HELAL OLSUN MİLLİ PİYANGO!..

        28 Aralık 2016, saat 11:38 de yayınlanan bu yazıyı güncelliğini koruması nedeniyle bir kez daha okurlarımızın dikkatine sunuyoruz… Yılbaşı kutlamak mı haram? Milli Piyango almak mı? Yolsuzluk mu?

 

 

          Yine yeni bir yıla gireceğiz, yepyeni umutlarla, dertlerle ve kederle. Herkesin bir mutluluk beklentisi var. Yeni dilekler, beklentiler, hayaller ve buna bağlı olarak hüzünler ve hayal kırıklığı. Kimisi; “Ne yılbaşısı? Benim dinimde haramdır, günahtır!” der, uzaklaşır. Kimisi Hz. Muhammet’in doğum günü kutlanıyor neden Hz İsa’nın doğum günü kutlanmasın diyor. Kimisi kutlamalar İslam dininde yok sonradan dine sokuldu diyor. Kimileri de Hz. İsa’nın doğum günü adı altında yapılan yılbaşı kutlamaları, bütün ritüelleri ile İslam’a aykırı, edepten uzak Allah’a savaş açmış biçimde kutlamalar yapılıyor görüşünde. Yapılan israfı, gösterişi, gamsızlığı, riyakârlığı da ekleniyor. … Kur’an’ı kerim bizim bütün peygamberlere iman etmemizi emrediyor. Onlar peygamberler arasında birini diğerinden ayırt etmez diyor yüce kitabımız. Peygamberimiz Hz. Muhammet kendisinden önceki peygamberlerin doğum gününü kutlamış mı? Günümüzde peygamberlerimizin doğum günü kutlamaları dinimizde var mı? Varsa Kur’an’a göre nasıl kutlanır? Akıl edenler için cevap arayan sorular bunlar. Bu soruların cevabı Müslümanca kurana dayanarak verilmesi gerek. Çünkü Allah Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz diyor. Buraya kadar işin mantığı ve oluşturulan algılara karşı sorgulamadan din adına itaat eden zavallı insan. İşin özü: Peygamberleri anmak değil anlamak gerek.

 

           Dolayısıyla peygamberleri en güzel anlatan Kuran-ı Kerim’i anlamak gerek. Bu da okuyarak oluyor, malumunuz. Benim asıl yazmak   istediğim ve anlatmak istediğim şey Yılbaşı gelince gündeme oturan: milli piyango konusu. Yılbaşı kutlamak mı haram? Milli Piyango almak mı? Yolsuzluk mu? Şans oyunlarının hepsinin haram olduğunu bu yanlışa yeltenenlerin sonunun hüsranla sonuçlandığını bize bildiren, sözlerin, uyarıların, ikazların en doğrusunu söyleyen kuşkusuz Allah’tır. Dikkat ederseniz her yılbaşında önümüze pişirilip pişirilip getirilen milli piyango haramdır almayın evlerinizi yıkar şuna kadar alan hiç kimse muvaffak olmamış gibi sistematik döngüden bir türlü kurtulamıyoruz. Öyle ki Cuma hutbelerinde bas bas bağırtılarak milli piyango sistematiğine, zavallı imam abilerimiz de bu oyunun içine alet edilerek çekilmektedir. Aslında bilerek yâ da bilmeyerek bu tür şans oyunları din adamları diliyle meşrulaştırılıyor. Ne acıdır ki diyanet ve camii imamları içki, kumar, faiz, zina haramdır uzak durun der, ama bunları serbest hale getiren sistemi hiç eleştirmezler, hatta sisteme ve kurucusuna rahmet okurlar. Buradan ne anlamalıyız, din para karşılığında anlatılır mı? Anlatılırsa doğru anlatılır mı? Para karşılığı anlatılan din, sıra patrona geldiğinde doğru anlatılır mı? Gördüğümüz gerçek, her gün karşılaştığımız tek doğru maalesef anlatılamaz, anlatılamadığı gibi sayın seyirciler. Din adamlarımız anlayacağınız uyanıklık yaparak en kolay yolu seçiyor. Ne diyor milli piyango haramdır. Bu güne kadar hiç helaldir, diyen olmadı ki zaten. Sorsanız neden doğruyu anlatmıyorsunuz, Allah bunun hesabını sormayacak mı? Birçoğunun cevabı hayır gücümüz yetmiyor derler. Bu da maalesef takiyye kültürünün derinden, dinselleştirildiğinin resmidir. Fetö’cüler de aynısını yapıyor şuana kadar yaptıkları gibi. Oysa Allah bizim adımıza bir söz uydurmayın, her şeyi dosdoğru anlatın diyor. Buyurun tercih sizin. Bu yazdıklarım konunun diğer boyutu.

 

          Asıl hepimizin ayağa kalkması, sorumluluk alarak tepki göstermesi gereken bir önemli konu da hırsızlık meselesi. Yani devletten çalınan paralar. Buna ülkemizde yolsuzluk deniliyor! Şimdi bulundukları makamları, konumları kişisel imtiyazları için kullanan birçok siyasetçi, kurum amirleri, STK temsilcileri var. Bu yukarıda saydığım bazı yetkili şahıslar, bazı müteahhitler aracılığı yâ da başka türlü türlü aracılar ile devletin paralarını götürüyorlar. Bu yolsuzluklarla ilgili birçok haber yapıldı, birçoğu da birçok sebeplerden dolayı yapılmadı veya yapılamadı. Şimdi her fırsatta milli piyango ve şunlar haram yapmayın diyenler, neden devletin malı talan edildiğinde ki bunların hepsini bildiğiniz halde sesiniz çıkmıyor. Devletin malını çalanlar ne yapıyor biliyor musunuz, değerli insanlar ve din adamları. Gayri safi milli hasılaya darbe vuruyor. Kişi başı gelir kaynağının önünü tıkıyor. Okullar yapılamıyor,

 

         bu toplumun çocukları hak ettikleri eğitimi bir türlü alamıyor. Bu çalınan paralar halka aktarılsa, bilinçli eğitim almış ne yaptığını        bilen, ne okuduğunu anlayan, okuduğu Kur’an’ı düşünen, kula kulluktan kendini kurtaran özgür bireyler yetişecektir. Özgür bireyler yetiştiğinde, kan dökülmeyecektir, yolsuzluk yapılamayacaktır, herkes neye nasıl inandığını bilecektir. Hemen şunu diyeceksiniz yolsuzluğu yapanların çoğu okumuş üst düzeylere gelmiş insanlardır. Evet ama onlar sadece okumuşlar adam, insan olamamışlar. En önemlisi insanların çoğu doğru konuşacaktır. Din adına yalan konuşamayacaktır. Allaha ve resulüne iftira atamayacaktır. Her mahallede semt sahaları olacaktır. Spor kompleksleri olacaktır. Yani bu paralar doğru yere harcansa çok güzel şeyler olacak. Bunun için, devlet malını çalarak bu ülkenin ve yaşayanlarının hayatını karartanların, çaldıkları paraların haram olduğunu söyleyecek, insanlığı uyandıracak ve yolsuzlukların hesabını soracak sorduracak insanlara çok ihtiyacımız var. Bu nedenle din adamlarının asıl işi toplumu doğru bilgilendirmektir. Din adamlarının asıl işi ihaleye fesat karıştıran fırıldakları anlatmaktır. Din adamlarının asıl işi hutbelerde haramın herkese zarar veren sirayet eden boyutunu anlatmaktır. Tabii işin özü bu anlattıklarım kendine Müslüman diyen herkesin yapması gerekendir. Çünkü Müslüman olmak haksızlığa karşı olmaktır. Bu haksızlık kimden ve nereden gelirse gelsin. Bu gerçekte insan olan herkesin mücadele etmesi gereken alanlardır. Aksi halde böyle şuana kadar olduğu gibi, günü kurtaran konuşmalarla, vaazlarla, olmayacağı, işin en son noktasıyla ilgilenerek olmaz. Yani lay lay loy larla yürümez kendimizi kandırmayalım. Bir gün hesap soran birileri çıkar. Çıkmasa dahi biz kendimizi hesaba çekilmeden önce hesaba çekelim derim. Zaten istesek te istemesek te her şeye güç yetiren âlemlerin Rabbi tarafından hesaba çekileceğiz. Orada bir kayırma yoktur o gün kurtuluş da yoktur.