Ülkeyi şu anda yönetmekte olan ekibin başı cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. İçeride ve dışarıda Muhalefet yapanlar başarısızlıklarını kapatmak için toplumu bilgilendirmek aydınlatmak yerine kişi merkezli propagandayı tercih ediyorlar…
Bakın şu anda yıllarca bize medeni diye yutturulan duruma Almanya, Belçika, Hollanda vs. kendi ülkelerine ihanet etmekte bir beis görmeyen Türk soluna ve Kürt soluna ev sahipliği yapan kucak açan ülkeler. Kürt halkı üzerinden ideolojik amellerini gerçekleştirmek isteyen ne kadar yapı varsa bu ülkelerle birlikte derede.
Çünkü bunlar İslam düşmanı, Müslüman düşmanı insanlık düşmanı…
Çünkü bunlar Ortadoğu’da hatta dünyada eli güçlü bir ülke istemiyorlar…
Çünkü bunlar halka güvenmiyorlar…
Çünkü halka verebilecekleri hiçbir şeyleri yok…
Bunlar öyle zannediyorlar ki, halk bir şey bilmiyor, halk gelişmelerden habersiz, değişimi yapılacak olan şeyin rejim değil de sistem olduğunu bilmiyor…
Türkiye, 16 Nisan’da kendi yönetim sistemini değiştirmek için sandık başına gidecek. Milletin vereceği karar esas olacak. Peki, bu karara en çok karşı çıkanlar kim? Avrupa. Sebep Erdoğan gibi güçlü bir liderin varlığının onları rahatsız etmesi. Hal bu olunca, halkın hayrına menfaatine bir siyaset üretilmeyince doğal olarak halk…
2002 seçilerinde tüm partileri devre dışı bırakarak Erdoğan önderliğindeki AK Parti iktidarı iktidarları ile Türkiye’nin de yolunu açtı. Açmaya da uzun yıllar devam edecek. Taaki, muhalefetin aklı başına gelsin halkı dinleyip halkın alacağı kararlara saygı duyuncaya kadar.
Erdoğan’ı kim getirdi bu halk, bu halk nasıl getirdiyse öyle de götürmesini bilir. Sonra Erdoğan baki değil fanidir 16 Nisan’a kadar yaşayıp yaşayamayacağının garantisini kim veya kimler verebilir? Her ne kadar da bu ülkenin kadim vatandaşları olarak kendilerini gören elit takımı istemeseler bile!..
Tayip Erdoğan her fani gibi bir fani olarak, kendine tayın edilen ömrünü tamamladıktan sonra ölüp gidecektir. Buna kendisi de bildiği gibi iman da etmiştir. Hayatın bu dünyadan ibaret olduğunu zannedenler bu halkı küçük görenler bunlar halkın hayrını isteyecekler, amma!...
Öte yandan ahirete iman eden her anının hesabını mutlaka vereceğini bilen biri olan Erdoğan halka ihanet edecek. Ülkeyi bölecek…
Avrupa’nın ikiyüzlülüğünü deşifre eden Erdoğan Diktatörlüğü getirecek. Hayat tarzımızı değiştirecek…
Değiştirilecek sistemle iktidar yolumuz kapanacak vs. Kim inanır size?..
Zaten siz bile kendinize inanmıyorsunuz, Bakın referandum çalışması için yurt dışından getirdiğiniz reklamcılarınız bile size inanmıyor, batının son yaptığı terbiyesizlikler karşısında neredeyse zil takıp oynayacaksınız. Yahu bu halk size nasıl inansın?...
Buyurun tiyatroya, CHP'nin referandum için davet ettiği Şilili reklamcı Francisco Garcia Ferrada, CHP Gençlik Kollarınca Kadıköy'de düzenlenen etkinliğe katılmış. Ve Ferrada, "Ben bir haftadır buradayım, 'Hayır' oyunun ne önerdiğini anlamış değilim. Eğer bundan emin olmazsanız, ülkeye politik mesaj, hayal üretemezsiniz." Bilmem, Başka söze gerek var mı?
Ne diyor adam itiraz ettiğiniz şeye neden itiraz ettiğinizden emin olmazsanız başarma şansınız olmaz. Bir şeyin reddi veya kabulü, ne getirip ne götüreceği bilinmeden hesaplanmadan ele alındığında ister istemez bırakın işe yararlılığı kesin olan bir değişimin gerçekleşmesini en zıt anlayış galip gelir.
Anlayacağımız bu halk 90 küsur yıllık bir sistemin günün şartlarına uymadığını değişmesi gerektiğini, elinden kolundan yanından yervesinden kırpmaların toplumsal kangrenlere bölünmelere yol açtığını, kutuplaşmaların arttığını görmekte ve değişimi istemektedir.
Bundan rahatsız olanların, kimler olduğunu yazmanın artık bir anlamı kalmamış bakın “hayır”cılar korusuna zaten her şey alenen ortadadır.
16 Nisanda Türkiye’de yaşayan halklar evet derken ne için evet dediklerini bilerek diyecekler. Buna mukabil hayırcıların önemli bir kısmı niçin dediğini bilmeden diyecek. İspatı, Şilili reklamcı Francisco Garcia Ferrada, "Ben bir haftadır buradayım, 'Hayır' oyunun ne önerdiğini anlamış değilim” CHP’nin anlamadığı gibi!...
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.