ZOR GÖREVE TALİP OLMAK!

          Hep Vanlı bir rektörümüz olsun diyorduk ya işte Prof. Dr. Hamdullah Şevli ile bu dilekler gerçek oldu. Öncelikle hayırlı olsun diyelim. Şevli ailesi Van’da güzel karşılığı olan bir kesim. Beklentimiz bu tablonun devam etmesi yönünde. Bekleyip göreceğiz.

 

         Tabii Vanlı bir rektör vurgusu, başlangıçta üniversitede görev yapan diğer akademisyenleri rahatsız etmiş olabilir. Çünkü hep Vanlı olsun demek beraberinde yerelleşmeyi de getirecektir. Bu ise Van’a çok büyük bir zarar verecektir. Tabii ki üniversiteye de. Bir hatırlatmada bulunayım. Aynı çağrıyı bir zamanlar Atatürk Üniversitesi için de yaptılar. Rektörümüz illa da Dadaş olsun diye tutturdular. Ve bu çağrı tabii ki hocaları endişelendirdi ve o dönemde üniversite de Erzurum da bundan çok büyük yara aldı.

 

       Tabii ki bu talebi dillendirenler Vanlı ama nitelikli bir rektör aradılar. Evet, 35 yıllık üniversite hayatında Vanlı bir rektörün olmaması elbette bu anlamdaki talepleri yükseltti. Bir kesim de bu yönde kampanyalar başlattı ve hedeflerine ulaştılar. Bunu sosyal medyadaki kabullerden ve tebriklerden de anlıyoruz zaten. Güzel bir başlangıç oldu anlayacağımız.

 

          Fakat üniversiteler birer bilim yuvasıdır. Hizmette Van’a, Vanlılığa ve başka şehirlere bakmazlar. Gelen rektör de Vanlı olsun olmasın bu gerçeğe dikkat etmek zorunda. Vanlı rektör olması Vanlı bir kadrolaşmayı beraberinde getirirse bu üniversite ve Van adına pek de güzel bir sonuç doğurmaz. Zira kadrolar memlekete veya gruba göre değil liyakate ve çalışkanlığa göre yapılmalıdır. Sayın Şevli’nin de buna dikkat edeceğine inanıyoruz. Nitekim rektörlük devir-teslim töreninde bu hususun altını özenle çizdi. Üniversitelerin evrensel değerler ışığında bilim ürettiklerini ve yerelleşmeye kesinlikle karşı olduğunu taahhüt etti. Üniversite’nin yerelleşmesine karşı çıkan Şevli’nin bu sözünün takipçisi olacağız. Vanlı bir rektöre evet ama yerelleşmeye hayır diyoruz biz de.

 

         Tabii bu durum esasında bir handikap olarak da görülebilir. Yani rektörün Vanlı olması, büyük bir sorumluluk aslında. Çünkü sadece üniversiteye değil şehre karşı da bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Bu da Şevli’nin sorumluluğunu daha da büyütüyor. Hatta Şevli’nin işinin diğer rektörlerden daha da zor olduğunu belirtmem gerekir. Hatta bir de omuzunda ister istemez siyasi bir misyon yüklü. Çünkü siyaseti bilimle mezcetmek o kadar da kolay değil. Ancak Şevli bu hususta da taahhütte bulundu. Yeni bir misyon üstlendiğini ve siyasetle iş yapmayacağını açıkladı. Kolay mı? Elbette zor. Hem Ak Parti’de aday hem de genel merkezde önemli görevler almış bir kişinin üniversiteye siyaseti bulaştırmaması için çokça dikkatli davranması gerekir. Bu nedenle Hamdullah Şevli’nin görevi, daha başlamadan büyük bir yük gerektiriyor.

 

          Şevli’nin bu iki noktada hassas davrandığını gözlemliyoruz. Ayrıca “huzur” konusunda sürekli vurgu yapması insanları rahatlatmış gözüküyor. Çünkü Peyami Battal döneminde bütün sıkıntılara rağmen bir huzur ortamı yaratılmıştı. Kimsenin özlük haklarına karışılmamış ve insanlar, mezhebine ve kimliğine göre ayırt edilmemişti. Yeni rektörün ilk sözlerinde bu hususa vurgu yapması ve güvence vermesi önemlidir.

 

        Şevli’nin ilk büyük sınavı atamalarda karşımıza çıkacak. Kendisinden sonra en önemli kurumlardan biri olan Genel Sekreterlik’e atadığı ilk ismin yakın akrabası olması biraz kafaları karıştırdı. Ancak çok önemli bir makama yakından tanıdığı, güvenilir bir ismin getirilmesini şimdilik doğal karşılamak gerekir. Rektör yardımcılıklarına da henüz tam karar verebilmiş gözükmüyor. Burada da işi zor çünkü bu makama layık görülen herkesi lekelemişiz. Herkesin hakkında atıp tutmuşuz. Kimin adı geçse bir kulp takıp düğün dernek oynamışız. Şevli de ne yapsın? Kafası karışıyordur mutlaka. Ancak üniversitede görev yapıp da çalışanları keşfetmek de o kadar zor olmasa gerek. Biraz da insanlara değil de ortaya konulan işleri, üniversiteye çok büyük katkı sağlayan hocaları ve medyayı takip etse yeterlidir diye düşünüyorum. Yoksa insanlara kalsa, herkes beni atayın da kurtulun deyip geçer. O dedikoducu tayfaya göre kendisinden başka hiç kimse layık değildir.

 

          Hayırlı olsun sayın rektörüm. İşiniz zor. Allah yâr ve yardımcının olsun. Ancak bu zor göreve siz talip oldunuz. Başarılı insanlar biraz da bu hengâmede ortaya çıkarlar. Ümitle bekliyoruz.

YORUM EKLE

banner29