Van Haber

Balibay: Birleştirici güç olmak istiyoruz

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay, MÜSİAD olarak birleştirici düşündüklerini ve birleştirici güç olmak istediklerini belirterek, "Babalarımız, dedelerimiz savaşlarla büyüdü. Babalarımız darbelerle büyüdü, biz ekonomik krizlerle büyüdük. Çocuklarımız bunu yaşamasın. Bu anlamda bütüncül düşünüyoruz. Birleştirici düşünüyoruz ve birleştirici güç olmak istiyoruz. Bu anlamda Van Şubesi olarak sektörel buluşmaları gücümüz nispetinde gerçekleştirmek istiyoruz" dedi.

MÜSİAD Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay, Başkan Yardımcısı Faruk Tasan, yönetim kurulu üyeleri Turan Avcı, Salih Kiyat, Muzaffer Bakan, Murat Karabulut, İlyas Turan ve Kerem Baynal kentteki basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Türkiye ekonomisinin ihracatında %25'e yaklaşan bir paya sahip olduğunu belirten MÜSİAD Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay, amaçlarının Van'da MÜSİAD'ı eski gücüne kavuşturmak olduğunu vurguladı.

Dünya üzerinde dış borcun milli gelire oranla Türkiye'nin en iyi ülkeler arasında olduğunu vurgulayan Balibay, dünyanın 15-20 yıldır hızlı bir büyüme sürecinde olduğunu ve bu kapsamda üretime büyük önem verdiklerini ifade etti.

Türkiye'nin dünya bitcoine yatırım yapan ülkeler arasında ikinci sırada yer aldığını belirtene Başkan Balibay, ülke genelinde ise Van'ın bitcoine en çok yatırım yapan iller arasında ikinci sırada yer aldığını vurguladı.

"HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI"

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin 1990 yılında dört arkadaşın bir araya gelmesiyle kurulduğunu belirten Balibay, "MÜSİAD ismini müstakillikten almaktadır. Her ne kadar dışarıda Müslüman İş Adamları derlerse de, hakikaten kuruluş felsefesi müstakillikten gelmektedir. MÜSİAD, hiç kimseye bağlı olmayan, ticareti itibari, ahlakı, güvenirliği yüksek, memleketi düşünen tacirlerin, esnafların bir araya toplanabildiği, birbirlerine fayda sağladığı, çözüm üretebildikleri bir platformdur. 33. yılımızı geride bıraktık. Halen aynı akil ve mantıkla yolumuza devam ediyoruz. MÜSİAD şuan itibariyle Türkiye ekonomisinin ihracatında %25'e yaklaşan bir pay almaktadır. MÜSİAD üyelerinin ürettiği ve ihraç ettiği pay %25'tir. Dünyanın birçok ülkesinde temsilciliklerimiz ve şubelerimiz mevcuttur. Dünyanın artık MÜSİAD için küçük bir fanus olarak düşünebiliriz. Çünkü iletişim kurmak istediğinizde, bir sıkıntınızı çözmek istediğinizde, bilgi akışı istediğinizde, hemen ulaşabileceğiniz, güven veren insanlarla iletişime geçebiliyorsunuz. Bu da Türkiye ticareti için büyük bir artıdır. MÜSİAD'in Türkiye'nin 80 ilinde şube veya temsilcilikleri bulunuyor. Van şubemiz Türkiye'de belli bir süre en aktif şube olma başarısı gösterdi. Ama maalesef belli bir süre sonra Van'ın makul kaderi ticari anlamda MÜSİAD'a da yansımış oldu. Yeni hedefimiz Van'da MÜSİAD'ı eski gücüne kavuşturmaktır. MÜSİAD, yılda bir, üç yılda bir, bir slogan geliştirir. Bu yılki sloganımız da 'senin işin zor ama unutma zor senin işin.' Bunun da anlamı şudur; Herkes elini taşın altına koymalı" dedi.

"BÜTÜNCÜL DÜŞÜNÜYORUZ"

Birleştirici düşündüklerini ve birleştirici güç olmak istediklerini söyleyen Balibay, "Babalarımız, dedelerimiz savaşlarla büyüdü. Babalarımız darbelerle büyüdü, biz ekonomik krizlerle büyüdük. Çocuklarımız bunu yaşamasın. Bu anlamda bütüncül düşünüyoruz. Birleştirici düşünüyoruz ve birleştirici güç olmak istiyoruz. Bu anlamda Van Şubesi olarak sektörel buluşmaları gücümüz nispetinde gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun ilk ayağı da Van basını oldu. Çalışan insan hata yapar, çalışmayan insan hata yapmaz. Çalıştığınız zaman 5 doğrunuz olur, 2'de yanlışınız olur. Biz artık o yanlışları görmeme zamanı diyoruz. Artık bardağın dolu tarafına bakma zamanıdır. Çünkü bardağın boş tarafını eleştirmek bizim psikolojimizi de bozuyor ve bir getirisi de olmuyor. Boşa efor sarf etmiş oluyoruz. MÜSİAD olarak ilgi alanlarımız ticaret ve ekonomidir. Aslında işimiz budur. Ama Türkiye'nin özeline döndüğümüzde ister istemez siyaset bundan ayrı tutulamaz. Ama biz siyaseti ilgi alanımızın en zayıf halkası olarak kabul ediyoruz. Mecbur kalmadıkça girmemeye, konuşmamaya çalışıyoruz. Ama maalesef girmeseniz, konuşmasanız da olmuyor. Mutlaka takdir ve eleştireceğiniz şeyler olacaktır. Ama bizim asıl ilgi alanımız, sorumluluklarımız ticaret ve ekonomidir. Türkiye'de her oluşum, fikri oluşumlar, ticareti oluşumlar ve benzeri oluşumlardır. Aslında kendi işlerine dönseler, Türkiye'de birçok problem çözülecek. Örneğin MÜSİAD'ın dördüncü dönem başkanı Kerem Baynal, eğitimli biridir. Yüksek bir mühendistir. Emlakçılık alanında yıllarını tecrübesi var. Diplomalı bir emlakçıdır. Ama gelin görün ki cami imamı da emlakçılık yapıyor. Memur, gazetecilik yapıyor. Gazeteci inşaatçılık yapıyor. Türkiye'nin aslında en büyük problemi budur. Hem yapma da hem de konuşmada en büyük sorunumuz budur. Dolayısıyla çamaşır suyu ve tuz ruhunu karıştırarak zehirleniyoruz" diye konuştu.

"DÜNYA 15-20 YILDIR HIZLI BİR BÜYÜME SÜRECİNDEDİR"

İlgi alanı ticaret ve ekonomi olan bir STK olduklarını belirten Balibay, "Sektörel konuşmamız, sektörel ayrışmamız gerekiyor. Herkes işine bakacak. İlgi alanı ticaret ve ekonomi olan bir STK'yız. Van'da beş STK'yı bir çatı altında topladık. Birleşmedik ama şehrin ekonomik problemlerini ortak istişare edip, ortak karar alıp, ortak ses verme anlamında beş STK bir araya geldik. Zamanla bunun içerisine OSB'yi, Van TSO'yu, diğer ticari alanları alakadar eden kurumları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Herkes kendi sektöründe bunu yapabilir. Bu yolun doğru bir yol olduğuna inanıyoruz. Ticarete gelecek olursak, evet Türkiye'de son iki yıldır bir sıkıntıdan bahsediliyor. Kimi buna katılıyor, kimisi katılmıyor. Kimisi çok şiddetli eleştiriyor, kimisi çok şiddetli savunuyor. Ekonomi gül bir sudur. Dünya 15-20 yıldır hızlı bir büyüme sürecindedir. Siz bunun önünü söylemlerinizle, şikayetlerinizle kesemezsiniz. Çin ortaya çıktıktan sonra dünya ticaret dengeleri değişti. Sadece dünya ticaret yolları değişmedi. Dünyanın ticari dengeleri değişti. Daha ucuza mal etme çabaları, ortalığı allak-bullak etti. Sizin 5 liraya sattığınız ürünü Çin 1 liraya satınca, siz bu ürünü 2 liraya mal etmenin yollarını aradınız. Bu beraberinde bazı düzensizlikler getirdi. Başka kargaşalar, savaşlar getirdi. Dolayısıyla yeni dönem çok farklı. Şikayetler, eksiklikler olacak. Çünkü ticaret anlamında bir geçiş süreci, bir türbülanstayız. Bu sadece ülkemize has değil. Dünyada bunlar gelişirken, bazı ülkeler elbette daha fazla etkilenecek. Siz bugün Fas'ın dünya ticaret dengelerinden bahsedemezsiniz. Çünkü Fas'ın herhangi bir etkinliği yok. Zaten kişi başına düşen gelirde dibin dibini yaşıyor. Burada İngiltere'yi çok fazla konuşamazsınız. Çünkü altı yapısını oturtmuş, dünya sömürgesini tamamlamış, kişi başı milli geliri 30 bin sterlinken,25 bin sterline düşmesi çok etkilemez. Ama Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, bundan çok şiddetli bir şekilde etkilenirler. Bizim sesimiz daha yüksek çıkar" ifadelerini kullandı.

"DÜNYA ÜZERİNDE DIŞ BORCUN MİLLİ GELİRE ORANLA TÜRKİYE EN İYİ ÜLKELER ARASINDADIR"

Türkiye'nin dış borcuna da değinen Balibaş, "Şu anda Türkiye'nin 450 milyar dolar dış borcu var deniliyor. Doğrudur ama kamunu buradaki payı ne kadar. Bunu kimse konuşmuyor. Bu adaletsiz bir eleştirme yöntemidir. Dünya üzerinde dış borcun milli gelire oranla Türkiye en iyi ülkeler arasındadır. Bugün en kötü ülke Amerika'dır. Ama en zengin bulduğumuz ülke Amerika'dır. Amerika bugün 4 yıl yemese, içmese ama üretim yapsa ancak borcunu kapatabiliyor. Japonya Amerika'dan daha kötüdür. Gelişmiş ülkeler arasında en iyi ülke Almanya'dır. Dış ticaret fazlası veriyor. Amerika'da dış ticaret fazlası verebilir. Ama borcu yüksek. Borcu 33 katrilyon dolara vurdu. Borcu dünyadaki dolaşımdaki dolardan daha fazla borcu var. Bütün dünyadaki dolarları toplayıp Amerika'ya verseniz bile yine borcunu kapatamıyor. Dünyayı sömürerek, dış borç senedi ihraç ederek, varlıklarınızı alıyorlar. Bu sömürge düzeni artık dünyada çatlamaya başladı. Bu sesler ondan çıkıyor. Türkiye'de neden sesimiz çıkıyor? Enflasyon ticari piyasalarda ahlaksızlık yaratır. Enflasyon kabul edilebilir bir şey değildir. Enflasyonda kimse parayı tutmak istemez. Kimse borcunu ödemek istemez. Herkes yatırım yapmak ister. Herkes arabaya, eve, arsaya koşar. Dolayısıyla üretim ve yatırım durur. Faizler de düşük olunca, bu sefer para bankalara faiziyle gitmeyince otomobile gidiyor. Bazı kalemlere bizim satın alma gücümüzü aştı. Bunların içerisinde ev gelir, arasa gelir ve otomobil gelir. Bu hükümet döneminde çalışanlar kısmen de olsa enflasyona ezdirilmedi. Burada esnaflar zor durumda. Her enflasyon yükseldiğinde asgari ücrete ve diğer maaşlara zam yapıldı. Eski zamanda öyle değildi. 94 krizini çok iyi bilen, 2001 krizini dibine kadar yaşayan bir esnafım. Yazar kasa fırlatılmasını herkes hatırlar. Bir Cumhurbaşkanına yazar kasa fırlatılması adabını bile bu millet sorgulamadı. Türkiye sabaha %50 fakirleşerek uyandı" dedi.

"EKONOMİ PİYASALARININ YAVAŞ YAVAŞ DÜZELECEĞİNE İNANIYORUM"

Türkiye tahmin edildiği kadar kötü durumda olmadığını söyleyen Balibay, "Enflasyona yeniliyoruz ama piyasada bir hareketlilik var. Bu da bir ekonomi modelidir. Parayı yastık altında piyasa sürmek, piyasayı ticari döngüde canlı tutmaktır. Türkiye tahmin edildiği kadar kötü değildir. Olaya bardağın dolu tarafından bakılması gerektiğine inanıyorum. Ekonomi piyasalarının yavaş yavaş düzeleceğine inanıyorum. Artık Türkiye'de ikinci el otomobil fiyatları sıfır fiyatlarını geçemeyecek. Piyasa yavaş yavaş oturacaktır. Ciddi önlemler üzerinde çalışıyor. Şehrin ekonomisin ve ticaretini alakadar eden durumlarda, siyaset kurumlarının gerek çözüm üretme, gerek öneride bulunmak, gerekse yaptıkları yanlışları yüzlerine söyleyip, gerektiğinde hesap sorma konusunda MÜSİAD olarak geri durmayacağız. Bu şehrin geleceğine kimsenin ipotek koyma hakkı yoktur. Kimsenin kimsenin çabasını boşa çıkarmaya hakkı yoktur. Kalkınmanın yerelden olduğuna inanıyorum. Toplum olarak hep yukarıdan bekleriz. Ankara merkezli bir kalkınma, Ankara kalkınma merkezli bir yatırım bekliyoruz. Kalkınma yerelden olur. Bu esnaftan ve yerel yönetimlerden başlar. Ondan sonra karşılığını merkezi hükümetlerden beklenir. Bunun modeli Gaziantep'tir. Antepli bir pazarlamacı bölge turuna çıktığı zaman ihtiyacı olan her şeyi Gaziantep'ten alıp öyle çıkar. Başka ile para vermezler. Ben milliyetçiliğin bu olduğuna inanıyorum. Şehrin kalkınmanın en zayıf halkası da olsa bu olduğuna inanıyorum" diye konuştu.

"VAN, BİTCOİNE EN ÇOK YATIRIM YAPAN İLLER ARASINDA İKİNCİ SIRADA GELİYOR"

Türkiye genelinde bir ara eleman sıkıntısı olduğunu belirten Balibay, "Hiçbirimizin çocuklarımıza meslek öğretme gibi bir derdi yok. Üniversitelerin kalitesinin bu kadar düştüğü bu dönemde, çocukları hayata erken atma projeleri geliştirilmelidir. Mesleki liseler önemsenmeli, mesleki liselerden sonra çocuklar hayata atılmalıdır. 4-5 yıllık üniversite hayatı artık boşa gidiyor. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu üniversiteyi bir meslek sahibi olmak için okumuyor. Bu zihniyetin yerleştirildiği ve çocukların yarış atı gibi koşturulduğu bir toplumda sizin girişimci bulmanız, kaliteli bir meslek sahibi insan bulmanız hayal olur. İnsanlar artık rahat para kazanmanın yollarını kurcalıyor. Dünya bitcoine yatırım yapan ikinci ülkeyiz. Ülkemizde ise bitcoine en çok yatırım yapan iller arasında Van ikinci sırada geliyor. Böyle bir insanı girişimci yapamazsınız. Bunu geleceğimiz için tehlike olarak görüyoruz. MÜSİAD olarak ara eleman problemini çözmek için yıllardır çalışıyoruz. OSB'lerde teknik liselerin kurulması MÜSİAD'ın çabasıdır. Ufak da olsa meyvelerini vermeye başladı. 20 yaşında hayata atılan bir insanın bu memlekete katacağı çok şey var. Ama 30 yaşında yeni mesleğe atılmış, saçları ders çalışarak dökmüş bir insan göreve başlayacak ve daha sonra evlenecek. Hayata atılacak. Bu sistemden vazgeçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ekonomiye çözüm önerilerimiz var. Her dönem bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

"ÜRETİME AYRI BİR ÖNEM VERİYORUZ"

Sardırmakla, ötekileştirmekle bir yere varılamayacağını vurgulayan Başkan Balibay, "Bugün eğer bir devlet memuru, bir esnaftan daha iyi bir arabaya biniyorsa burada bir problem var. Binmemeli demiyorum. Yüksek ahlak, ileri teknoloji ve üretim ana konularımızdır. Üretime ayrı bir önem veriyoruz. Üretim risk almaktır. Üretim kutsaldır. Artık çözüm odaklı konuşuyoruz. Şikâyet etmeyi bırakacağız. Sardırmakla, ötekileştirmekle bir yere varamayız. Bunun etkileyici ve kucaklayıcı olacağına inanıyorum. Yabancı yatırımcılar artık ilimize yavaş yavaş gelmeye başladı. Yerel yönetimlerde akıcı bir iş yoksa, güvenlik yoksa, kalifiye eleman yoksa, ulaşım sıkıtıysa Bursa'daki iş adamı buraya getiremezsiniz. Sermaye konfor ve güvenlik ister. İş çözümü ister. Eğer biz organizeyi büyütemiyorsak, yatırımcıyı buraya getiremiyorsak, o zaman bu şehri farklı şekilde kalkındırmamız gerekiyor. Hizmet odaklı bunu yapacağız. Bu şehir bir Antalya olabilir. Yerel yönetimlerin hamleleriyle Trabzon, Ordu, Giresun ciddi çıkışlar yaptı. Biz Van'ın eğitimde, sağlıkta bir başkent olabileceğine inanıyoruz. Çünkü çevresinde beslediği 10'na yakın il var. Çevremizdeki illere hitap ederek büyüyebiliriz. Çevre illerdeki insanları buraya getirebiliriz. Bunun için çok büyük yatırımlara gerek yok. Sadece esnaf olmamız, işletmeci olmamız insanları buraya getirmeye yeter. Biz kaliteli olursak, toplum kaliteli olur. Gönül ister ki bu şehri yaşanabilir bir hale getirmek. Eğer bu şehirde hala çocuğumuza sokağa çöp atılmamasını öğretememişsek, birçok şeyi istemeye hakkımız olduğuna inanmıyorum. Bütün platformlarda güç üç birliğini ve birleştirici gücü konuşmamız gerekiyor" diye konuştu.

VAN BÖLGE GAZETESİ: HACI YILMAZ