Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Sayıştay'ın 161. Kuruluş Yıldönümü Programında konuştu. 161. kuruluş yıl dönümü heyecanını Sayıştay mensuplarıyla paylaşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, 161 yıllık köklü bir kurumda ağır sorumluluk bilinciyle devlete hizmet eden çalışanları tebrik etti. Sayıştay'ın müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Erdoğan, yargı yetkisi ile donatılmış yargı organı olan bu konumunu çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik” diye konuştu. Kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi altına aldıklarını hatırlatan Erdoğan, 2010 yılında Sayıştay'ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduklarını söyledi.

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay'ın yerinin doldurulamaz olduğunu belirten Erdoğan, ”Sizler TBMM adına yürüttüğünüz faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını, hukukunu koruyorsunuz. Alın teri ile evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin, çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye'nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına milletine medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı; genciyle yaşlısıyla kadını, erkeği ile milletimizin tüm fertlerinin devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz” dedi.

Katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hiç şüphesiz bu taşıması gerçekten ağır bir yüktür. Bu kuyumcu titizliği ile icra edilmesi gereken zor bir vazifedir. Bu, tüm siyasi hesapların mülahazaların üstünde milli bir görevdir. Burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya deva edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarımızı en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe duymuyorum. Bu yıl 29 Ekim 2023 tarihinde inşallah Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümüne kavuşacağız. 85 milyon olarak tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak Cumhuriyetimizin yüzüncü sene-i devriyesini büyük bir coşku ile kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz 1 asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Yüzyılı'dır Türkiye Yüzyılı ülkemizi muasır medeniyetlerin üzerine taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır”

“Cumhuriyetimizin ilk 100 yılını geride bırakırken aynı zaman yeni ufuklara da yine birlikte yelken açıyoruz” diyen Erdoğan, ”Bu önemli yıldönümünü gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası haline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı'dır Türkiye Yüzyılı ülkemizi muasır medeniyetlerin üzerine taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı istiklal harbi ruhu ile 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyonun gönül birliği içinde bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz 14 Mayıs'ta bunun ilk adımını Meclis'te atmıştı. 28 Mayıs'ta cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı'nı sahiplendiğini de ortaya koydu” açıklamasını yaptı.

DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti

“5 yıl daha ülkemize hizmet etme imkanı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz”

10 Yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin kazananı olduğuna dikkat çeken Erdoğan,” Yüzde 52. 18 oy oranıyla şahsımıza 5 yıl daha ülkemize hizmet etme imkanı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyet duygusu ile hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonrada bu emanete gölge düşürmeyeceğiz. Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmadan gelecek nesillere üzerlerinde mutlu müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz. Bunun için yürütmesi, yasaması, yargısı ile devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisi çok önemlidir. Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950'den beri, Türkiye'nin temel sorunların biri erkler arası rekabetin hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz” dedi.

Geçmişte Türk demokrasisi adına yaşanan olumsuzlukları hatırlatan Erdoğan, ”Kendini milli iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki bürokrasideki temsilcileri, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil statükoyu korumak için kullandı. Merhum Ecevit'in önüne fırlatılan Anayasa Kitapçığı bunun sembolü olarak hafızalarımıza yansımıştır. Yasakçı ve statükocu tavırdan hak ve özgürlükler dahil Meclis'te milli iradenin takdiri ile geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz ekonomik maliyeti 10 milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İççisinden kamu görevlisine, kadar toplumumuzun tüm kesimleri ciddi sıkınlar yaşamıştır. Türk demokrasisi, aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farklarının yıllarca çözülememesinin sebebi maalesef budur” değerlendirmesinde bulundu.

“Yetkilerin kötüye kullanılması dolayısıyla aylarca bürokrat atayamadığımız dönemler oldu”

2002 yılında ülkeyi yönetme görevini devraldıklarında da benzer sorunlarla mücadele ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik. Anayasa ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılması dolayısıyla aylarca bürokrat atayamadığımız dönemler oldu. İktidar Partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış oylar üzerinden kapatılmak istendik. Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız, aynı şekilde engellendi. Mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi” diye konuştu.

6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleri ile ilgili hukuku düzenlemelerin akim bırakıldığını söyleyen Erdoğan, “17- 25 aralıkta yargı - emniyet darbe girişimine 15 Temmuz'da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık bir çok antidemokratik operasyonun hedefi olduk. Tüm bu girişimleri son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştık. Ne baskılar karşısında boyun eğdik. Ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık, ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihi nitelikte reformlara , eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içinde ahenkle çalışmasını temin ettik” şeklinde konuştu.

“Türkiye'nin son 21 yılda yazdığı başarı hikayesinin sırrı budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladıkça vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. “ diyen Erdoğan,”Demokrasimiz tüm dünyanın gıpta ile baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. 10 yıllar boyunca insanımızın canına kast eden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi” dedi.
Türkiye'nin küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldiğini söyleyen Erdoğan dünyada yaşanan krizlere rağmen ülke ekonomisinin her yıl ortalama yüzde 5 buçuk oranında büyüme sağladığını kaydetti.

Her alanda Türkiye'nin başarıdan başarıya koştuğunu ifade eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte tüm bu kazanımları tahkim edebilecek bir yönetim modeline kavuşulduğunu aktaran Erdoğan, yeni sistemin avantajlarının son yıllarda yaşanan bütün krizlerde müşahede edildiğini aktardı.
50 bin üzerinde insanın hayatını kaybettiği 6 şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarının tecrübe edildiğini belirten Erdoğan, sistemin vatandaşlar tarafından da kabul ve takdir edildiğini belirtti.

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçlarından birisinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin milletten güven oyu almış olması olduğunu kaydeden Erdoğan, bu seçimlerin eski sistem tartışmalarına son noktayı koyduğunu söyledi. Erdoğan, " Ülkemiz 3-5 ayda bir hükümetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır" dedi. Siyaset müessesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidini koruduğunu söyleyen Erdoğan, ”Biz her hâlükârda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye'nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı, mutlaka tesis edeceğiz”

5 yıllık tecrübe ve uygulamaların ışığında sistemin işleyişini daha iyileştirecek adımlarına atılacağını belirten Erdoğan, “ Türkiye'nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı, mutlaka tesis edeceğiz. Bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz. Türkiye'nin 2002'den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini , katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçireceğiz” açıklamasını yaptı. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynamasının, Türkiye Yüzyılı'nı sahiplenmesinin başarıyı garantileyeceğini ifade eden Erdoğan her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacaklarını kaydetti.