Seçimleri geride bıraktık.
Stresi, tansiyonu yüksek bir süreç geçirdik.
Her seçimde olduğu gibi kimileri mutlu kimileri de mutsuz oldu sonuçlar karşısında.
Türkiye halkı kazandı diyen az oldu.
Aksine şu parti bu parti seçimin kaybedeni oldu diyen çok oldu. Ya da kazananı.
Çünkü partilerini ülkeden daha çok koruyan düşünen siyasetçi sayısı daha fazla ne yazık ki.
Şahsen Türkiye genelindeki sonuçlar beklediğim gibi oldu.
Ancak Van için AK partinin yüzde 35 altına düşmez yani 200 bin oyun altına inmez diye düşünüyordum, yanılmışım.
Tabii AK Partililer için teselli eskiye nazaran Van'da 3 vekil çıkarması oldu. Ancak oylarda bir düşüş olduğu da gerçek!
Keza Sayın Cumhurbaşkanının aldığı oy oranı Van'daki AK partililerin mutluluğu oldu.
AK partinin bana göre çıkardığı üç vekilin biri AK partinin biri ohal'in biride kayyumların olduğunu düşünüyorum.
Kimse suçu birbirine atmasın biz gerçekleri biliyoruz herkes özeleştirisini yapsın.
AK partinin önce Van'da son 2- 3- seçimde neden bu hale geldiklerini özeleştiri yaparak iyi araştırması gerek.
Hataları ve eksikleri, sorunları ve sorumluları tespit ettikten sonra kısa, orta ve uzun vadede bir yol haritası belirleyip ayağa kalkması şart.
AK parti iyi organize olursa ve bilinçli nokta atışıyla çalışırsa Van'daki oy oranı yüzde 42 den aşağı düşmeyecektir.
Van ilinde 640 bin seçmen sayısı olmasına rağmen 112 bin seçmen sandık başına gitmedi.
Van'da ortalama son sekiz seçimde 100 ila 150 bin arasında insan oy kullanmıyor ve nedenleri mutlaka araştırılıp sorgulanması gereken bir sorundur bu durum.
Bana göre bu oy kullanmayanlar HDP'li değil diğer partiler kendilerini sorgulamalı.
Zira HDP'liler bir oy için çok şey yapıyor, tabanını canlı tutuyor evlerde günlerce kamplar kuruyor.
Yapılan mitinglerden de çok net anlaşılıyor ki, AK parti seçmeninin çoğunluğunu 35- 40 yaşın üstündeki kesimler oluşturuyor.
HDP'nin ise seçmen kitlesi 25 yaş altı gençlerden oluşuyor.
Bunun nedeni gençlerin 18 yıl önceyi bilmedikleri ve yanlış bilgilerle donatıldıkları veya aldatıldıkları içindir.
AK partinin hatta devletin bu konu üzerinde bir çalışma yapması gerekir sanırım.
Çıkın sokağa vicdanlı insanların hepsine sorun kayyum çalışmalarını nasıl buluyorsunuz herkes takdirle karşılıyor.
Hatta bölgedeki kayyumlar için herkes harika hizmetler yapıyorlar diye tebrik ediyor.
Tabii bu hizmetlerin yapılmasının yolunu açan AK parti hükümeti.
Sandık sonuçlarına bakılınca başta Van olmak üzere yapılan hizmete oy verilmiyor.
Van sokaklarını altınla kaplasanız o döşenen altınları insanlar bitirdikten sonra sırtını dönüp gidiyor gerçeğiyle karşılaştık.
İşte bu nedenler büyük çalışmalar araştırmalar sonrası yapılacak tespitlerle ortaya konulmalıdır.
Aksi halde hep aynı senaryolarla tekrarlarla başa döneceğiz.
HDP de ciddi oy kaybetmesine rağmen kazandı.
HDP'nin CHP ile el ele tutuşarak batıdan aldığı oylar ile barajı aşması ayrı bir tartışma konusu olsa da, HDP son iki seçimde aldığı oylar ile artık bir Türkiye gerçeği haline gelmesi kabul edilmesi gereken bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Tabi HDP'nin Türkiye gerçeği olduğu kadar Türki'ye partisi olması gerçeğini de aklından çıkarmaması gerek.
Barışı konuşurken savaşın dilini kullanmamasını tavsiye ederim.
Samimi olmasını güven vermesini tavsiye ederim. Mecliste PKK'nın silahın gücünü değil kendi siyaset dilini kullanmasını öneririm.
Eyer siyasi partiler sorumluluk taşımaz, halkın beklentilerine karşılık vermezlerse Türkiye'yi bekleyen tehlikelere neden olacaklarını akıllarından çıkarmamalıdırlar.
Hangi parti ya da partiler hata yaparsa Türki'ye ve insanına düşmanlık için fırsat kollayan pusuda bekleyen birçok tehlike bizi bekliyor.
Örneğin üst akıl ve içerideki uzantıları seçimlerden alacakları kendi lehlerinde netice ile sevinmenin hesabını yapanlar bir hayli fazlaydı. Gerçeği görmek için sadece sevinmeyi bekleyenlere bakmak bile yeterli sanırım.
Proje terör örgütü FETÖ, karşımıza kötü parti, çirkin parti maskeleriyle güçlendirilerek çıkarsa şaşırmayın diye yetkilileri uyarmak kötümü olur.
Yani bir gün fetö, sonra meto, sonra çeto olarak farklı yüzler ve versiyonlarla karşımıza çıkmaları çok yakındır.
Terör örgütlerine silah taşıyan en büyük destekçileri ABD.
Türkiye'yi Balkanlar'da istemiyoruz diyen ve teröristleri sarayında ağırlayan Fransa.
Teröre kucak açan başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri.
Türkiye'yi çembere almamız gerekir diyen başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Körfez ülkeleri.
Kudüs ve Gazze konusunda dik durmamızı hazmedemeyen İsrail ve yandaşları.
Mazlum Müslümanlara el uzatılmasından rahatsız olan Mısırlı darbeci Sisi.
15 Temmuz'da millete bomba yağdıran FETÖ'cüler.
Kobani bahaneli olaylarda halkı katleden PKK ve yandaşları.
Gezi olaylarında sokakları ateşe veren güçler.
28 Şubat'ta başörtülü kızlarımızı yerlerde sürükleyen ve okula almayan zihniyet.
Türkiye'nin kalkınmasını istemeyen Avrupa Birliği.
Ülkesindeki camileri kapatan Avusturya
Binlerce kişiyi katleden Esed,
Türkiye üzerinde emelleri olan ve sık sık Ege'de olay çıkartan ve FETÖ'cülere kol kanat geren Yunanistan.
Birçok örnek verebiliriz ancak seçim sonuçları tahammülü, saygıyı beraberinde getirmeli ve Türki'ye daha nasıl gelişmeli fikirleri ortaya konmalı.
Keşke bölge illerimizdeki partiler projelerden, kalkınmalardan bahsetse ve karşılık bulsa ve uygulansa bizlerde mutlu olsak nerdeeeeee…!
Daha önceki yazılarımda fikrimi belirtmiştim gerçi.
Yerel seçimler olur mu yoksa kayyumlarla devam mı edilir bilemem ama durum hiçte iç açıcı değil.
Van özelinde düşünürsek kalkınmamız lazım başka çaremiz yok bu nasıl olacak işte asıl soruda bu…
Artık kendimizi değil çocuklarımızı ve onların geleceğini düşünmek zamanıdır.