BİRAZ DA GÜLÜMSEYELİM

   Nasreddin Hoca bir gün eşeğini dörtnala sürerken düşer sarığı bir tarafa kendi bir tarafa…
Çoluk, çocuk başına toplanır.
Hoca bakar ki alaya kalkacaklar, yerinden doğrulur:
-Ne gülüyorsunuz çocuklar ben zaten inecektim!..
                          ***
   Dedikoducular, Nasreddin Hocaya karısını çekiştirmişler:
  -Hoca senin hanım hiç evinde oturmuyor!
    Hoca inanmamış:
-Yanlışınız var benim hanım değildir!
-Olur, mu Hoca, Hiç tanımaz mıyız? Sabahtan akşama, kırk kapının ipini çekiyor!
Hocada demiş ki:
-Hiç inanmam, eğer bizim hanım o kadar dolaşıp, kırık kapının ipini çekseydi, bizim eve de uğrardı.
                                       ****
    Hoca eşeğini pazara götürüp satışa çıkarmış, alıcının biri yanaşıp yaşını öğrenmek için dişine bakmaya çalışınca, eşek hart diye adamın kollunu kapmış.
    Bir başka alıcı topal mı, değil mi derken bu kez çifteyi yemekten kurtulamamış.
Bir başkası da üzerine binmek isteyince, eşek adamı kaldırıp yere vurmuş.
    Pazardakiler bu durumu görünce Hocaya akıl vermişler:
-Hoca bu eşek huysuz, çok da aksi bir hayvan, bunu hiç kimse almaz al da eve götür!
   Hoca hiç umursamamış:
-Ben zaten onu satmayacağım ki!
-O halde pazara ne diye getirdin?
   Hoca başını sallamış:
-Görenler onun elinden neler çektiğimi anlasınlar diye…
                                        ***
    Nasreddin Hocanın kararsız bir arkadaşı varmış, bir gün yol da karşılaşmışlar:
-Hoca yarın yolculuğa çıkıyorum!
-Allah yolunu açık eylesin!
-Çocukları da götürmek istiyorum!
-Götür iyi olur!
-Ama yaramazlık edip, benim canımı sıkarlar!
--O halde sen de onları götürme!
-Ama ben çocuklarımdan ayrılamam ki!
   Hocanın iyicene tepesi atmış.
-Bana bak ya çocuklarını bırak, ya da benim yakamı bırak!

                             *****
   Nasreddin Hoca gençken, devrin zaptiyeleri, yani o devrin polisleri belinde bir palayla yakalamışlar, sormuşlar:
-Sen kimsin?
-Medresede mollayım!
-Yahu bir mollaya, ilim, irfan sahibine pala taşımak yakışıyor mu?
-Nasreddin Hoca içini çekmiş:
-Sormayın ağalar esas bize lazım
-Niye?
       -Kitapları kazımak için!
      Zaptiyeler bu sözlerden bir şey anlamamışlar:
  -Palayla kitap kazımak de ne demek Hoca?
-Ah ağalar ah, siz bilemezsiniz, kitaplarda bazen öyle yalan yanlış şeyler var ki onları kazımak için bu pala bile yetmiyor!
-                             ***
    Hoca eşeğine binmiş gidiyor, biri sormuş:
-Nereye hocam?
-Cumaya, Cuma namazına!
-Aman hocam bu gün Salı, cumaya daha üç gün var!
    Hoca başını sallamış, eşeğini göstermiş:
-Senin de altında böyle bir binek olursa ancak yetişirsin!
                                            ***
   Nasreddin Hocaya bir gün adamın biri sormuş:
-Hocam cenazeye giderken, tabutun önünde mi, arkasında mı, saında mı, solunda mı bulunmalı?
-Hoca gülmüş:
-İçinde bulunma da neresinde bulunursan bulun!