"Yıllardır Kürtlerle kedi-fare oyunu oynayan Sözüm ona 'solculara- Kemalistlere...
Entrikalarınızla Kürtler de 'HAYIR' mı bıraktınız?
Şimdi bunlarla birlikte sandığa gidip 'HAYIR' mı diyelim.!
"Celladına aşık kavim" desinler!.
Öyle mi?..
9 köyden kovasınız diye diyorum.
"SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ" la başlayan hata bu kez 'HAYIR'la sürdürülüyor.
BIRAKIN CHP DÜŞÜNSÜN
'HAYIR'cı olsalar bile Kürtlerin 'HAYIR' diyeceğini sezdikleri an 'EVET' diyecek Sözüm ona Kürt dostu solcuları bir yana yazın..."
Bu haykırış Van'dan Kürt solunun içinde olan birinin haykırışlarından sadece bir bölümü. Bir şeyin farkında olmak düşünce ne olursa olsun o kişi için kıymettir değerdir farkındalıktır.
Hatırlarsınız 12 Eylül 2010 da yapılan referandumunda da bu hayırsız(iyilik karşıtı) güruh yine hayrı demiş karşı çıkmışlardı. Referandum dan alınan sonuçtan sonra 13 Eylül Pazartesi sabahı Türk solu ve Kürt solunun öncüleri hemen mahkeme kapılarına gitmiş darbeci generallerden davacı olmuşlardı. Neyse biz konumuza devam edelim.
19. yüzyılın tamamında, 20. Yüz yılında ilk onunda Kürtler için en büyük talihsizlik, hiç şüphesiz Türk solu tarafından sahipleniyormuş gibi yapılması oldu. Oysa Türk solu veya diğer sollar hiçbir zaman mazlum halkların umutları olmadılar ki, Kürtlerinde olsun.
Kürtler en büyük zulmü, militarist(bir ülkede ordu gücünün aşırı derecede ağır basması, her tür sorunu askerî yöntemlere başvurarak çözme, bundan dolayı silahlı kuvvetlere öncelik ) Kemalist solculardan gördü.
Ki bunun başını her zaman olduğu gibi CHP, DHKP-C, PKK vs gibi örgütler çekti. Şimdi yeniden Türkiye'de yaşayan halklara dar gelen sistemin değişmemesi için meydanlardalar. Kendilerine en yakın olan Kürt solunu kullanarak amellerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Ancak olmadı olmayacak. Çünkü değişim iletişim vs. gibi etmenler Kürtlerinde uyanmasına vesile oldu. Türk solu ve CHP ne kadar hayır dese de, meydanlara inse de nafile halklar kararlarını verdi. Sistem değişecek bunun lamı cimi yok!..
Lakiler, Kemalistler, sosyalistler, komünistler, ulusalcılar, kendini aydın gören azınlıklar, istemeseler bile halkın tavrı değişimden yanadır.
Tarafsız cumhurbaşkanlığı diye feryat eden Türk solu başı çeken CHP, halkın bunları bilmediğini mi zannediyor.
Mustafa kemal Atatürk (CHP), İsmet İnönü (CHP), Cemal Gürsel (Cunta), Cevdet Sunay (Cunta), Fahri Kurutürk (Cunta), Celal Bayar (DP), Kenan Evren (Cunta), Turgut Özal (ANAP) Süleyman Demirel (DYP), Necdet Sezer (Sol), Abdullah Gül (AK Parti), Recep Tayyip Erdoğan (AK Parti)
Burada bunu da unutmayalım ki, cuntacıların yani darbecilerin tamamı ve sezer CHP zihniyeti ile aynı görüşte aynı düşüncedeydiler. Tarafsız cumhurbaşkanı isteyenler kandırmacadan başka bir şey yaptıkları yok. Tarafsız cumhurbaşkanı mı olur, kendilerinden olmadığı olmayacağı olamayacağı için karşıdırlar. Onlarda biliyorlar ki, tarafsızlık diye bir şey yoktur.
Bütün mesele Türkiye'de kardeşlik içinde yaşayan halkların huzurlarını kaçırıp oradan kendilerine ideolojik siyasi rant devşirmek. Artık halklar yutmadı, yutmuyor, yutmayacak. Sizler siyasetinizle hayır(iyilik)mi bıraktınız ki, "hayır" diyorsunuz?
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.