3 SAATLİK UYKU!! GÖNÜLLERİN KIRILMASINDAN GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİNE…!

           Yani nasıl bir acıdır bu bilemedim. Nasıl bir yüktür nasıl bir değerler bütünü?
Uzun Adam, ömrünü bu ülkenin gelişmesi, kalkınması, yaşaması için feda etti adeta! Yıllardır meydanlarda, çarşıda, pazarda, halkın arasında. Ama gelin görün ki hiç kimse bu yükün ne ağırlığını anladı ne de elini taşın altına soktu.
Herkes acaba kıyısından köşesinden bana ne kalır ne götürürüm diye çabaladı durdu. Kendini gizledi, yüzünü sakladı, niyetini örttü. Ama kaynağını bulduğu zaman ben hep Ak Partiliyim demekten çekinmedi.

 


          Hatta öylesine garip olaylar yaşadık ki? Adam, aday adaylığı sürecinde sosyal medyada veya sokaklarda paylaştığı fotoğraflarda Ak Parti'yi övdü durdu. Ak Partili olmanın gururunu yaşadı durdu. Amma velakin ne zamanki işler istediği gibi gitmedi. Yani aday gösterilmedi… Hooop birden Saadet veya diğer herhangi bir partinin amblemi altında karşımıza çıktı yüzü. Övgüler yine aynı! Üç gün önce Ak Parti'den aday olurken Ak Parti'yi yere göğe sığdıramayan aday adayı, birden bire başka partide yer bulunca hayatın gerçeğini keşfetti. Yani esasında övdüğü Ak Parti'nin "kötü" bir parti olduğunu ve asıl hidayeti başka bir partide bulduğunu ve yeni partisinin bu ülkenin en iyi partisi olduğunu keşfetti. Vayy bee! Bu nasıl sihirli bir değnek ki kime değse birden bire zihni ve ufku ters yüz oluyor; gerçekleri görüyor.

 

 

       Demek ki işin sırrı değnekte ve dokundurmakta! Dokununca insan gerçekleri birden bire anlıyormuş.
Bunlar, Ak Parti'de yola çıkıp yolda onları başka parti lehine değiştirenler. Bir de hâlen Ak Partili olup da sinsi sinsi bekleyenler yok mu? Asıl onlar daha tehlikeli.

 


       Ya arkadaş, Uzun Adam ve ekibi Van'a yıllardır en büyük yatırımları yapıyorlar. Deprem döneminde birkaç şehir çıkardılar Van'dan.. Kayyumlar döneminde Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımları yapıldı. Eeee. Sonuç?.. Herkes yine mahalle mahalle dolaşıyor. Peki, dolaşıyor da insan sormaz mı bu Uzun Adam, kendisini yırtıyor, çalışıyor çabalıyor. Sizin istediğiniz yatırımları da yapıyor. O halde neden halkta o eski büyük teveccüh yok?
Ya siz çalışmıyorsunuz Uzun Adam gibi veya halkı vefa konusunda yeterince aydınlatmıyorsunuz? Üstelik bu yatırımlar Uzun Adam'ın Van'a verdiği değerin apayrı bir göstergesi. Hatta yatırımlar dışında da burasını çok sevdiğini defalarca biliyoruz. Ancak defalarca da üzüldüğünü.

 


          Bu Uzun Adam, ömrünü ülkesine ve milletine adamış bir fedakâr. Hatta bir istatistik yapın! Onun günlerdir meydanlardaki mitinglerine nazaran diğer partilerin bu kadar koşuşturmadığı ortaya çıkacaktır. Hatta Kılıçdaroğlu'nun salon, Erdoğan'ın ise sokak mitinglerinde birinci olduğunu söyleyebiliriz. Dileyen bunu araştırıp ispat edebilir.
Türk siyasi tarihinde bu tür örnek yok maalesef. Amma velakin gelin görün ki uğruna yola çıktığı insanlar onun çeyreği kadar çalışamıyor. Mesela elinizi vicdanınıza koyun "günde üç saat" uyuyan var mı? Sanırım Süleyman Soylu dışında hiçbir partili bu ciddi tempoda değil! Varsa gelsin er meydanına.

 

 

        Tayyip Erdoğan, kanaatime göre partililerden de mutsuz. Onlardan bir kısmının kutsal niyetten uzaklaşmış olmasını kendine yediremiyor. Belki de o yüzdendir ki Ak Parti'nin seçim sloganı oldukça manidar. Hatta iddia edebilirim ki kimse de bunun farkında olmadı.
 Gönül Belediyeciliği!
Nedir bu kavram? Kimse bunu düşündü mü acaba? Neden mesele gönüllere kadar uzandı? Türk siyasi tarihi herkese gösterdi ki belediyecilik gerçekte hizmet, imar, inşaat, yol, iş, aş meselesidir. Kısaca bir "rant" işidir. Neden bu durum, birden bire gönül belediyeciliğine kaydı? Hiç düşündünüz mü?

 


             Tayyip Erdoğan, büyük bir siyasetçi. Son zamanlarda yaşanan yozlaşmayı bence yakından gördü. Meselenin hizmetten uzaklaşıp ranta doğru evrildiğini keşfetti. Belediye başkanlarının ilk yola çıktıklarındaki dertlerinden uzaklaştığını gördü. Belediyeler gönle artık dokunmuyorlardı. Gönül arka plana atılmıştı. O nedenle gönlü öncelemek gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Hatta bunu partinin sloganı haline getirdi.
Erdoğan'ın "gönül belediyeciliği" modeli, sadece diğer partilere karşı söylenmiş bir söylem değildir esasında. O, bizzat Ak Partililere de söylenen ciddi bir uyarıdır. Ak Parti'nin, ilk dönemlerinde halkın gönlüne dokunarak büyüyen ve Türkiye tarihinde büyük bir devrim yaratan insanlardan bir kısmı şimdi kendi gönüllerini kararttılar. Bunu fark etti Reis. En büyük tehlikenin burada olduğunu keşfetti. Bugün Ak Parti'de ciddi bir çözülme varsa bunda "gönülden" uzaklaşmanın büyük bir katkısı vardır. Gönlü hoş tutulmayan gönlü kararan insanlar ister istemez yozlaşır ve akıl maddiyata ram olur. En büyük sorun burada işte!

 


          Ak Partililer gönlü kırdılar!
Ak Partililer gönülden ırak düştüler!
Şimdi gönül alma zamanı! Ama Halkın değil ha!! Uzun Adam'ın gönlünü kazanma zamanı. Zira Van, bu defa da kendisini bu kadar seven bir lidere sırtını çevirirse o Uzun Adam'ın dargınlığı çoook uzuun sürecek!
Benden söylemesi!