25 KURUŞ SENDROMU!...

        Hükümetin Çevre ve şehircilik bakanlığı eliyle, tamamen çevreyi korumak amaçlı ve bir yandan da ekonomiye ciddi bir gelir kaynağı ulaştırmak üzere, aylardır büyük titizlikler nihayetinde yeni yılda uygulamaya soktuğu ücretli poşet uygulaması başladı.

Tabi hemen hemen herkesi etkileyen, kimsenin banane canım diyemeyeceği 25 kuruşluk poşet ücreti, bu aralar gündemin en üst seviyesinde, yurdum insanı tarafından tartışılmaya devam ediyor.

 

 

    Özellikle sosyal medyada insanların poşet uygulamasını protesto amaçlı abartılı göndermeler yaptığı gözlerden kaçmıyor.

Öyleki 25 kuruşluk ücreti protesto edeyim derken binlerce türk lirası ceza ödemek zorunda kalan vatandaşlar ekranlarda boy göstermektedir.

Kişilerin bakış açıları farklı olabilir bu da çok normaldir. Ancak başta gereksiz israftan kaçınmak ve çevreyi korumak hassasiyeti öncelik arzetmelidir.

Çünkü marketlere gidip 300-500 tl vererek ihtiyaçlarını karşılayan insanlar sembolik olarak ödedikleri 25 kuruşluk ücreti bence de fazla buyutmemelidir.

 

 

      Hele ki; iş 25 kuruşa kalırsa gündelik hayatta gereksiz yere o kadar çok para harcıyoruz ki; 25 kuruş devede kulak kalır. Örnek verecek olursak; sigara ve ekmek israfı bile yeterli.

Öyle yada böyle; kanunen zorunlu olan 25 kuruşluk poşet ücretini tartışmak yerine alternatif çözümler üretmek daha anlamlı olur. Kimi belediyelerin de kurslar ile desteklediği bez torbalar, alışveriş fileleri ve kese kağıdı gibi çözümler bizi hem eskilere götürmekte hem de ekstradan 25 kuruş bütçemize katkı sunmaktadır.

Gelin eleştirmek ve kösteklemek yerine hükümetimizin yürürlüğe soktuğu poşet uygulamasına destek olalım. Çünkü bu çevre bizim, bu parklar, bahçeler, sahiller bizim. Temizlemezsek bile poşetler ile kirlertmemek görevimiz bizim.

Bir sakız parası niteliğinde olan 25 kuruş ücreti artık gündemden düşsün, yoğun iş temposunda olan kasiyerler hiç olmazsa bu konuda rahat etsin...