Gazeteci geçinenler işin suyunu çıkarmasın!

    Yapılanlar gazeteci olanların yapacağı bir iş olmadığı için yazımın başlığında gazeteci geçinenler dedim. Biz bu mesleği yapmaya başladığımızda, annesi yedirmeyince karnını doyuramayanlar, bir süre köşemize çekilince meydanı boş bulunup gazeteci geçinmeye başlamış.


      Milli Görüş Hareketi’nin önemli isimlerinden Ahmet Tekdal, “Siyasete ilgisiz kalmak, meydanı muarızlara terk etmek demektir” demişti. Çok önem verdiğim bu sözün doğruluğu, boş bıraktığımız meydanı, gazeteci geçinenlerin doldurması ile bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Okumadan yazmaya başlayanların yazacakları tek şey olur, o da bilgisizlikleri. Her zaman vurguladığım bir şey var. Bilgisi olanlar fikir üretir, bilgisiz fikir üretmeye kalkanlar, kültür yoksunluğu nedeniyle küfür üretir. Bu kişiler şayet gazeteci kimliğini kullanıyorlarsa, ya şantajcı olur, ya da iftiracı. Çünkü bilgi ve insan hakkı duygusu ile dolduramadıkları yer, karanlık ve şeytani kurnazlıkla doldurulur.
Unutmayın ki, bilgili insan akıl mantık ve zekâsını kullanır, cahil ise sadece şeytani kurnazlığını kullanır. Karşıya gol attığını zannederken, kendi kalesine gol atarlar. Onlar için golün kendi kalesine atılmış olması önemli değil, yeter ki gol olsun.


    Şimdi de gelelim bir metnin haber olması için 5 N 1 K kuralının uygulanması ve sorulan sorulara metinde cevap bulunmasına. Çok önceleri bu kuralları yazma gereği görmüştüm. Ancak sonradan ortaya çıkıp gazeteci geçinenler, belli ki okumamışlar ve bu nedenle yeniden yazmak vacip oldu. Belki okuyup gazeteci olmaya niyetlenirler. Bir başka ifade ile bir kez daha taş atalım, taş kuşa değmese dahi belki kuş taşa değer, değil mi?


      5 N 1 K kuralında 5 adet N harfi ile başlayan soru vardır. NE - Konuyu verir, NEDEN, NİÇİN -Amacı verir, NASIL - Yöntemi belirler, NEREDE - Mekân ve yer kavramları, NE ZAMAN - Süre, Süreç gibi kavramları verir. Bir tane de K harfi ile başlayan soru var, o da KİM -İlgili ve sorumlu kişileri belirler.
Bir metinde bu sorulara cevap bulunamıyorsa, o metin haber metni olamaz. O metni haber diye okuyuculara yutturmaya çalışanlar da asla gazeteci olamaz. Bırakın haber yazmayı, gönderilen bülteni dahi haberleştirme becerisini gösteremeyenler, gazeteci geçinmekten başka bir şey zaten yapamaz.


      Ayrıca gazetecilik sadece metin yazmak demek de değildir. O sıfatı hakkıyla taşıyabilmek, mesleğin vakarına uygun davranabilmek, mesleki ahlaka sahip olmak lazım. Yani gerek yazdıklarıyla, gerekse yaşam şekliyle gazeteci olmalı bir insan. Bir mekâna girip çıkmasını, bir insanla oturup konuşmasını bilmeli. Mesleki olgunluğu, konulara hâkimiyeti, bir başka ifade ile farklılığı fark edilmeli. Yoksa paçalarından akan cehalet ve görgüsüzlük ile tellal bağırtsalar da, 40 gün 40 gece davul çaldırsalar da, asla gazeteci olamazlar.
Şimdi gelelim İpekyolu Belediyesi konusuna. Herkesin malumu, halkın seçme ve devletin yetki verme amacı doğrultusunda hizmet üretmesi gerekirken, belediyenin imkân ve yetkilerini terör örgütünün amacına yarar sağlayacak şekilde kullandığı gerekçesi ile İpekyolu Belediyesi’ne kayyum atandı. Kayyum ataması ile birlikte belediye devlete göre yeniden yapılandırılarak halka hizmet üretir hale getirilmek için çalışmalar yapılıyor.
Bir yandan personel işten çıkarılıyor, diğer yandan personel alımı yok denmesine rağmen, Babası Fazıl Tamer’in torpili ile İpekyolu Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde işe girdiği iddia edilen Rümeysa Tamer’in, İpekyolu Belediyesi personeli olmadığını biliyor muydunuz?
Araştırmaya ve arayıp sormaya ne gerek vardı değil mi? Sadece soyadının benzer olması İpekyolu Belediyesi’ne Kayyum atanması nedeniyle var olan kuyruk acısını çıkarmak için yetip artardı.
Burada asıl yıpratılmak istenen İpekyolu Belediyesi. Hem ihtiyaç fazlası olduğu için işten çıkarılanlara ve ideolojik siyaset otoritelerine şirin görünmek, hem de personel alımı yok derken personel alıyorlar diyerek yalancılıkla suçlamak. Ayrıca İpekyolu Belediyesi’ni torpil yapılıyor iddiası ile karalamak.


      Şimdi Rümeysa Tamer ile ilgili sorulara hep birlikte cevap arayalım..
İşe ne zaman girmiş?
01 Kasım 2016 tarihinde iş başı yapmış.
İşe nasıl girmiş?
İş Kur personeli olarak girmiş.
Hangi kurum için işe alınmış?
İpekyolu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmak üzere işe alınmış.
İpekyolu Belediyesi Basında ne yapıyor?
Fotoğrafçılık becerisi üzerine Belediye Başkan Vekili’nin talebi ile İpekyolu İlçe Milli Eğitim’den İpekyolu Belediyesi Basına İş Kur Personeli olarak geçmiş.


     İş Kur’da işe girdiğinde Babası Fazıl Tamer Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı mıydı?
Rümeysa Tamer İş Kur Personeli olarak İpekyolu Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmaya başladıktan çok sonra babası Fazıl Tamer’in Ocak 2017 Büyük Şehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak ataması yapılmış.
Babasının torpili ile İpekyolu Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde işe alındı iddiası üzerinden, hiçbir haber özelliği olmayan, tamamen yalan ve iftiraya dayanan metin ile kendi kalesine gol atanları, gazeteci geçinenleri tarif ederken güzel bir örnek olsun diye anlattım.
Sağlam bilgi ve belgeye dayanmadan, şantaj veya karalama amacına dönük, ideolojik medyacılık oyununu oynayanlar, gazetecilik mesleğinin suyunu çıkarmaya fırsat bulamayacak.