Yeriniz Sağlam mı?

   Hayat kendi içinde sürekli değişime gebedir. Uzak ve yakın tarihe şöyle bir baktığımızda su misali akan zaman içinde toplumların, devletlerin ve tek tek insanların hayat yolculuğu içinde bir değişime tabi olduklarını görürüz.
    Bu anlamda değişim aslında hayatın ayrılmaz bir parçası olarak karşımızda durur. Hani çok güzel bir söz var ya; "değişmeyen tek şey varsa o da değişimin ta kendisidir" diye. Bu söz içinde barındırdığı derin anlam ile anlaşılsa inanıyorum ki günlük yaşamda bizler daha kaliteli ve anlamlı bir hayatı yaşayacağız.
Şimdi ne oldu da bu başlık ve böyle bir girişe ihtiyaç duydun diye söylendiğinizi duyar gibiyim. Neyse sizleri çok fazla meraklandırmadan asıl söylemek istediklerime geleyim.
    Van özelinde kurumlarda önümüzdeki günlerde bir değişim rüzgârı eseceği yönünde duyumlar almaya başladım. Muhtemeldir ki bu duyumların bazılarını sizlerde duymuş olabilirsiniz.
İyi de bunda ne var? Diyebilirsiniz.
   Evet, aslında sade bir bakışla konuya bakarsak bu durumda hiçbir sorun yok elbet. Ama birde dünden bugüne yaşadıklarımız üzerinden tecrübe ettiklerimiz üzerinden konuyu anlamaya ve okumaya çalıştığımızda konunun hiç de o kadar sade ve sorunsuz olmadığını görebiliriz. İşte ben bu konuda bazı düşüncelerimi siz değerli okurlarımla ve bu yazıyı okuyacak siyasetçi ve bürokratlarla paylaşmak istiyorum.
    Tabi siyasetçi derken özellikle iktidar partisi olan Ak Partinin Van il Başkanı ve İl Milletvekillerine toplumsal bazı beklentileri hatırlatmak istiyorum.
    İsterseniz konuyu birkaç madde halinde ve sizleri sıkmayacak bir şekilde paylaşayım.
Kamu kurumlarında görev almak aslında "ateşten bir gömlek giymek" anlamına gelir. Hele bir de yönetici olmuşsanız o zaman durum çok daha ciddi. Toplum adına ve toplum faydasına kamu kaynaklarını kullanarak "insanlara hizmet etmek için görevlendirilmiş" olan kişilerin mutlaka varlık sebeplerini akıllarından bir an olsun çıkarmadan hizmet etme, hizmet üretme zorunlulukları vardır. Kendilerine emekleri karşılığında ödenen maaş da zaten bunun için verilir.
    Yine kamu kurum çalışanları ve yöneticileri kendilerine belirli bir süreliğine "emanet olarak verilen yetki, makam ve koltuklarını" topluma hizmeti kolaylaştırmak için kullanırlar. Yoksa kullandıkları yetki ve ellerinde olan güç kendilerine ait tapulu bir mal veya miras değil, halka aittir.
İslam inancımızın inşa ettiği medeniyetimiz bu anlamda özellikle halka hizmete verdiği değeri;
    "Halka hizmet, Hakka hizmettir" ve "İnsanların en hayırlısı insanlara en fazla hizmet edendir" diyerek bizlere yüzyıllar boyunca rehberlik etmiştir.
Yine görevlendirmelerde "liyakat ve ehliyeti" öncelikli ilkeler olarak belirleyerek;
"İş, ehline verilmediği zaman kıyameti bekleyin" uyarısıyla bizleri karşı karşıya bırakmıştır.
Tüm bunları paylaşırken beni bu düşünceleri paylaşmaya sevk eden en temel kaygı yukarıdaki satırlarda da ifade ettiğim gibi geçmiş tecrübelerim oldu.
    Özellikle siyasilerin, milletvekillerinin kamu kurumlarının işleyişi, yönetici atamaları konusunda geçmişte sergilemiş oldukları olumsuz tutumlar ve bunun sonucunda şekillenen toplumsal algıdaki olumsuz yansımaları 24 Haziran sonrası meclise "milletin vekili" olarak giden bu şehrin öz evlatlarına bu konuları hatırlatmayı ve yanlışlardan dersler çıkartarak toplumsal faydayı gözeten bir tutum beklemeyi zorunlu kıldı.
    Bu anlamda uzun zamandır iktidar partisinde partinin üst kurullarında görev alan bir Vanlı olmamışken Ak Partinin büyük kongresi sonrası adeta partinin üst aklı olan MKYK üyeliğine seçilen Osman Nuri Gülaçar bu anlamda ilimiz adına büyük bir imkân sunacaktır diye temenni ediyorum.
    Zaten kronik hale gelen birçok sorunla boğuşan kadim şehrimiz Van, artık küçük hesaplar peşinde koşan, kendini veya bağlı bulunduğu grubun menfaatlerini önceleyen, emanet aldığı gücü toplumda hizmet bekleyen garip, yetim, dul ve kimsesizlere yönelten, su misali akıp giden ömrün hiç bitmeyeceği yaptığının yanına kâr kalacağını zannedip sorumsuzca davranan yönetici, bürokrat, siyasetçi görmek istemiyor.
"Benim adamım olsun, bana hizmet etsin de gerisi önemli değil" diyen bir bakıştan uzak, halka hizmet etmek için kurumun tüm imkânlarını seferber eden, hizmet üreten liyakat, ehliyet ve güvenle şahsiyet bulmuş bu şehrin evlatlarını kamu kurumlarında görmek istiyor.
   İradesini teslim ettiği vekillerinden "ev sahibini evden kovan kiracı misali" alaycı bir bakış, umursamazlık ve halkına yabancılaşmış yöneticiler görmek istemiyor.
   Van halkı; gerek kurumlarda, gerekse siyaset arenasında tam bir uyum ve sorunlara kalıcı çözümler üreten bir işbirliği istiyor.
   Van halkı; son yıllarda yaşanan terör, baskı, tehdit, şantaj, haraç, kan ve ölümden uzak, huzur, barış, ekonomik kalkınma, istihdam ve kardeşlik istiyor.
   Van halkı; kamu kurumlarında kimsesizlerin kimsesi olacak, mazlumların sessiz çığlıklarını duyacak, sorumluluk bilinciyle gece gündüz bu şehri geleceğe taşıyacak yöneticiler bekliyor.
Daha yolun başında özellikle iktidar partisi olması nedeniyle Ak Parti Van Milletvekillerine ve devamında İl Başkanına tüm Van halkı adına seslenmek istiyorum.
    Lütfen iktidarın vermiş olduğu yetkiyi ve gücü en anlamlı, uyumlu ve en etkili şekilde kamu kurumlarının işleyişinde hayata geçirin.
Geçmiş dönemde olduğu gibi farklı kurumları kendi içinde parselleyen, kendilerine hizmet edecek adamlarının atamalarını yapan, halka hizmete dönüşmesi gereken kaynakların birilerinin kişisel servetine dönüşmesi için imkân sağlayan tavır ve anlayıştan tamamen uzak durun!
   Tam bir işbirliği ve uyum içinde toplumsal sorunların çözümü için tek vücut halinde VAN için ortak mesai harcayın. Şundan da emin olun ki; sizlerin sergileyeceği ortak tavır, ortak hassasiyet, ortak hedefler bu şehrin kalkınmasına zemin hazırlayacak ve sorunların çözümünü hızlandıracaktır.
Elbette ki değişim zamanı geldiğinde hem insana, hem topluma yeni bir heyecan, enerji ve beraberinde birçok yeniliği ve kazanımı getirmektedir.
   Bizce de birçok kamu kurumunda değişim zamanı geldi.
Öyleyse yapılması gereken değişime direnmek olmamalı.
    Ama değişimi gerekçe gösterip, haksızlık, fırsatçılık yapılmamalı.
İşini iyi yapanı, emanete sahip çıkanı, halka hizmet etmeyi hakka hizmet sayanı ödüllendirip gerekli durumlarda daha önemli görevlere getirmeli,
   Emanete ihanet edeni, halktan aldığı güçle halka zulmedeni, yerinde sayıp devlete ve millete kambur olanı, toplum faydasına değil de birilerinin değirmenine su taşımakla meşgul olana da yasal her türlü işlem başlatılıp halkın hakkı savunulmalı.
    Ayrıca değişenlerin neden değiştiği, görevden alınan ve yeni görev verilen insanların hangi kriterler gözetilerek değişimin yapıldığı kamuoyu ile paylaşılması kanaatimce doğru olacaktır.
   En önemlisi kurum amirlerinin kurumları hakkında yıllık çalışmalarını, kurumlarını nerden nereye getirdiğini ya da kurumunu geriye mi götürdüğünü şeffafça kamuoyu ile rakamlarla paylaşması hesap verebilirlik acısından adaletin tesisi anlamına gelecektir.
   Dedik ya görülen o ki bir değişim rüzgârı esecek.
Duamız odur ki; Rabbim esecek değişim rüzgârını hayra vesile kılsın inşallah.

YORUM EKLE

banner29