Altuna'nın kaderi

    Uzun yıllar önce İzmir'in eski sorgu hakimi Abdullah Vedat Altuna hakkında, Yüksek Hakimler Kurulu tarafından birisi; Gazeteci, Yazar Necdet Sevinç'in bir yazısı dolayısıyla, olmak üzere, iki soruşturma açılmıştı.(1)
   Altuna hakkındaki "soruşturma" tabirinin son derece yadırgamaktayım, ilgili ajans haberini okurken, "acaba yanlış mı okudum?" endişesiyle tekrar tekrar baktım.
    Camii sütunlarını kısa yaptıran Rum İspilanti ustanın sağ elini kestiren Fatih Sultan Mehmed Han hakkında kısasa kısas aynı kararı veren İstanbul Kadısı Sarı Hızır Efendinin torunlarına bıraktığı fazilet miras inancı ile, haberin "Gomel-Zigna dâvâsı mesulleri hakkında Yüksek Hakimler Kurulu soruşturma açtı." Şeklinde olmasını beklerdim.
   İsterdim ki, Abdullah Vedat Altuna, Gomel-Zigna dâvâsı ile ilgili olarak, adaleti boşu boşuna arayıp durmasın.
Obin Fas'lının felç olması ile sonuçlanan zeytinyağına madeni yağ karıştırma oyunu. Türkiye'de de sahnelenirken, bunu tespit eden ve olayın kahramanı (!) Yahudilerin yakasını bırakmayan ve bunda ısrar eden Türk Hâkimi Abdullah Vedat Altuna'ya "tak"ler değil, "idari cezalar" mı layık görülmeliydi?
    530 ton zeytinyağına (parafin likit) katılmıştı. Bu husus, çeşitli raporlarla sabit olmuştu. Bu arada (Hijyen ve Farmakoloji Profesörler Kurulu) ile (Adli Tıp) göz körlüğüne, gelişme bozukluklarına, kanamalara, zatürreye, kansere ve ölümlere sebebiyet verdiğine dair rapor verdiği halde (Gomel-Zigna) şirketi depolarında bu %5 karışımlı yağlardan başka; yüzde 6, yüzde 8, yüzde 22, yüzde 40 ve yüzde 44 nispetinde en az 350 ton parafin likit karışık yağ bulunduğu halde, nasıl oluyor da bu dikkate alınmıyordu?
    Bu firmanın piyasaya sürdüğü bu öldürücü yağlar yüzünden kimbilir kaç kişi ölmüştü? Kaç kişi de sakat kalmıştı?
Her satırı üzücü ve ibretlerle dolu olan mücadele evraklarını halkın karşısında kırıtarak oy toplayan ne kadar politikacı varsa, hepsine göndermişti Altuna… Yılmadan mücadele veriyor ve aldığı cezalarla sıhhatini kaybediyor, ömrünü tüketiyordu.
   Abdullah Vedat Altuna mücadele ediyordu. Ve Gomeller davası dosyasının bulunduğu İzmir Adliyesi binası, meçhul eller tarafından kundaklandı. Dâvâ sonrasında suçlulardan Yahudi Sami Gomel, İspanya'da yapılan Dünya Zeytincileri Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etmek üzere seçildi. Altına'nın her kösteklenişinde düşmanları, şerefine şampanya kadehleri kaldırdılar.
     Adalet ve dürüstlüğü dillerinden düşürmeyenler, Nedense; Altuna'nın haklı mücadelesinde onu yalnız bırakmışlardı.
Ve bir milletvekilinin meclise verdiği soru önergesindeki gibi biz de ilgililere şu soruları soralım:
500 ton (zehirli zeytinyağı skandalı) dâvâsının sanıkları olarak İzmir Sulh Ceza ve Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanacak beraat eden Gomel-Zigna şirketi iştirakçileri delil yetersizliğinden mi beraat etmişlerdir?
- Bu dâvâlarla ilgili savcılar bu mahkemelerin kararlarını temyiz etmişler midir? Temyiz etmemişlerse sebebi nedir? İhmal midir, kanaat midir, bir yan tesir midir?
- Beraat kararının, Adalet Bakanlığı tarafından 25 sayfalık bir gerekçe ile bozulduğu yazılmaktadır. Bakanlık mahkeme kararında usuli hatalar mı bulmuştur, yoksa, esastan mı bozmuştur?
- Yargıtay'ın bozma kararlarının gerekçeleri nelerdir?
- Bu dâvâ İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinde de intikal etmiş midir? Etmişse askeri Mahkeme bir karar vermiş midir?
- Delilleri ve sanıkları ortadan bulunan bir dâvânın bugüne kadar uzamasının nedeni nedir?
- Yüksek derecede Mason oldukları söylenen Gomel biraderlerin muhtelif suçlardan haklarında takibat yapılmasına rağmen bugüne kadar adaletin pençesine düşmelerine Mason localarının bir etkisi olmuş mudur? Yoksa bütün ithamlara rağmen, bu sanıklar aslında masum mudur?
   - Çok uzun süreden beri süre gelen bu dâvâya bakmakla yetkili ve görevli merci ve mahkeme hangisidir.
- Bu 500 tondan ayrı olan 245 tonluk 2. (Zehirli yağ skandalı) dâvâsına başlanmış mıdır? Dâvâsı safhası nedir?