Helak edilen kavimlerden, günümüz dünyasına örnekler

   Helak edilen kavimleri hepimiz duymuşuzdur değil mi?

   Kur-an’ ı Kerim’e dönüp baktığımızda birden çok helak edilen kavim görmekteyiz. Bu kavimlerin helak olma sebepleri de, kendilerine gönderilen peygamberleri dinlemedikleri gibi sapkınlıklara ve isyana yönelmeleridir.

   Örneğin; Ad ve Semud kavimleri…

   Hz. Hud’a Ad kavmi müjdelenmiştir. Kur-an’ı Kerim’deki ayetler baz alındığında, bugünkü Yemen sınırları içerisinde yaşadıkları kabul edilmektedir.

   Bir başka bilgi ise Allah’ın çeşitli güzellikler gönderdiği, büyük zenginlikler verdiği bir kavim olmasıdır. Ne yazık ki Ad kavmi bu güzellikler karşısında şükür yerine kibre kapılarak, kendilerine gönderilen peygamberi yalanlayarak putlara tapmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda Allah tarafından çeşitli rüzgâr ve fırtınalarla helak edilmişlerdir.

   Semud kavmi ise uyarıcıları Salih Peygamber olmakla birlikte Vadi’l Kura ’da yaşamış eski bir Arap kabilesidir.

   Salih Peygamber’in uyarılarına kulak asmayan Semud Kavmi, Salih Peygamberden bir mucize ister ve mucizenin gerçekleşmesi üzerine iman edeceklerine dair yemin ederler. Bunun üzerine Salih Peygamber, kavminin taptığı kayadan bir deve çıkması için Rabbine secde eder. Allah-u Teala, Salih Peygamberin duasını gerçekleştirerek,  kayayı ikiye ayır ve ortasından onların istediği gibi bir deve çıkarır. Fakat onlar verdikleri yemini tutmazlar.

   Salih Peygamber, Semud kavmine eğer iman etmezlerse Allah tarafından cezalandırılacaklarını söyler ve bunun üzerine Ad Kavmini onlara hatırlatır. Yine de iman etmeyen Semud Kavmi şiddetli bir sarsıntı, ses ve yıldırımla helak olur.

   Yukarıda vermiş olduğum örneklerlede Kur’an-ı Kerim’den ibret alacağımız birçok yaşanmış hadisenin mevcut olduğunu görmekteyiz.

   Misal, Ad Kavminin helak oluşu Semudlular tarafından iyi bilinmekteydi fakat semudlular onlardan önce gelen helak olmuş bu kavimden ders almak yerine, verilen nimetlerle azgınlaştılar. Onlar şükrü unutup şımardılar. Allah’a iman etmek yerine yonttukları taşlara iman ederek onları ilahlaştırdılar.

   Dünya malının vermiş olduğu aç gözlülükle ebedi kalacaklarını sanarak ahireti unuttular. İçinde bulunduğumuz zamana dönüp bakacak olursak geçmişte sergilenmiş olan bu yanlış tavırlar sizlere tanıdık gelmiyor mu?

   Yıllardır din adı altında yüzlerce savaş çıkmadı mı?

   Bu savaşlar sonucunda yüzbinlerce insan suçsuz yere ölmedi mi?

   Koltuk sevdaları yüzünden insanlar kibirlenmedi mi?

   Bizlere verilen zenginlikleri yetersiz bulup Allah’a isyan etmedik mi?

   Kadın, erkek, büyük, küçük demeden çeşitli sapkınlıklara sebebiyet vermedik mi?

   -Evet, hepsini yaptık. Sonucunda ise Allah’ta bizlere sergilemiş olduğumuz bu kötü davranışları bırakmamız için şimdilerde çeşitli uyarılar göndermekte.

    Bizler bize verilen onca nimete rağmen bir çöp tenekesi misali kullandık dünyamızı, şimdilerde dünyamız büyük bir salgınla mücadele içerisinde. Maalesef ki yeni yeni önemsemeye başlıyoruz. Ve bizler her zaman ki gibi suçu kabullenmeyip başka milletlere, başka devletlere yahut başka olaylara bağlıyoruz bu durumu. Aslında bu musibetin gerçekleşmesi için sadece belli sebeplere ihtiyacımız vardı.

   Bu sebepler doğrultusunda kendimizi sorgulamamız gerekmez mi?

   Belki de helâkın eşiğindeyken artık toparlanma vakti gelmiştir kim bilir!

   Kendimizi de  sorgulayacağımız, çözümler üreteceğimiz  güzel yarınlarda görüşmek dileğiyle…