FUTBOLUN EFENDİSİ

  Türk futbolunda yer etmiş müthiş bir oyuncudur Cemil Turan. Cemil üstün tekniği, ani deparları ve adeta beş metrede bir gaz-fren yapabilecek kadar dayanıklı fiziğiyle markaj edilmesi çok zor bir oyuncu olarak, Türk futbol tarihindeki yerini almıştır. Kariyerinde Beşiktaş'a 19 gol atarak en fazla gol atan oyuncu olmuştur. Galatasaray'a atmadığı (bilerek atmadığı) gol ile takımın kümede kalmasını sağlamıştır.
  İstanbulspor forması ile parlayan, Fenerbahçe'de yıldızlaşan Cemil, kariyerinde toplam 632 maçta 376 gol attı. Türkiye Ligi'nde üç defa Gol Kralı olan Cemil, 13 kez kaptan olarak çıktığı 44 milli maçta 19 gol kaydetti. Futbol yaşamını noktaladıktan sonra, Fenerbahçe'de yönetimin çeşitli kademelerinde görev yaptı. Kariyerinin Başlangıcı
Aslen Rize'li bir ailenin İstanbul'da doğan çocuğu Cemil, futbola erken yaşta Rumeli Kavağı Spor Kulübü'nde başlamıştı. 14 yaşındayken Sarıyer'in seçmelerine girdi ve kazanarak Sarıyer alt yapısına geçti. Burada kısa sürede dikkat çeken Cemil, daha 15 yaşındayken A takıma yükseldi. 16 yaşına geldiğinde birçok kulübünde gözdesi haline gelmişti. 1962-68 seneleri arasında Sarıyer'de 200 maça çıkan Cemil, 103 gol atmıştı. Galatasaray, Fenerbahçe ve İstanbulspor talipleri arasındaydı ama o Sarıyer'in çıkarlarına en çok uyanı yaptı ve İstanbulspor'un yolunu tuttu. Kendisi İstanbulspor'a transferini şöyle anlatıyor;
  "Futbola 14 yaşında lisanslı olarak Sarıyer’de başladım. Çok kısa zamanda A takıma yükseldim. Sonra İstanbulspor’la birlikte Galatasaray ve Fenerbahçe bana teklifte bulundu. Rahmetli Metin Oktay beni Kilyos'tayken buldu. 2 gün Mecidiye köy’deki evinde kaldım. Sonra beni Çeşme’ye kaçırdı. 15 gün onun oradaki evinde kaldım. Ben Fenerbahçe’ye gitmek istiyordum; baba gibi sevdiğim Sarıyer Başkanı Selahattin abi ise İstanbulspor’a imza atmamı istiyordu. Bir yandan da Türk futbolunun efsane ismi Metin Oktay beni G.Saray’a götürmek için çabalıyordu. Ben başkanımızı kıramadım. Metin abi İzmir’e havaalanına gittiği bir gün kaçarak İstanbul’a geldim, İstanbulspor’a imza attım. İmzadan sonra Metin abi bana çok kızdı."
O günden sonra İstanbulspor'da yeni bir yükseliş dönemi başlıyordu Cemil'in. 128 maçta 79 gol kaydetti İstanbulspor adına. Kasapoğlu ve Alparslan ile beraber oynadığı bu senelerde de çok başarılı oldu. 1971 yılında talipleri arasında Arsenal da vardı. 1972-73 sezonunda olaylı bir şekilde Fenerbahçe'ye transfer oldu.
  Fenerbahçe'ye Olaylı Transfer ve Başarılarla Dolu Bir Kariyer
  Golcü kimliğinin iyice ortaya çıkması ve üst liglerde de sınanıp kanıtlanmasının üzerine Cemil'in peşinde büyük kulüpler düşmüştü yine. İstanbulspor Cemil'in Galatasaray'a transfer olmasını istedi, ama Cemil küçüklüğünden beri tuttuğu takım olan Fenerbahçe'yi istiyordu. 4 sene önce gidemediği Fenerbahçe'nin yolunu tutmak istediğini açıkladığında, araya dönemin paşaları dahi girmişti. İstanbulspor ise Cemil'i Galatasaray'a göndermekte diretiyordu. Cemil inat etmiş ve futboldan kopma aşamasına geldi. 6 ay boyunca sadece bireysel olarak çalışmıştı. Futbol hayatını noktalamayı bile düşünmüştü Cemil ama sabrediyordu. Fenerbahçe 2. Başkanı Emin Cankurtaran ona bir söz vermişti: "Futbol hayatın bitse dahi Fenerbahçe'de en iyi futbolcu ne transfer ücreti alıyorsa, ne prim alıyorsa sen de onu alacaksın."
Daha sonra Fenerbahçe camiasına yakınlığıyla tanınan ünlü kabadayı Sultan Demircan, Cemil'i isteğiyle kaçırmış ve yazlık villasında saklamıştı. Bu sırada İstanbulspor başkanını tehdit etmişti ve hatta "meçhul" bir şekilde İstanbulspor başkanı kaçırılmıştı.
   "Ben Fenerbahçe’yi istiyordum, yöneticilerimiz Galatsaray’a imza atmamı istiyordu. Ancak Fenerbahçe ikinci başkanı Emin Cankurtaran’la el sıkışmıştık. Ama işler iyice zora girmişti. İstanbulspor da beni Fener'e vermiyordu. O noktada Kasımpaşa'nın ünlü kabadayılarından rahmetli Sultan Demircan devreye girdi. Sonunda İstanbulspor başkanı kaçırıldı. O dönem ne İstanbulspor'da oynayabiliyor, ne de Fenerbahçe'ye gidebiliyordum. Silahlar konuşuyordu sadece. Ben o silahların arasında kalan biri olarak futbolu bırakma noktasına geldim. 29 Kasım’da bana “Yarın evden ayrılma, seni arayacaklar” dedi. Ertesi gün dediği oldu. Beni evden aradılar. Beşiktaş’ta bir restoranda İstanbulsporlu ve Fenerbahçeli yöneticilerle bir araya geldik ve neticede Fenerbahçe'de kiralık olarak oynamaya başladım."
Cemil Fener'e transfer olmasında Emin Cankurtaran, Sultan Demircan ve zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı etkili olmuştu. Sultan Demircan işleri dönülmez bir noktaya getirmiş, olayın tatlıya bağlanması için ordu devreye girmişti. Oynadığı dönemde sivil polis ve askerlerce gözetim altında tutulduğunu söylüyor Cemil.
Bu olaylı transfer döneminin ardından Cemil Turan'ın Fenerbahçe kariyeri başlamış oldu. 1 milyon 475 bin lira bonservis ödenen Cemil Fenerbahçe'ye kazandırıldı. Türk futbolunda milyonların konuşulduğu ilk transfer oldu bu. İlk maçında antrenör efsanevi Brezilyalı Didi'ydi ve maç Galatasaray'a karşıydı. Transfer olur olmaz, ilk 11'de Galatasaray'a karşı oynayacaktı Cemil.
   İlk sezonunda Fenerbahçe, Galatasaray'ın arkasında kaldı ve ikinci oldu. Fenerbahçe liderin beş puan gerisinde kalmıştı. Fakat Cemil attığı ve dönemin Bay Gol lakaplı oyuncusu Osman Arpacıoğlu'na yaptığı asistlerle takıma çok faydalı olmuş ve taraftarların gözdesi olmuştu. Bu asistlerle Osman Arpacıoğlu gol kralı olmuştu. Aynı sene Türkiye Kupası'nı da alan takım, UEFA Kupası'nda ise ilk turun ilk maçında Arges Piteşti'yi 5-1 ile bozguna uğratıyor, Cemil dikkat çekiyordu. İkinci turda ise Nice'e karşı ilk maçı 4-0 kaybeden takım, ikinci maçı 2-0 kazanmasına rağmen tur atlayamıyordu. Aynı sezon Başbakanlık Kupası da Ankaragücü'nü yenen Fenerbahçe'nin elindeydi. 5-2 biten maçta Cemil 3 gol atmıştı.
   1973-74 sezonunda ise Fenerbahçe iyi bir sezon geçirdi ve Beşiktaş'ın üç puan önünde şampiyonluğunu ilan etti. Cemil yine çok iyi oynamış ve hatta attığı 14 golle Gol Kralı olmuştu. Sezon sonunda Cemil'in de gol attığı Cumhurbaşkanlığı kupası final maçında Galatasaray'ı 2-1 yenen takım bu kupayı da müzesine götürmüştü.
  Ertesi sezon (1974-75) Cemil'in sezona kaptan olarak başladığı Fenerbahçe yine müthiş oynamış ve şampiyon olmuştu. Cemil ise fazla gol atmamıştı ama oynadığı futbol, attığı çalımlar ve sürati ile Fenerbahçe taraftarının sevgilisi haline gelmişti. Zaten olayı da gol atmak değildi. O asistik bir forvetti ve bir asistik forvetten beklenenin ötesinde gol sayılarına ulaşıyordu. O sezon takım UEFA Kupası'nda ikinci tura çıkabildi. Cumhurbaşkanlığı Kupası ise bu sefer Beşiktaş'ın elinden alınacaktı.
  1975-76 ve 76-77 sezonlarında ise Trabzonspor devrim gerçekleştirerek Anadolu'ya taşıyordu şampiyonluğu. Fenerbahçe iki sezon da ikinci olmuştu. Cemil iyi oynuyordu hatta 75-76 sezonunda 17 golle tekrar gol kralı olmuştu ama Karadeniz fırtınası esmeye başlamıştı. Bu sırada Fenerbahçe Şampiyon Kulüpler Kupası'nda tarihi hezimetlerden birini yaşayarak Benfica'ya 7-0 yeniliyordu. İkinci maçta 1-0 kazanıyordu ama nafile.
  1977-78 sezonunda Fenerbahçe Cemil'in üstün gayretleriyle ligi Trabzonspor'un 1 puan önünde bitirerek şampiyon oldu ve Trabzonspor'un üç kere üst üste şampiyon olmasını engelledi. Cemil de 17 golle üçüncü kez gol krallığına ulaştı. 78-79 sezonu ise hem Cemil hem de Fenerbahçe için kötü geçti ve takım ancak üçüncü olabildi ama kupayı aldı. Şampiyon Kulüpler Kupası'nda ise PSV ilk maçta 2-1 yeniliyordu Fenerbahçe'ye. Ama ikinci maçta 6-1 ile Hollanda'dan uğurluyordu bizi. Bu maçta yine de çok iyi oynayan Cemil, PSV'den transfer teklifi alıyor, fakat kulübün bonservisi beğenmemesi üzerine Türkiye'de kalıyordu.
79-80'de ise Trabzon ikinci kez üst üste şampiyon olurken, Fenerbahçe ikinci oldu. Takım Kupa Galipleri Kupası'nda Arsenal ile eşleşti ve 2-0 ve 0-0'lık sonuçlarla elendi. Sezonun sondan bir önceki maçında Fenerbahçe'nin ikinciliği garantiydi, Galatasaray ise küme düşme hattında yer alıyordu. İki ezeli rakip karşılaşıyordu. Fener kazanırsa Cim bom küme düşecek. Cemil kaleciyi de geçiyor ama topu dışarı atıyor ve maç 0-0 bitince Galatasaray kümede kalmak için rahatlıyordu. Cemil yıllar sonra gönül işi yaptığını itiraf ediyordu. Taraftarın yuhalamalarıyla ilk kez karşılaşıyordu. Sezon bitmeye yakın Başbakanlık Kupası da takımın olmuştu. Cemil son kupasını da kazanmıştı.
  Bu sezonun sonunda Fenerbahçe'de efsaneleşen Cemil, geçirdiği sakatlığın da etkisiyle futbolu bırakma kararı aldı.
1980-81 sezonunda Fenerbahçe'nin başına getirilen Fridel Rausch, Cemil ile bizzat görüşmüş, takımda kalmasını istemişti. Ama Cemil bunu kabul etmedi ve futbol hayatına nokta koydu. Bu aşamadan sonra Türklerle ilişkileri iyi bilinen ABD takımı Cosmos da onu istedi ama Cemil bunu da kabul etmedi ve bunu hayatının hatası olarak değerlendiriyor. Aynı sene Beşiktaş ile iki jübile maçı yapıldı ve Cemil futbolculuğa veda etti.
   Milli takım ise başarısız olduğundan dolayı hiçbir kupaya katılamadı. Ama Cemil Türkiye'nin Sovyetler Birliği, İsviçre, Polonya, Cezayir ve özellikle de üç gol attığı 5-2'lik Bulgaristan zaferlerinde yer aldı ve katkıda bulundu.