Korkuyorum (!)

Korku insanı bir histir…
Her insanda yaradılışta var olan bir gerçektir..
Korku, Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü, kötülük gelme ihtimali, karşısında bir durum ifadesidir.
Kim derse "Ben korkmuyorum!" kocaman bir yalan attığını hatırlatın kendisine…
Korku birçok alanda baskın bir duygu olarak karşımıza çıkıyor.
Hayatımız boyunca korkular ile yönetilmeye ve terbiye edilmeye çalışılmış bireyleriz.
Korkunun ilk olarak ortaya çıkışı, yemek yemediğimiz, çoraplarımızı giymediğimiz, evin içinde başımıza buyruk yaşadığımız çocukluğumuzda başlar.
Yemek yemezsen canavar gelip ham yapar, suyunu içmezsen minnoş gelip içer, çoraplarını giymezsen böcekler seni yer, elbiselerini giymezsen doktor amca gelir iğne yapar.' gibi fanteziler ile çocuk aklımıza yerleşmeye başlıyor korkularımız.
Yani bilinçaltımıza yerleşen çok şey var bu manada…
Korku ekip korku biçerek yaşamak denir buna…
Kime sorsan farklı bir korku tanımı yapar muhtemelen..
Evladını, makamını, parasını, şanını, şöhretini, istikbalini kaybedersek korkusu..
İftiraya maruz kalma korkusu…
Başıma bir çorap örerler, kumpasa kurban giderim korkusu…
Sus, gerçekleri konuşma!…
Doğruyu yazma, senden başka kimse yok mu? Gibi korku sendromuyla büyüyenlerin toplumda oluşturduğu çevresel algı…
Amma önemli olan korkunun esiri olmamak…
Asıl korkuların insanlar üzerindeki etkilerinden bahsetmek lazım…
Mesela yan etkilerinden…
Zararlarından, oluşturduğu esaretten, tehlike çanlarından bahsetmek lazım…

Geçenlerde Van'ın önemli başkanlarından birisiyle bir toplantıda karşılaştık.
Toplantı dağıldıktan sonra yaklaşık bir saat hasbihal ettik..
Başkan bey çok dertliydi…  
Derdi para falan değildi, bildiğim kadarıyla yeterince parası olanlardandı…
Mesele dönüp dolaşıp Van'ın sorunlarına geliyordu…
Değerli başkanın önemli tespitleri vardı…
Van'a gelen önemli simaların, hiç alakasız derneklere STK'lara götürüldüğünü söylüyordu…
Götürsünler, bunda ne var ki dedim… Çok şey var dedi, adamlar kendilerini eleştirecek yanlışlarını söyleyecek doğruları konuşacak kimsenin yanına, üst düzey yöneticileri götürmüyorlar diyor dertli başkan.
Sebebi nedir, size mi gelsinler, ne fark eder ki diye sorduğumda da? Hep aynı insanlara götürüyorlar, götürdükleri insanlar gelen misafirlere doğru şeyler söylemiyorlar, yerel siyasileri boş sözlerle övüyorlar, üst düzey yöneticiler de Van çok güzelmiş demek bakın ne güzel anlatıyorlar STK'lar diyerek ayrılıyorlar.
Yani Van'ın meselelerini her defasında sümen altı edildiğini görüyoruz diyerek dert yanıyor başkan bey.
O zaman sizin gibi düşünen ve bu hataları gören diğer STK'larla bir araya gelin varsa böyle hatalar Van için Van'ın faydası ve geleceği için basın yoluyla kamuoyunu bilgilendirin dedim kendilerine.
Böyle yaparsanız körler sağırlar birbirini ağırlar misali yapılan bir oyunu bozarsınız dediğimde…
Hayır, arkadaş dur orada ben şahsen korkuyorum.
Neden dediğimde? Başıma bir iş gelmesinden korkuyorum…
Başıma bir çorap örerler çıkıp doğruları konuşsam…
Kirli çamaşırlarını anlatsam… Neden, belli STK'ları seçtiklerini anlatsam bana zarar verirler diyor…
Gerçekten başkanın bunları konuşurken bile endişeyle korku karışımı bir hale büründüğünü hissediyorum…
Ben yine rahat durmuyorum, kimden neden korkuyorsun diye soruyorum…
Gücü elinde bulunduranlardan korkuyorum diyor başkan bey..
Nasıl yani ısrar ediyorum…
Devletin gücünü elinde bulunduranlar kendilerine kim karşı çıksa hatalarını dese sürece yayarak mutlaka başına bir şeyler getiriyorlar diyor endişeli başkan…
Yani devletin verdiği yetkiyi kişisel ikbal ve imtiyazı için kullanıyorlar bazı siyasiler diyor başkan…
Ben biraz başkanın gözlerine bakıyorum sonra eyvah ki eyvah diyorum…
Ne haldeyiz ya diyorum sen ki AK partilisin ve bunu da herkes biliyor, bu korkuyu yaşıyorsun o zaman hakkını arayamayanlar, güçsüz olanlar, kendisini savunamayanlar ne yapsın? Peki diye soruyorum başkana, başkan hafif tebessümle başını önüne eğiyor…
Evet, eğer bir ilde gücü, iktidarı elinde bulunduranların hatalarını söylerken başına bir şey geleceğinden korkuluyorsa o ilde çok büyük bir sorun var demektir…
Bu, sadece bir başkandır deyip geçiştirilecek bir şey değil…
Çok kişinin yaşayıp da korkudan konuşamadığı, acısını içine gömdüğü bir durumdur.
Eğer bir ilde korku varsa bu korkuda gizliyse, bu korkuyu yaşayanların içine ateş düşmüş demektir…
Bu ateşi söndüremeyenler, bir gün bu ateşte yanar haberiniz ola…
Şimdi ülkemizi yöneten büyüklerimize Van'dan sesleniyorum bu garip ilde sessiz yığınların çok olduğunu, behemehâl bu güzel Van'a bir el atmanız gerektiğini bir kez daha hatırlatayım dedim…
Bu sessiz yığınların sesini neden kıstınız diye sorulduğunda da?
Hangi suçtan dolayı susturuldular diye sorulduğunda da?
Bu insanlar hangi suçtan dolayı korkuyorlar diye hesaba çekilip sorulduğunda d?
Evet, sorulduğunD da, bu soruların sorulmaya geç kalınmadığın da, her şey aydınlığa kavuşacaktır sanırım…
Korkunun ecele faydası yoktur bazen hayat olacağına varır demek lazım…
Ehhh geldik ömrün son demlerine artık en büyük korku ile yüzleşmeye başlıyoruz…
 Tüm hayatın korkularının son bulduğu ve anlamsız geldiği, her şeyin birden boş göründüğü gerçek üstü yanlarımızı açığa çıkartan ölüm korkusu ve ondan kaçışın yok nedense.
 Tüm korkularımızın içinde kaçırdığımız ne çok güzellik var farkında mısınız?

YORUM EKLE

banner29