Türkiye'deki şirketler, 2025'e güçlü finansman hedefleriyle giriyor. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK), aralık ayındaki son bültenine göre Şekerbank, Türkiye İş Bankası, Türkiye İhracat Kredi Bankası, Türkiye Garanti Bankası ve Ziraat Bankası başta olmak üzere 5 banka yurt dışına 25 milyar dolarlık tahvil ve finansman bonosu ihraç edebilecek. Que Granite Hayal Yapı, Alnus Yatırım, Selçuk Ecza Deposu, Borlease Otomativ, Emir Varlık Yönetimi, Erciyes Çelik Boru Sanayi ise toplam 22 milyar lira tutarında nitelikli yatırımcı bulmak için onay aldı.
RİSK PRİMİNİN DÜŞMESİ OLUMLU ETKİLEDİ
Geçen sene düzenli olarak düşen Kredi Risk Primi (CDS puanı), şirketlerin yurt dışı tahvil ihraçlarında elini güçlendirdi. Kamu, özel birçok banka uzun vadeli ve düşük faizle finansmana rahat erişebilir hale geldi. Uzmanlar, yüksek hacimli kaynak girişinin, ulusal ve uluslararası piyasalarda önemli bir hareketlilik sağladığına dikkat çekti.
KAYNAKLAR İHRACATA FON SAĞLAYACAK
Yeni yılda Şekerbank, 2,5 milyar TL değerinde tahvil ve finansman bonosu ihraç ederek, yatırımcılarına cazip finansal çözümler sunmayı hedeflerken, Türkiye İş Bankası ve Türkiye İhracat Kredi Bankası ise yurt dışına yönelik 5'er milyar dolar tutarında tahvil ihraç ederek global piyasalarda döviz likiditesini artırmayı planlıyor. Bazı bankalar, sürdürülebilir projelerde öne çıkıyor. Örneğin Garanti Bankası, 2 milyar dolar tutarındaki yeşil ve sürdürülebilir tahvilleriyle çevre dostu projelere fon sağlamayı amaçlarken, Ziraat Bankası’nın 11 milyar dolarlık rekor tahvil ve finansman bonosu ihracıyla dikkat çekti. Bu firmaların, yüksek kaynak getirisi sosyal sorumluluk konusundaki rollerine katkı sağlarken, ihracat yapan şirketlere de finansman desteği verecek.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYA KATKI
- Temin edilecek kaynaklar, bankaların sermaye yeterliliklerini güçlendirmelerinin yanı sıra Türkiye ekonomisine önemli destek sağlayacak. Uluslararası yatırımcıların ilgisinin ülkemize çekilmesi, hem döviz girişini artıracak hem finansal piyasalarda güveni destekleyecek. Uzmanlar, bu adımların Türk bankacılık sektörünün global piyasalardaki gücünü artıracağını ve sürdürülebilir kalkınmaya yönelik önemli katkı sunacağını belirtiyor.