Fakirlik edebiyatından istakoz sofralarına: AK Parti'deki büyük yozlaşma…

Ak Parti'nin yaşadığı oy kaybı sonrasında ilgililerin şapkasını başına alıp derin analizler yapacağı ve sorumlulara karşı ciddi tedbirler alacağını bekliyor muyuz?

Bence hayır!...

Çünkü bu düşüş yıllar önce başlamıştı ve bunun üzerine defalarca yazdım, yazdılar…

Sonuç aynı tas aynı hamam…

Hatta bu serzenişlerle ilgili "ben demiştim" uyarısını tekrar istemesem de maalesef hatırlatmak adına yeniden kullanmak gerekiyor…

Maalesef Van'daki yozlaşma doğru bir şekilde AK parti genel merkezine ve sayın cumhurbaşkanına anlatılmıyor veya giden raporlarda "ben dememiş miydim"ler olmadığı için Cumhurbaşkanı yanıltılıyor: yazılarımı hatırlarsınız.

Bu sözüm hep haklı çıktı.

Şu ana kadar yapılan ve yaşananlara bakınca kesinlikle Van'da olan bitenler Sayın Erdoğan'a anlatılmıyor kanısına vardım.

Anlatılsa da doğru anlatılmıyor yoksa Van'da olan bitenler olmaz diye düşünürüm hep..

Hatta yazılarımı ve şahsımı belli yerlerde dikkate almasınlar diye bu zaten bizi hep eleştiriyor diye itibarsız hale getirdiklerini de biliyorum…

Ben hep Van'daki siyasi çetelerin kimseye yaşam hakkı vermediklerini genel merkezdeki siyaset baronlarıyla kol kola vererek aday belirleme süreçlerinde yanlış isimlerle, hatalı sıralamalarla ve Van'daki yanlış yönetim ve uygulamalarla Van'ı bitirdiklerini ve halkı AK partiden uzaklaştırdıklarını sıkça yazmışım…

AK parti iktidar sorumluluğu ile hareket etmiyor uyarıları yapmıştım…

AK partide Van'da duruşu, dürüstlüğü, adaleti ve yaptıkları ile örnek siyasetçi olmadığını hep anlatmışım.

Bilgi birikimiyle ülkeye siyaset üreten, fikir geliştiren siyasetçimiz olmadı diye çok dert yanmıştım..

Van'ın sorunlarını doğru dile getiren kurumları ile nasıl yönetilmesi gerektiğini açıklayacak bir tane bilgili siyasetçimiz olmadı diye delilleri ile hep eleştirmiştim…

FETÖ, PKK, EĞİTİM, SAĞLIK, GÖÇ, MÜLTECİ, TARIM, HAYVANCILIK, TURİZM, İŞSİZLİK, konusunda aklı başında bilgi içerikli bir tane kapsamlı açıklama yapan fikir ve çözüm önerisi sunan ve çözen bir siyasetçimiz olmadı diye feveran ettim hep.

Ya kulak tıkadılar yâda kötü insan ettiler hedef gösterdiler bizi…

Gelmekte olan geliyor dedik kafayı kuma gömdüler…!

Her seçimde AK partinin nasıl eriye eriye bu hale geldiğini delilleri ile hatırlattım.

Ama kimse duymak, görmek istemedi…

Kendi ihtiraslarınız için Van'a ve ülkeye zarar veriyorsunuz dedim anlayan olmadı.

Siz iktidar partisinin Van'daki temsilcilerisiniz; yaptığınız her şey devlete mal oluyor dedim, kimsenin sesi çıkmadı.

Görev ve yetkinizi  çıkarınız için heba etmeyin sadece kendinizi ailenizi düşünmeyin dedim hepsi kulaklarını tıkadı..

Kimileri her gün zenginleşti devletin verdiği görev ve yetkiyi kötüye kullandı herkes seyirci kaldı..

Asıl görevi millete hizmet etmek olan kurum müdürleri halkı aşağıladı, küfür hakaret etti, dövdü, odasından dışarı attı bu adamlar cezalandırılması gerekirken korundu kollandı ödüllendirildi…

Bunları gören halk AK partiden uzaklaştı devlet kurumlarından soğudu. Sayın cumhurbaşkanı biz millete hizmetkâr olmaya geldik dedi ama atadığınız müdürler millete efendi oldu her türlü zulmü reva gördü.

Devlet kurumlarında yetersiz yeteneksiz yöneticiler olunca vatandaşa hizmet etmesi gereken çalışanlar, vatandaşın sorunlarını çözmek yerine sorun ürettiler.

Asıl görevi devletin merhamet, şefkat, iyi, güzel yüzünü millete göstermesi gereken devlet kurumları sorun çözen değil sorun üreten oldu..

Devletin bazı kurumları devleti halkın gözünde kararttı itibarsız hale getirdi yanlış art niyetli çalışanlar yüzünden halk devletten uzaklaşmaya başladı.

Ama sayın cumhurbaşkanına Van'da her şey güllük gülistanlık olarak gösterildi.

Siyasette olduğu gibi makamlarda parsel parsel kendi liyakatsiz yakınlarına dağıtıldı.

Kibir, halka tepeden bakma, kimseyi dinlememe, ben bilirim ukalalığı istişareden nasiplenmeme hastalığı alınan yenilginin nedenlerinden sayılabilir.

Emeklinin durumuna seyirci kalınması, ekonomik sorunların halkın belini bükmesi ve aşırı zamların kontrolsüz hale gelmesi ve bu sürecin yönetilememesi seçimi kaybetmenin en önemli etkeni olarak görülmelidir.

Van'da kurumlar çalışmalarını şeffafça neler yaptıklarını kamuoyu ile paylaşamadıkları için kimin ve kurumların ne yaptığını kimse bilemeyince herkes sadece makamlarını korumaya başladı.

Başkan Sayın Erdoğan bütün ülkeyi bıktıran nefret ettiren (Üç 'y' ile Bunlar yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluktu.) Mücadele sözü vererek ve halkın bu sözlere güvenerek defalarca iktidar ettiği unutuldu sanki. Ne acıdır ki şuanda AK parti( Üç 'y' ile Bunlar yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluktu) anılmaya, konuşulmaya ve eleştirilmeye başlandı…

Hatta 3 Y'nin yerini istakoz muhabbetleri aldı.

Ama önlem alan görmek, duymak ve bilmek isteyen yok…

Aksine bu pislikleri yapanlar her dönem ödüllendiriliyor yazan bizler yok etmeye çalışılıyor…

AK Parti'nin seçim mağlubiyetine ilişkin en sağlıklı değerlendirme meselenin tek bir başlığa, tek bir döneme, tek bir yanlışa indirgenemeyecek kadar kapsamlı ve derin bir durumdur.

Partinin seçim başarılarından en büyük pay nasıl ki Erdoğan'ın ise yaşanan kayıpta da birinci sorumlu Erdoğan'ın kendisi ve kişisel tercihleridir.

Şu da bilinmeli ki radikal Erdoğancılarda bile kırılmalar yaşıyor.

AK partide siyaset üretemeyen ve sadece kendi koltuğunu korumaya çalışan baronlar, toplumun partiye ve cumhurbaşkanına ulaşma kanallarının tıkanmasına neden olduklarını Sayın Erdoğan'ın bilmesi ve görmesi lazım artık ve bu süreci sağlıklı analiz edebilmeli.

Keza AK partinin hiçbir sözü artık milleti hiçbir türlü etkilemiyor. Sayın Erdoğan'ın ve AK partinin yeni şeyler ve yeni bir siyaset dili üretmesi kaçınılmaz görünüyor...

AK parti kendi basınına da bir çeki düzen vermeli aşırı ve hak edilmeyen övgü toplumda çok ters tepiyor.

Bilinçli hakikati yazan ve söyleyen düşünce üreten ve yol haritası belirleyen basının ülkeye de katkısı olur haberiniz ola…

Hal böyle olunca yenilgi de kaçınılmaz oldu…

İleriye dönük nelerin yapılması ve nasıl yeni bir dil ve yeni siyaset üretileceğine dair fikirleri olmayanlar artık siyaset arenasından uzaklaşmalıdır. Kendini değil kentini düşünenler yer almalıdır.

Korkak değil dürüst namuslu olanlar görevlendirilmelidir..

Her şeyden önce koltuklarını korumak için Ankara'yı yanlış bilgilendirenler derhal uzaklaştırılmalıdır. Şimdi size yıllardır yazdıklarımı ve konuştuklarımı dile getiren bir hikayeyi anlatayım..

KISSADAN HİSSE... ?

Kralın biri Sarayında otururken, pencereden sesler gelmiş. ''Güzel elmalarım vaaaaaar... ?''

Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor... Etrafında müşteriler...

Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış;

Al sana 5 altın, koş bana elma al.

Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış;

Al sana 4 altın, koş elma al.

Vezir saray görevlilerinden birisini çağırmış;

Al sana 3 altın, koş elma al.

Saray görevlisi muhafız komutanını çağırmış;

Al sana 2 altın, koş elma al.

Komutan nöbetçiyi çağırmış;

Al sana 1 altın, koş elma al.

Nöbetçi çıkmış yaşlı ihtiyarı yakasından tutmuş ve "Hey sen, ne bağırıyorsun? Burası han mı, yoksa saray mı?

Defol buradan. Arabana da elmalara da el koyuyorum."

Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş ve iyi dalavere çevirdim;

İşte, 1 altına yarım araba elma.

Komutan saray görevlisine dönmüş;

İşte, 2 altına bir çuval elma.

Saray görevlisi vezire dönmüş;

İşte, 3 altına bir torba elma.

Vezir, baş vezire dönmüş;

İşte, 4 altına yarım torba elma.

Baş vezir kralın huzuruna çıkmış;

İşte, 5 altına beş elma aldım kralım. Aynen emrettiğiniz gibi.

Kral oturmuş ve şöyle bir düşünmüş ''Beş elma - Beş altın. Bir elma-bir altın ve halk elmalara hücum  ediyor...

Demek ki vatandaşın durumu çok iyi....

Vergileri hemen artırmak lazım... ?

Van'da yaşananlar tam yukarıda olduğu gibi değil mi değerli dostlar..

Neredeyse Türkiye'nin en fakir ili olan Van ne zaman Ankara'ya doğru anlatılacak.. Sayın Erdoğan'ın Van'ı doğru insanlarla doğru yönetmesinin Vakti gelmedi mi artık…

DEM'in Van'da 14 te 14 yapmasının ve Van'ı başkent ilan etmesinin nedeni, sonuçları, suçluları, gerekçeleri ve AK parti neden Van'da bu hale geldi sorgulaması yapılamıyorsa herkes gitsin yatsın bundan sonra…

Umarım kaybettirenler ödüllendirilmez. Umarım ihanetçiler, Baronlar, siyaset çeteleri ödüllendirilmez. Ve umarım AK Parti sadece konuşmaz uygulamada her şeyi görürüz. Yarından tezi yok bakalım neler değişecek…

Bir hatırlatmam da Milliyetçi hareket partisine olsun! Çünkü aynı yozlaşma orada da var. Bahçeli'ye de gerçekler ulaşılmıyor. Sayın Bahçeli'nin devletin bekası için gösterdiği hassasiyetinin teşkilatlarda olmadığını düşünüyorum. MHP'lilerin başta Van olmak üzere neler yaptıklarını ve yapmadıklarını ve yapması gerekenleri ileride yazacağım. Ama Devlet beyin acilen dikkat etmesi gereken konular var. Lütfen aşağıya bakmaya çalışsın. Kendisini gerçeklerden uzaklaştıran yakınlarından o da uzaklaşsın!