Geride bıraktığımız pazar günü Ak Partinin belediye başkan aday adaylarını belirlemek için teşkilatlarıyla istişare edip kararlarını sorduğu "temayül" yoklaması yapıldı. Tüm Türkiye'de eş zamanlı olarak gerçekleştirilen temayül yoklaması elektronik ortamda yapılması yönüyle de ülke siyasi tarihinde bir ilk oldu.
Daha önceki temayül yoklamalarını da hatırlıyorum. Önceden aday adaylarının kendilerini teşkilatlara kanıtlama, tanıtma çabası bir birinden farklı karelerin ve sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştu. Nihai kararda çok düşük bir etkisi olsa da parti içi demokrasinin işlemesi ve istişare kültürünün esas alınmasını kanıtlama çabasından ibaret olan temayül yoklamaları esasta bu amacı taşımış olsa da uygulamada çok da böyle olmadığını biliyoruz.
Teşkilatlara sorulan;
-Siz kimi görmek istersiniz? Sorusu yine geçmişte olduğu gibi Ak Parti teşkilatlarında en ciddi şekilde il başkanına sorulacak. Ve asıl il başkanının kararları ve tercihleri dikkate alınacak. İşte tam da bu sebepten dolayı bu aralar Ak Parti il başkanı Kayhan Türkmenoğlu'nun hem siyasi makamı hem de mağazasındaki makamı bu şehri yönetmeye aday olanlar için en sık ziyaret edilen adres haline geldi. Tabi gördüğümüz kadarıyla aynı şey milletvekillerinin meclis makamları içinde geçerli. Neredeyse tüm aday adayları milletvekillerinin kapısında sabahlıyor, onları adım adım takip ediyor ve listeye girmek için şirinlikler yapıyor. Hemen hatırlatayım ki bu tavrı hiç doğru ve ahlaki bulmuyorum.
Neden mi?
Halka hizmet etmek, şehri yönetmek iddiasında bulunan birileri eğer o güne kadar halkla iletişim kuramamış, kendini halkına anlatamamış, halkından istediği desteği bulamamış veya daha ötesi halkına giderek onlara hizmet etmek istediğini ifade edip karşılık bulamamışsa Van'da veya Ankara'da kapı kapı dolaşıp birilerine methiyeler düzerek bu önemli makamlara aday olunamayacağını bilmeli.
Bu haliniz sizleri acınası ve komik duruma düşürüyor, bunu fark edin lütfen.
Siyaset feraset işidir, bu ferasetiniz yoksa düşünce, duygu ve davranışlarınızın sizleri hangi durumlara düşürdüğünü bilmiyorsanız lütfen hemen bu yolculuğu sona erdirin. Günlük hayatta her ne yapıyorsanız oraya geri dönün.
Bu şehrin artık kaybetmeye tahammülü yok. Vebal yüklenmekten korkun Allah aşkına!
Sayın vekiller sizde yuvarlak ifadeler kullanmadan sizden destek isteyen kişinin kim olduğuna bakmadan aday olduğu makamı liyakat, ehliyet, güven, tevazu, samimiyet ve gayretle hakkını vererek koruyamayacak, aziz milletimize hizmet edemeyecekse;
-Kardeşim bu iş senin kaldırmayacağın kadar ağır bir emaneti kendinde barındırıyor. Bu ateşten bir gömlek, Vallahi hakkını vermezsen seni hem bu dünyada hem öte dünyada yakar deyin. Yine bu kişilere;
-Kardeşim, bir toplumu yönetmeye aday olanlar, yönetmek istedikleri toplumdan çok daha iyi, bilgili, donanımlı olmak zorundadır deyin. Bu iş öylesine rüyası görülen, hayal kurulan, ne var ki bende yaparım denilecek bir iş değil deyin.
Dün yapıldığı gibi bugün de;
-Bakalım, edelim, görelim deyip olayın ciddiyetini geçiştirmeyin.
Unutmayın! Bu millet sizlere herkesi memnun etmeniz için değil, millete hizmet etmek ve toplumu muhafaza etmeniz için oy verdi.
Ve Ankara'da komisyonlar kurulup;
-Sizce Belediye Başkan Adayı kim olmalı? Sorusuna muhatap olduğunuzda önceliğin sizlere söylenen methiyeler, özgüler, birilerinin size yakın olması, emriniz altında çalışacak olmasını değil tam aksine şehrimizin, aziz hemşerilerimizin biriken sorunlarına liyakat, ehliyet, ihlas ve tevazu ile gece gündüz demeden hizmet edecek kişiler olmasına dikkat edin.
Listelerde kimlerin olacağı herkes tarafından dikkatle bekleniyor.
Yıllanmış, yıpranmış, denenmiş ve maalesef halk nezdinde beklenen performansı sergileyememiş, itibarını kaybetmiş her kim varsa vakit kaybetmeden, oyalamadan;
-SEN OLMAMALISIN deyin! O nedenle yeni yüzlere görev verin.
Bu erdemi ve cesareti HALK ve HAK için gösterin.
Yanlış tercihler olursa, bu halk hayal kırıklığı yaşarsa, sizlere teslim ettiği iradesinin hakkıyla kullanılmadığını görürse emin olun ki size ve partinize en güzel ve en güçlü cevabı "sandıkta" verecektir. 7 Haziran 2015 seçimlerini unutmayın derim! Bu halkın kendisiyle adeta alay edercesine tercihte bulunan siyasilere ve siyasi partilere nasıl cevap verdiğini hiç aklınızdan çıkarmayın. Şehrin tekrar güven, huzur, hizmet ve kardeşlikle buluşacağı 31 Mart 2019 tarihini kara bir lekeye, hayal kırıklığına çevirmeyin. Bunun hesabını asla veremezsiniz.
Zaten böyle bir hatayı işleyecek lüksünüz de yok. Kullandığımız iradenin, gücün sizde vekâleten olduğunu asıl sahibinin millet, halk olduğunu hiç unutmayın!
Şimdi de alacağı kararla vekiller kadar sürece etki edecek Ak Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu'na bazı konuları hatırlatmak isterim.
Vekillerin yanı sıra siyasi olarak bir şehre il başkanı olmak, iktidar partisinin özellikle de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderin partisinde il başkanı olmak elbette ki beraberinde büyük bir sorumluluk ve muhatabına güç sağlıyor. İşte tam da bu nedenle sizin yükünüz de çok ağır, vebali çok fazla. Oturduğunuz makamda "tüyü bitmemiş yetimin hakkı var". Bu şehrin garibin, gurabanın, kimsesizinin, bu şehrin kimsesizlerinin hakkı var.
Bu şehirde kimlerin belediye başkanı olacağı konusunda sizde büyük yetkilerle donatılmışsınız. Her ne kadar birçok ortamda, toplantıda gücünüzün üstünü örtüp sorumluluğu vekillere, genel merkeze atsanız bile işin aslının öyle olmadığını herkes biliyor.
Size de mutlaka geçtiğimiz günlerde bu soru soruldu ve çok kısa bir süre sonrada tekrar sorulacak ve sizde masada karar verilirken kanaatte bulunacak ve birilerini işaret edeceksiniz.
-"Ben karışmıyorum, ilgilenmiyorum, gücüm yok" diyemezsiniz.
Ve emin olun ki kimseyi de bu söylemlerinize de inandıramazsınız.
Kendi listenizi sunacaksınız. Kendinize yakın gördüğünüz birilerini bu makamlara taşımak için gayret ortaya koyacaksınız.
Belki de Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kendinizi işaret edeceksiniz ya da ettireceksiniz.
Durum ne olursa olsun sizde lütfen şu hakikatleri ihmal etmeyin, unutmayın!
Keyfi hiçbir karara imza atmamalı, bu şehrin geleceği ve kaderiyle oynamamalısınız. Şahsi ikbal peşinde olmayıp, toplumsal faydayı gözetmeli ve Van'a kim daha güzel hizmet sunacaksa onu işaret etmeli ve desteklemelisiniz.
Hepimiz aynı gemideyiz. Yaşadığımız bir sorun yine hepimizi etkiliyor. Acı bizim yüreğimizi yakıyor. Hüzün bizi gözyaşına boğuyor.
Unutmayın! Ak Parti aynı zamanda VEFA partisidir. Lideriniz ve Sayın Cumhurbaşkanımız tüm yürüyüşünde arkadaşlarını, beraber davaya hizmet etmiş gençlerini hiç unutmadı. Bir köşeye atmadı. İhmal etmedi. Aksine, onlara her zaman vefalı olup, samimiyet ve gayretlerinin karşılığı olarak millete daha fazla hizmet sunabilmeleri için önlerini açtı, makamlara taşıdı. İnsan, lider büyüterek büyüdü. Gördüğümüz kadarıyla bugün belediye başkan aday adaylığı yapmış, bu davaya çok uzun süreden beri samimi bir şekilde hizmet eden, tevazu ve samimiyetlerini hep koruyan ve Ak Parti teşkilatlarının yetiştirdiği çok önemli iki isimde değerlendirilmek üzere sürece dâhil oldular. Bunlardan biri partinin kuruluşundan bugüne teşkilatlarda görev almış, gençlik kolları il başkanlığı yapmış donanımlı, liyakat sahibi ve güçlü bir hatip olan önemli bir şahsiyet ve bir diğeri de yine çok genç yaştan beri teşkilatlarınızda görev alan, gençlik kolları başkanlığı yapmış ilkeli, çalışkan, donanımlı, cesur olan bir dinamik şahsiyet. Bu iki değerle birlikte müracaat eden yine bazı liyakatler azda olsa var. Bu değerler karşılık bulmalı ve harcanmamalı. Bu safa da isim vermek doğru olmaz diye yazmıyorum istenirse onları da derim.
Mensubu olduğunuz partinin liderinin sergilemiş olduğu VEFAYI şimdi sizin gösterme vaktiniz geldi. Bu iki genç ve donanımlı aday adayı sizin şehir ve ülke siyasetine kazandırmanız gereken iki çok önemli isim. Başkan Türkmenoğlu şunu unutmamalı ki bu seçimde Büyükşehir başta olmak üzere 7 belediye kazanılırsa Van'da bu kadar yıpratılmış AK parti tarihinin tarihe geçen başkanı olacak. Bu şehir bugüne kadar topluma hizmet edecek değerlerini koruyamadı, geleceğe taşıyamadı ama bunu siz vereceğiniz kararla değiştirebilir, sizinle de çok önemli çalışmalara imza atan bu kardeşlerinize sahip çıkabilirsiniz.
Bunu yaparak, emeğe, hizmete, samimiyete ve kaliteli insana sizin ve partinizin ne kadar değer verdiğini göstermiş olacaksınız. Emin olun ki bu düşünce ve duygular benimle beraber bu şehirde büyük bir kitlenin beklentisidir.
Bu tavır adam kayırmak değil, hakkı teslim etmektir.
Sözün özü şu ki oturduğunuz makamın hakkını verme vakti.
Bu şehre, halka hizmet etmek isteyenle kendini düşünenleri ayıklama vakti.
Elek sizde, güç sizde, sorumluluk sizde.
Dost acı söylermiş.
Sakın ha yanılgıya düşüpte yaptığım yanıma kâr kalır demeyin.
Astığım astık, kestiğim kestik demeyin. Taşıdığınız sorumluluğun ağırlığını yüreğinizde hissedin ve toplumun sizden beklediği dava adamlarını listeye alıp 31 Mart seçimlerinde bu halkın ve bu şehrin yüzünü güldürün.
Zaman su misali hızla akıp gidiyor.
Yerinde ve zamanında doğru kararlara imza atın ki yüklendiğiniz makamın hakkını vermiş olun.
Yoksa son pişmanlık fayda vermeyecek ve karar vericiler olarak sizle önce kul karşısından sonra da mutlak adil Allah karşısında hesap vermekte zorlanacaksınız.
Rabbim sizleri ve bizleri kendi rızası için mücadele eden, doğru yoldan ayrılmayanlardan etsin inşallah.
İlahi bir uyarı ile noktayı koyalım;
-Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! (Hud, 12)