Kentin geleceği mi? kendi geleceğiniz mi?

    BİRİLERİNE ŞİRİN GÖRÜNMEK İÇİN KENTİ VE GELECEĞİ YAKMAK!!!
   Hani an gelir yüreğiniz yanar, nutkunuz tutulur ve ruhunuz ızdırap çeker ya işte bende şimdi bu haldeyim.
Yazdığım kelimeler sesimi ötelere duyuran çığlığım olsun istiyorum.
Sizlere hislerimi, düşüncelerimi, kaygılarımı anlatmak için tüm kelimeleri, kavramları kullanmak istiyorum.
Aslında kadim şehrimiz Van'ın şuan devler liginde mücadele etmesi gerekirdi ama birçok konuda kümede kalma mücadelesi veriyoruz.

 


     Yerel siyaseten dipteyiz. Çünkü bizi bugüne kadar birkaç istisna hariç amatör zihinli insanlar yönetti.
Gerçekçi olmak lazım, her şeyi güllük gülistanlık göstermenin anlamı yok.
Zaten bizi yakanda bu değil mi?
Her şeyi tozpembe göstermek ve sorunları halının altına süpürme çirkinliği.
Ve o pisliğin kokuştuğunun bilerek farkına varmak istememek. Bu değil mi en büyük hastalığımız.
Ey sumen altı zihniyle çalışan insanımız!
Evi pis kokular sardı.

 


      Bir şey yapmazsanız sizi de zehirleyecek bu pis kokular.  Farkında değil misiniz?
Eğitimde sonlardayız.
Madde bağımlısı çocuklarımızın sayısı bir hayli fazla, hiç mi endişeniz olmayacak?
Bakınız Van ili uyuşturucunun geçiş güzergâhı ve Van emniyeti müthiş bir başarı öyküsü ortaya koyarak neredeyse her gün yüzlerce kilo uyuşturucu yakalıyor.
Sınırlarımızda benzeri suiistimale açık birçok sorun yaşanıyor.
Artık sıra baronlara, babalara gelmeli değil mi?

 


     Bazen uyuşturucuyla uyuşturuluyoruz, bazen de yalan vaatlerle aldatılıp uyuşturuluyoruz.
Uyuyoruz, uyutuyorlar, uyanan ve uyandıranları da doğruyu konuştukları dürüst oldukları için kabul etmiyorlar. Sinsi tuzaklarıyla karalamalarla yok etmeye çalışıyorlar.
Gayri safı milli hâsılada sonlardayız.
Bazı branşlar hariç sporda sonlardayız.
Türkiye'nin 16. büyük iliyiz ama kocaman, irileşen büyük bir köy görünümündeyiz.
Çarpık kentleşme, görüntü kirliliği insanın midesini bulandırıyor.
Yani gelişmiyoruz, plansız ve programsız irileşiyoruz.
20 ila 30 yaş arası genç nüfus sayımız 340 bin civarında.
Ve işsizlik oranı can sıkıcı boyutlarda, aileler yoksul.
Fakir insanımız bir hayli fazla. Sorunumuz sosyal yardımlarla çözülmeyecek derecede büyük.
Bu halka balık tutmayı öğretecek beyinler gerekiyor. Çok acil projelerle istihdam alanları geliştirilmeli.
Yollar kazılıp yapılıyor, yeniden kazılıp yapılıyor. Devletin parası bilinçsizce çarçur ediliyor ama sorgulayan yok.
Hakeza yollar köstebek yuvası olmuş. Buna rağmen göz boyamayla, yamamayla günü kurtarmaya çalışılıyorlar.
Allahtan kayyumlar geldi. Bu şehir tarihinde görmediği hizmetleri görmeye başladı.
Yeter mi peki? Asla!

 


    Güzel şehrimiz yıllardır o kadar çok ihmal edilmiş ki ne yapsanız az kalıyor.
Birçok şey plansız, projesiz işliyor.
Güzel Van'ım birçok konuda can çekişiyor.
Şampiyonluğu garantilemiş takım gibi top çeviriyor muktedirler.
Bu şehrin kümede kalma mücadelesi verdiğini anlamak istemiyorlar.
Van'ın iyi bir orkestraya ve tecrübeli, şahsiyetli teknik direktöre ihtiyaç var.
Hatta böylesi bir yetenek zaman zaman sahaya inerek takım kaptanlığı yapabilecek kabiliyette olmalı.
Yönetici özelliğiyle beraber aslında LİDER olmalı.
Güçlü bir ortak akıl oluşturulmalı ve bakın yaşadığımız kentin sorunları şunlardır diye tüm çıplaklığıyla ilgili tüm muhataplara, paydaşlara bu sorunlar anlatılmalı. Kapsamlı ve nitelikli bir grup tarafından tüm bu sorunlar etraflıca tartışılmalı, çözüm yolları aranmalı ve geliştirilmeli.
Kimse şehrin ve toplumun sorunları anlatılırken korkmamalı, cesur ve ön yargısız olmalı.
Sizce de yaşadığımız tüm sorunların, bu acı tablonun kaynağı doğruları içtenlikle konuşmamak değil mi?
Yalan, riyakârlık o kadar hayatımızı kuşatmış ki birilerine şirin görünmek için maalesef kendi yalanlarımıza kendimiz bile inanır hale geldik. Ne acı bir durum değil mi? Aslında bu bireyleri ve toplumları şahsiyetsizliğe, kimliksizliğe sürükleyen bir alışkanlık.
Sorunları doğru anlatanlar farklı bir kefeye bırakılmamalı.
Asla ötekileştirilmemeli, dışlanmamalı. Aksine kral çıplak diyen çocuk misali gerçekleri haykırdığı için özenle muhafaza edilmeli, anlaşılmak için can kulağıyla dinlenmeli.
Tüm ayrışmalar bir gün doğru insan aramanıza neden olur ve sonra doğru konuşan insan bile bulamayabilirsiniz.
O nedenle kral çıplak diyenler her yerde olmalı.

 

   
Zaten dürüst insanların varlık sebebi dürüst olmayanları rahatsız etmektir.
Yakın zamanın lider müslüman şahsiyetlerinden afroamerikalı Malcolm X' in dediği gibi;
-Tüm uyuyanları uyandırmak için tek uyanık yeter!
Artık insanlara tepeden bakmamalı ve kibirden uzak durulmalı.
Oy isteyince üstü, eli kirli olan en önemlisi de helal kazanç için anlı terleyen işçiyi kucaklayan ve herkesin yanına gidenler seçimler bittikten sonra halkı hor görme kompleksinden vazgeçmeli artık.
İşte şimdi bu ili yönetmeye talip milletvekili aday adayları bu yukarıda yazdıklarımın neresinde duruyor diye sormak isterim.
Var mı bana cevap verecek?

 


    Vekil adaylarımızın neye talip olduklarını da anlamamız için bazı karinelere ihtiyacımız var.
İşte Van ilinin kanayan yaraları. Aklımdan ve yüreğimden geçenleri yazabildiğim kadarıyla paylaşmaya çalıştım.
Unutmamak gerek dostlar!
Yaşadığımız sorunlar samimi ve gerçekçi olmadıkça, bir birimize karşı dürüst ve önyargısız tavır almadıkça ve en önemlisi kendi evladının hastalandığında iyileşmesi için duyduğu endişeyi aynı samimiyetle bu ülkenin insanına, yaşadığı ile göstermediği sürece asla bir çözüm söz konusu olmaz.
Artık sizce yaşadığımız, gördüğümüz zaman ızdırap duyduğumuz sorunlara ve sorumlulara DUR demenin vakti gelmedi mi?

YORUM EKLE

banner29