatırımın sonucu diye hiç soran olmadı. Nereye harcandığı açıklanmayan trilyonlarca lira yine bu halkın sırtından çıkmadı mı?
Yine son genel seçimlerde HDP'nin 6 tane Van milletvekilinin Van iline bir çivi çaktığını gören var mı?
Bu şehrin onlarca önemli ve öncelikli sorunu varken acaba bu vekiller ne yaptı?
Halkın iradesi ile oturdukları koltukların hakkını verebildiler mi?
HDP'liler çok adil şeffaf olduklarını iddia ediyorlar diye soruyorum hangi yüzle Van halkından oy isteyeceksiniz?
     Yine ideolojik siyaset mi yapacaksınız?
Bu halkın karnı aç beyler!
     Halkınıza bugüne kadar sahip çıkmadınız. Yalnız bıraktınız. Artık çözüme kavuşmuş olan geçmişte yaşanan acıları ve      sorunları ısıtıp ısıtıp Kürt kardeşlerime sanki bugünün sorunuymuş gibi anlattınız, aldattınız.
     Gasp edilmiş haklarınızı koruyacağız, sizi özgür kılacağız, sömürülmekten kurtarıp tüm haklarınızı size geri kazandıracağız diye meydanlarda kitleler karşısında hamaset yapan, demagoji yapan HDP acaba gerek belediyelerde elde ettiği sonuç gerekse meclise gönderdiği önemli sayıdaki milletvekilleri ile bu şehrin alt yapısına, üst yapısına, sosyal dokusuna, gelecek vizyonuna hangi katkıyı sundu. Bunu neden konuşmuyoruz?
     Eğitim alanında yatırım hizmet alanları geliştiriyoruz diyerek açılan kadın ve gençlik merkezlerinde bu şehrin öz evlatlarını, gençlerimizi ve ailelerimizin en temel unsuru, Allah'ın erkeklere emaneti, gelecek neslin en önemli öğretmenleri rol modelleri olan kadınlarımızı özgürlük ve eşitlik adına vermiş olduğunuz eğitimler, hazırlamış olduğunuz kamplarla kendi tarihiyle, kültürüyle, inancıyla, medeniyetiyle kavgalı hale getirmediniz mi? Buna hakkınız var mıydı? Bu kimin veya kimlerin işine yaradı?
Hatta en önemli soru bu tür eğitim kamplarında kimlere trilyonlarca para akıttınız? Hayali dersler ve meslekler üretip devletin kasasını soydunuz?
Bundan böyle de anlatacaklarınız bu halka hiç samimi gelmeyecek artık.
Neden mi?
     Çünkü bir kent nasıl yok edilir, heba olur bunu HDP belediyeleri ve HDP siyasetçileri bize çok net gösterdi.
Malumunuz, Fetö'nün Türkiye'de en güçlü olduğu il Van.
     Şimdi vereceğim bilgileri de vicdan sahiplerinin sorgulamasını bekliyorum.
Kirli ittifakın boyutlarını anlamanız için bu detay çok önemli. Yani, Kürtlerin Fetö üzerinden nasıl aldatıldığını ortaya koyan      bilgiler dikkatlice okunmalı ve üzerinde titizlikle düşünülmeli.
     Çevre ve şehircilik bakanı Sayın Mehmet Özhaseki'nin Van ziyaretinde dile getirdiği, bölge illeriyle ilgili bilgiler de öyle yeyilir yutulur türden değil.
Bu yazdıklarımı ima eder türden açıklamalar yaptı sayın bakan.
FETÖ'nün Türkiye'de en fazla gayrimenkule sahip olduğu il olan Van. Ve Van'da 160'ın üzerinde gayrimenkulün devlet tarafından hazineye aktarılıyor.
Bu gayrimenkullere nasıl ulaşıldı? Bu konuda hala mahkemeler sürüyor.
     FETÖ ve PKK'nın Türkiye'de en etkili olduğu ilin Van olması iki terör örgütü arasındaki ilişkinin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
     PKK ve FETÖ ilişkisinin bir başka göstergesi de, bölgede tespit edilen PKK örgütüne ait 80'in üzerindeki cephanelik ve mağaraların ağır silahlarla FETÖ'cülerin desteği ile doldurulmuş olduğu bilgisi ülke gündeminde de haber olmuştu.
Fetö ve PKK terör örgütlerinin aynı anda Van'da etkili olması, arka planda büyük bir dayanışma içinde olduklarını ortaya koyuyor.
     Bütün Kürtlerin yıllardır dillendirdiği ve yaka silktiği "Fetö Kürt düşmanıdır" ifadeleri şimdi aldatma mıydı? Birçok konuda      olduğu gibi bu konuda da bizi aldatmışlar.
     PKK'lı yüzlerce teröristin belediyede çalıştığı gösterilerek maaşa bağlanması sizce insanlığın neresine oturuyor.
Hendek, çukur siyasetinde Kürt illerinde Kürt gençlerinin ölümüne neden olanlara, Kürtler hesap sormadığı sürece kimse gerçeklerle yüzleşemez.
Çok kirli ilişkiler bunlar çok. Kürt kardeşim, bunun hesabını soracak öncelikle sizsiniz. Bu oyunu bozacak sizin omurgalı duruşunuzdur.
Dikkat ettiniz mi? HDP'nin bu önemli seçim sürecinde aday sayısı dahi açıklanmadı. Kimlerin aday adayı olduğuna bile bakılmadı.
     Ak Parti listesi açıklandığında birçok eleştiri ve memnuniyetsizlik dile getiriliyor ve bunu sözde Ak Partiye yakın olduğunu iddia edenler yapıyor.
     Ak parti yönetim ve ilçe başkanlarına her şey söylenebiliyor, ancak HDP yöneticileri hiçbir şekilde gündeme gelmiyor.      Toplum bunların kim olduğunu dahi bilmiyor. Eğitim durumları, toplumda ne kadar karşılıklarının olup olmadığına hiç bakılmıyor.
     Farkında olunmadan veya bilerek Ak Parti her hücresi ile toplumun önüne çıkarılıyor ve eleştirilerle toplum nezdinde itibarsızlaştırılıyor. Tabi bu bir oyunun parçası olarak bilinmeli.
     24 Haziran seçimleri için açıklanan listede HDP'de daha önceki milletvekilleri yok.
     Birinci sıra Vanlı değil.
     İthal vekiller haklarını savunduğunu iddia ettiği, oylarıyla meclise gittiği milletin taziyesine gitmez derdi ile dertlenmez sorun ve sıkıntıları ile ilgilenmez. Hatta kimse kendisine ulaşamaz bile.
     Buna rağmen Vanlının oyu ile gidecek. Her ne kadar tabanda kabul görmüyor denilse de. Bu toplumsal bir sorundur. HDP tabanının ve özellikle Kürt kardeşlerimizin bu durumu artık ciddi bir şekilde irdelemesi gerekmiyor mu?
Kendini bu kadar korunaklı hale getiren siyasal yapının etrafındaki örülü duvarlarına kimse bakmıyor. İktidar parti olmasına rağmen, birçok hizmeti getirmelerine rağmen AK parti aşırı göz önünde olmanın acı faturasını ödüyor.
2002 yılından beri 50 yıllık çalışmaları ve şimdi kayyumlar tarafından AK parti Van'a hizmet ediyor. Son 8 yıldır yerelde devletin sunmuş olduğu tüm imkânları hoyratça kullanan, halka hizmete dönüştürmeyen HDP belediyelerinin enkazlarını kayyumlar hızla onarmaya çalışıyor. Ve halk öncesi ve sonrasıyla kıyaslama yaparken şu soruyu sormaya başlıyor?
Neden bizim oylarımızla belediyeleri kazanan, meclise giden HDP siyasetçileri bu hizmetleri yapmadı?
     Bu arada Ak Parti'nin Van adayları her çerçeveden değerlendirilirken, HDP'nin 8 vekil adayına hiç kimsenin dikkat etmemesi, bilinçli bir algıdan kaynaklanıyor kanaatimce.
Korkudan HDP eleştirilmiyor,
     Oluşturulan bu korku dünyası, sözde demokrasiyi, sözde halkların kardeşliğini, sözde düşünce özgürlüğünü geliştirdi.
Sözde olan, ancak özde esamesi bile bulunmayan bu durumları artık HDP seçmeninin sorgulaması gerekiyor.
Sadece devletten ve iktidardan yana sorgulama sistemini geliştiren HDP'lilerin öze dönüşünde içinde bulunduğu acı durumu birilerinin söylemesi gerekiyor.
30 yıldan beridir gençler ölüyordu, artık ölmüyor.
     Analar artık ağlamıyor.
Yıllarca Faşizme isyan ettirilen Kürtler, faşizmin göbeğinde rezil bir geçmiş ile geleceğe teslim ediliyor.
Bulunduğu değerlerden koparılan teröristlere birilerinin " Edi bese!" demesi lazım. Aksi tekdirde bir hiç uğruna evlatları canlı canlı öldürtülmeye devam edilecek Kürt gençlerini kullanan vampirler tarafından..
     Evlatlarını öldürenleri tarihin kirli sayfalarına gömmeleri için 24 Haziran tarihi bir fırsattır.
Bölge halklarının kardeşliğinin kurtulabilmesi için 24 Haziran büyük bir fırsattır.
     Kürtler 24 Haziran da ya tarih yazacaklar veya tarihi kirlenmeye devam edecekler vesselam.
Şimdi vicdanlı, adaletli, haramı helalı bilen hakkaniyetli HDP'lilerin hesap sormasını bekliyorum.
     Bakalım kaçta ne hakkaniyetli HDP'li çıkacak.
Ya da hesabı sandıkta mı soracaklar?
     Hep beraber bekleyip göreceğiz.

YORUM EKLE

banner29