İlahi rahmet ve bereket aylarından olan Recep ayının yirmi yedinci gecesi İsra ve Miraç gecesidir Recep ayının 27. Gecesi yani Şubat ayının altısını yedisine bağlayan gece isra ve miraç gecesidir.
İsra, kelime olarak gece yolculuğu, Miraç da yükseklere çıkmak demektir. Rivayete göre Hz. Peygamber (sav), hicretten bir buçuk yıl önce, Kâbe'de Hatim'de bulunurken veya amcası Ebu Talib'in kızı Ümmühani'nin evinde yatarken, Cebrail (as) gelmiş, Peygamber Efendimiz (sav)'in göğsünü yarmış, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, kalbini iman ve hikmetle doldurmuştur. Sonra Hz. Peygamber (sav), Burak adında mahiyetini bilemediğimiz Burak adında bir bineğe bindirilerek Mekke'den alınıp, Kudüs'teki Mescidi Aksa'ya götürülmüştür. Hz. Peygamber burada diğer Peygamberlerin ruhlarına imamlık yaparak namaz kıldırmıştır.
Bu İlahi mucizenin bu kısmına İsra, yani gece yolculuğu denilir ve bu kısım Kur'anda bizzat Allah tarafından da açıklanmıştır. Bu İlahi mucizenin ikinci kısmı olan Miracı, yani Mescidi Aksa'dan göğe yükselme kısmını da Hz. Peygamber (sav), hadisi şeriflerinde açıklamıştır. Yüce Allah Kur'anı Kerimde şöyle buyuruyor: "Kulunu (Muhammed (as) bir gece Mescid'i Haram'dan (alıp), Mescid'i Aksa'ya kadar götüren (Hz. Allah) her türlü noksanlıktan münezzehtir. (O Mescid'i Aksa ki), biz onun etrafına feyiz ve bereket verdik. (Ve bu gece yolculuğunu) O'na (O peygambere) ayetlerimizden bazısını gösterelim diye yaptık. Şüphesiz ki O, (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) kemaliyle görendir" (İsra 1)
Hz. Peygamber (sav), Cebrail (as) ile birlikte Miraca yükseldi. Göğün birinci katında Hz. Âdem (as), ikinci katında Hz. İsa (as) ve Hz. Yahya (as), üçüncü katında Hz. Yusuf (as), dördüncü katında Hz. İdris (as), beşinci katında Hz. Harun (as), altıncı katında Hz. Musa (as) ve yedinci katında da Hz. İbrahim (as) ile görüştü.
Cebrail (as) bu yolculukta Sidretül Müntehaya kadar Peygamberimize refakat etmiştir. Bundan sonra da Peygamber Efendimiz (sav), Refref adındaki binit ile yükselişine yalnız olarak devam etmiştir. Bu arada Hz. Peygamber cenneti ve cennetin nimetlerini, cehennemi ve cehennem azabını müşahede etmiştir. Daha sonra da aracısız olarak Allah ile görüşmüş ve Allah'tan aldığı vahiy ile geri dönmüştür.
Yüce Allah bu kutsal yolculukta Hz. Peygambere ve O'nun ümmetine üç şey hediye etti. Bunlar: Allah'a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi, Bakara suresinin son ayetleri ve günlük beş vakit namazdır.
Hz. Peygamber (sav), bu kutsal yolculuktan döndükten sonra, sabah olup bitenleri anlatınca, müşrikler inanmadılar. Hemen gidip durumu Hz. Ebubekire anlattılar. Dediler ki: Ya Ebabekir, senin arkadaşın Muhammed, bir gece içinde Kudüs'teki Mescidi Aksa'ya gidip geldiğini söylüyor. Sen buna ne dersin? Hz. Ebubekir (ra):
-Bunu Muhammed mi söylüyor? Müşrikler Evet deyince, Hz. Ebubekir(ra) dedi ki:
-Eğer O söylemişse mutlaka doğrudur. Hatta O daha fazlasını da söylese yine de inanırım. Çünkü O asla yalan söylemez buyurdu.
Bu durumu duyan Hz. Peygamber (sav) de, Hz. Ebubekir'e doğrulayan, tasdik eden manasında "Sıddik" lakabını verdi.
Peki, Miraç hadisesinin gerçekleştiği ve Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa'nın bugün durumu nasıldır? Bugün Mescidi Aksa, Kudüs Yahudi çizmesi altında inim inim inlerken, Gazze'de, Filistin'de kardeşlerimiz hunharca katledilirken Miraç Kandili nasıl bir ruh haliyle kutlanacak?
Rabbimden temennim tez zamanda başta Kudüslü, Filistinli ve diğer mağdur ve mazlum biçare kardeşlerimize zaferler bahşetmesi, Müslümanlara birlik ve beraberlik vermesidir.