Gündem

Jandarma Genel Komutanlığı'nda görev değişimi

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin yaş haddinden emekliliğe sevk edilirken yerine Ali Çardakçı atandı.

Dün gece Resmi Gazete'de atama telaşı vardı...

Emniyetteki değişikliklerin yanında Jandarma'da da değişim gecesi oldu.

Birçok komuta merkezinin başındaki isim değişirken Jandarma Genel Komutanlığı'nda da değişim yaşandı.

ARİF ÇETİN EMEKLİ EDİLDİ

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, yaş haddinden emekliliğe sevk edildi.

Çetin'in yerine ise Ali Çardakçı atandı.

Resmi Gazete'de yayınlanan kararda "Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin (1980-19), 2803 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi gereğince 01 Eylül 2024 tarihinden geçerli olmak üzere yaş haddi nedeniyle emekliliğe sevk edilmiş, yerine 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 11 inci maddesi gereğince Jandarma Genel Komutanı olarak Orgeneral Ali ÇARDAKCI (1984-15) atanmıştır." ifadeleri kullanıldı.

15 TEMMUZ'UN EFSANE PAŞALARINDANDI

Çetin, 15 Temmuz'un dirayetli paşalarından biri olarak tarihe geçmişti.

Hain FETÖ'cülerin ihanet gecesinde sabaha kadar direnen Çetin, Jandarma Genel Komutanlığı'nın FETÖ'cülerden geri almak için harekatı yakınlardaki bir imamın lojmanından yönetti.

Çetin o gece yaşananları daha sonra Meclis Araştırma Komisyonu'nda anlattı.

15 Temmuz'da Jandarma Harekat Başkanı olarak görev yaptığını anımsatan Çetin, o gece saat 21.00 sıralarında Genelkurmay Karargahından silah sesleri geldiği duyumu üzerine konuya ilişkin bilgi almak için harekat istihbarat merkezini aradığını, ancak kimseye ulaşamadığını söyledi.

Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanı Turgut Arslan'ı aradığını ve karargahta buluşmak için sözleştiklerini, Arslan'ın kendinden önce karargaha gelince darbeciler tarafından alıkonulduğunu anlatan Çetin, saat 22.00 sıralarında "Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu, sokağa çıkma yasağı var." şeklinde bir arama aldığını, telefondaki sesi Ahmet isimli bir albayın sesine benzettiğini, bilgisayardan ses kopyalama yöntemiyle arandığını ve "siber saldırı" yapılıyor hissine kapıldığını kaydetti.

Gece boyunca İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Selami Altınok, Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Ankara Valisi ve Emniyet Müdürü ile görüşmeler gerçekleştirdiğini dile getiren Çetin, Jandarma Genel Komutanlığı Karargahını darbecilerden kurtarmak için jandarma ve polis özel harekat ekipleriyle çalıştıklarını belirtti.

"HAREKATI İMAMIN LOJMANINDAN İDARE ETTİK"

Jandarma Genel Komutanlığına kendisinden önce ulaşan 4 albaydan ikisinin içeriden açılan ateşle yaralandığını, diğer 2 albayla yakınlardaki bir cami duvarının arkasında bir süre harekatı yönettiklerini anlatan Çetin, şöyle konuştu:

Cami imamının lojmanında olduğunu anladıktan sonra kapıyı açmasını istedik. Önce bizi darbeci zannedip eve almak istemedi. İmamın eşi biraz telaşlanmıştı, 'bacım sen odana geç, biz salondayız' dedim. İmam lojmanının salonundan harekatı sevk ve idare ettik. 'Biz ateş aç' falan deyince imam bizi darbeci gibi algılamış, sonra ben televizyona bağlanınca adam boynuma sarıldı.

Ankara İl Jandarma Komutanlığında kontrolün sağlanmasından sonra harekatı oradan yönettiklerini, buradan tüm birliklere emirler geçtiğini, kanunsuz emirlere uyulmaması konusunda talimatlar verdiğini ifade eden Çetin, darbecilerin de karargahtan emirler geçmesi üzerine televizyona bağlanma ihtiyacı duyduğunu ve canlı yayında Jandarma teşkilatının darbenin karşısında, milli iradenin yanında yer aldığını söylediğini aktardı.

Çetin, televizyon bağlantısından sonra, o dönem İçişleri Bakanı olan Efkan Ala'nın kendisini arayarak tebrik ettiğini dile getirerek, o gece teşkilattaki tüm izinleri kaldırdığını, izinden dönmeyen bin 209 kişinin de darbeden sonra üçüncü günde ilişiklerinin kesildiğini kaydetti.

KARARGAHTA YAŞANANLAR

Çetin, gece ilerleyen saatlerde Kara Kuvvetleri Komutanlığı birliklerine de mesaj çekerek, darbecilerin emirlerine uymamaları yönünde emir verdiğini, Jandarma Genel Komutanlığına girmek için iş makineleriyle kapı önündeki bariyerlerin kırıldığını, bu esnada iş makinesi operatörünün yaralandığını, jandarma ve polis özel harekatlarının desteğiyle karargahı darbecilerden kurtardıklarını söyledi.

Karargahta darbecilerle çatışırken Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin önüne atılan bombalardan 5 kişinin şehit olduğu, 50'nin üzerinde yaralının bulunduğu bilgisinin kendisine ulaştığını ifade eden Çetin, emrindeki askerlere "silahlı kim görürlerse ateş etmeleri" emrini verdiğini ve şehit verme pahasına çatışarak Jandarma Genel Komutanlığı karargahını darbecilerden kurtardıklarını bildirdi.

Çetin, kendisinden önce karargaha gelen albayların, nizamiyede gördükleri kişilerden darbe girişiminde bulunanları "paralelciler" olarak tanımladığını ve içeride bulunduğunu düşündükleri kişilerden dolayı darbeyi FETÖ'nün yaptığı kanaatine ulaştığını dile getirdi.

Çetin, "TEM Daire Başkanı Turgut Bey, karargaha geldiğinde, beni görmeye geldiğini söyleyince içeri almışlar. Darbeyi yöneten albay, Turgut Bey'e ateş edip yaralıyor, korumasını şehit ediyor. Rehin aldıkları bir albayı da yaralıyorlar. Sağdan soldan duyduğumuz belli kişiler vardı, bunların FETÖ'cü olduğu, bu yapıya sempati duyduğu yönünde. Onların birkaç tanesinin içerden ateş ettiklerini duyunca o zaman FETÖ'nün yaptığını anladık. Darbecilerin 15 civarında ölüleri, 58 yaralıları vardı. 5’i nizamiye civarındaydı, içlerinde siviller de vardı." dedi.

Darbe gecesi Albay Celal Şahin'in kendisini aradığını, ona jandarma özel harekat birliğini alıp karargaha gelmesi emrini verdiğini ifade eden Çetin, "Celal Şahin'e, 'JÖH'ü al gel' dedim ama JÖH geldi, kendisi gelmedi. Celal Şahin benim mesai arkadaşım, suçlu ya da suçsuz demem söz konusu olamaz. Mahkeme sürecinde ortaya çıkacaktır. Ben onu aramadım, o beni aradı, 'emriniz nedir' dedi. 'JÖH'ü al gel' dedim, toparladı gönderdi birliği ama kendisi gelmedi." diye konuştu.

DARBECİLER ARASINDA FARKLI İLLERDEN GELENLER VARDI

Çetin, darbe teşebbüsünü duyduğu ilk an çok şaşırdığını, "Bu çağda darbe mi olur?" tepkisi verdiğini vurgulayarak, Jandarma Genel Komutanlığındaki darbeciler arasında İstanbul'dan ya da değişik birliklerden izin alarak gelenler olduğu bilgisini verdi.

Çetin, şunları kaydetti:

Bizim karargahı ele geçirenler sadece bizim karargahta çalışanlar değil. Nizamiyenin yanında ölü ele geçirilen bir binbaşı bizim karargahtan değildi. Paralel yapının içinde kimlerin olduğunu sonraki günlerde hep birlikte öğrendik, şaşırdığım kişiler de oldu. Tek tek isim listesine girmek benim görev ve sorumluluğum dışında. Ben harekat başkanıyım, operasyondan sorumluyum. Benim görevim karargahımı ele geçirmek, bunun için de her şeyi yaptım. En az sizin kadar endişe içindeydim, oturup ağlamadım ama gülmedim, oynamadım da. İşimi yaptım.

Arif Çetin, görev süresi boyunca hep operasyonel bir subay olarak çalıştığına işaret ederek, FETÖ ya da başka yapılara mensup olduğu bilgisi ya da duyumu aldıkları personel hakkında gerekli işlemlerin yapılması için dosya hazırladıklarını ve TSK'dan ayrılma işlemlerinin yapıldığını söyledi.