İmparator Fatih Terim

     Tarihler 4 Eylül 1953'ü gösterdiğinde Adana Ceyhan'ın fakir hanelerinden birinde bir sevinç vardır. Ayağı hafif aksak olduğu için Topal Talat lakabıyla anılan "işçi" Talat beyin bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Bu küçük çocuğun da kaderi babası gibi bir çok ağır işte çalışmak, bir yandan okuluna devam etmeye uğraşmak, fakat ne yaparsa yapsın bir yandan da işte çalışmak zorunda olduğundan tahsilini bitirememek zorunda kalmak olacaktır.

 


      Ancak bu çocuğun belirgin bir özelliği vardır: Lider karakteri! Çocukluğundan beri baskın olan bu özellik sayesinde eve ekmek getirme gayesiyle 6 yaşından beri çalışmaya başlar bu çocuk. 4 Eylül 1953'te Ceyhan'ın fakir bir hanesinde dünyaya gelen bu bebeğin adı Fatih Terim'dir...

 


     Genç Fatih bir yandan çalışırken bir yandan da eğitimine devam etme uğraşı içindedir. Fırsat buldukça da mahalle aralarında futbol oynar. Babası meslek sahibi olsun diye kendisini Motor Sanat Enstitüsü'ne yollar; fakat bir yandan da işe gitmek zorunda olan Fatih okulda çok devamsızlık yapar ve 2. sınıfa geçemeden okuldan ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Ceyhanspor kendisine lisans çıkartır ve genç Fatih'in futbol hayatı da böylece başlamış olur.
Amatör kümede dikkatleri üstüne çeken Fatih Terim bir sene sonra Adana Demirspor genç takımına transfer olur. Genç takımda kimse para almazken Fatih Terim 150 lira maaş almaktadır. 17 yaşında A takıma yükselir, 19 yaşında da takımın kaptanı olur.

 


      Kaptan olarak çıktığı ilk müsabakada şimdi herkes tarafından bilinen motivasyon konuşmalarının ilkini yapar. Takımdan çok kendisi gaza gelir ve sahaya öyle bir koşar ki arkasına döndüğünde kimsenin olmadığını fark eder, o kadar hızlı çıkmıştır tünelden kaptan Fatih!
1972-73 sezonunda Fatih Terim orta uç mevkinden liberoya çekilir. Burada da harikulade futbol oynamaya devam eder. O sezon Adana demirspor birinci lige yükselir. Fatih Terim iyice dikkatleri üzerine çekmiştir artık. Gündüz Tekin Onay tarafından genç milli takımlara davet edilir. Fatih Terim'i liberoya çeken ve Adana demirspor'u birinci lige çıkartan hoca da başka bir Galatasaray efsanesiKadri Aytaç'tan başkası değildir...


    1973-74 sezonu Galatasaray'ın 3 sene üst üste şampiyonluk serisinin bittiği sezondur. Bu sezon takım ligi 5. sırada bitirmiş, şampiyonluğu da Didi'li Fenerbahçe'ye kaptırmıştır. İşte bu sezonun 25. haftasında Fatih'in kaptanlığındaki Adana demirspor deplasmanda Galatasaray'ı 1-0 mağlup eder. Fatih Terim mükemmel bir oyun ortaya koyarak Galatasaray'ın hızlı hücumcuları Metin Kurt ve Engin Verel'e top göstermez.
Aynı sezon oynanan Romanya-Türkiye milli maçından sonra da tesislere getirilerek kendisini ömür boyu Galatasaray'lı yapan sözleşmeye imza atar. Bu transferin bedeli maddi olarak 1 milyon 400 bin liradır; ancak manevi değerini hesaplamaya hiçbir hesap makinesinin kapasitesi yetmez...

 


   Fatih Terim Galatasaray'da oynadığı süre boyunca sürekli ilk 11'dedir. Sürekli milli takıma çağrılır. Neredeyse her yıl "yılın sporcusu" seçilir; ama malesef hiç şampiyonluk göremez. Futbolculuğunda hasret kaldığı bu ünvana teknik direktörlük döneminde fazlasıyla doyacaktır gerçi...


    Sahada sakin; fakat saha dışında agresif bir adamdır Fatih Terim. Futbolculuğu döneminde de anlaşamadığı futbolcuların biletini kesmişliği, anlaştığı futbolcuları parlattığı zamanlar olmuştur. 28 Aralık 1980 tarihinde deplasmanda bir Fenerbahçe maçı oynanır. Galatasaray 5 senedir deplasmanda Fener'i yenememektedir ve bu maç galibiyetten başka düşünce yoktur. Takımın başında da yine agresifliğiyle ve şahsına münhasır kişiliğiyle ünlü Brian Birch vardır.
Galatasaray ilk yarıdaMüfit Erkasap'ın asisti, Turgay İnan'ın golüyle Fenerbahçe'yi 1-0 mağlup eder. Fenerbahçe de o sene çok kötü bir sezon geçirmektedir. Kendi sahalarında mağlup götürülen bu karşılaşmanın devre arasında soyunma odasına giden tünellerde Fatih Terim ve Ali Kemal Denizci birbirlerine girerler. Olayın mahkemeye taşınmasının sebebi ise bu ikilinin araya giren polis memurlarını da tartaklaması olmuştur. Maçtan sonra Fatih, Ali Kemal ve Metin Yıldız gözaltına alınırlar.

 


     Mahkemede hakim Fatih Terim'e 3 ay hapis cezası verir. Daha sonra polis memurunun şikayetini geri çekmesiyle bu ceza 7500 TL para cezasına çevrilir. Bu olaydan sonra Fatih Terim takım arkadaşıErdoğan Arıca'nın ipini çeker. Erdoğan devre arasında Fenerbahçe'nin yolunu tutarken, Raşit Çetiner de Fenerbahçe'den Galatasaray'a gelir.
Yıllar sonra Fatih Terim milli takım teknik direktörlüğünü yaparken Raşit Çetiner'i de ümit milli takım teknik direktörlüğüne; Galatasaray teknik direktörlüğünü yaparken de Metin Yıldız'ı alt yapının başına getirecektir. Yine aynı maçta forma giyenEser Özaltındere ve Müfit Erkasap'la aralarındaki ilişki de malum. Yine aynı şekilde 34 yaşındaki Mustafa Denizli'yi Galatasaray'a transfer ettirmesi de bunun başka bir örneğidir.

 


     Futbolcu Fatih'in tek vukuatı bu değildi tabi. 1983-84 sezonu 31. haftası. 10 sezondur şampiyonluğa hasret kalan Galatasaray, Fenerbahçeyle kafa kafaya gidiyor. Rakip Adana demirspor. Maç hiç umulduğu gibi gitmiyor, Galatasaray 3-0 mağlup. 87. dakikada bir penaltı kazanıyoruz ve Sejdic bu penaltıyı kaçırıyor.
Adana demir'in stoperi eski Fenerbahçe'li Erol Togay bu kaçan penaltıyı alkışlıyor ve hoop Fatih Terim'den yiyor kafayı. Kaptan Fatih direkt kırmızı kart alırken bir hafta sonraki Fener maçında da takımını yalnız bırakıyor ve o maç 4-4 sona eriyor, Galatasaray da şampiyonluğa veda ediyor. Bunun yanında kariyerinin son maçında hakeme kafa atan futbolcular kervanının da bir üyesidir Fatih Terim...


     Fatih Terim kariyeri boyunca Jack Mansell, Don Howe, Malcolm Allison, Fethi Demircan, Coşkun Özarı, Turgay Şeren, Brian Birch Özkan Sümer, Tomislav İvic ve Jupp Derwall'le çalışır. Muzaffer Sipahi, Nihat Akbay, Mehmet Oğuz ve Gökmen Özdenak'ın da kaptanlıklarında çalışır. 1980 yılında Ayı Gökmen'in futbolu bırakmasıyla kaptan olur. 6 sezon sürdürdüğü kaptanlıktan sonra da bu unvanı başka bir efsanemiz Cüneyt Tanman'a devreder...


    Terim kariyeri boyunca 51 kez milli takım formasını giyerek en çok milli forma giyen futbolcu olma rekorunu uzun yıllar elinde tutar. Bu rekoru 11 sene sonra kendisinin milli takım teknik direktörü olduğu sırada Oğuz Çetin kırar. Kendi gol rekorunu kırmasın diye takımın yıldızının ipini çeken teknik direktörlere de selam olsun...

 


     Takvimler 4 Ağustos 1985'i gösterdiğinde Fatih için artık veda vaktidir. Tanık olanların hala unutamadığı bir jubile şöleniyle futbola veda eder Fatih Terim. Jübile maçı Trabzonspor'a karşı oynanmaktadır. Fakat Galatasaray sahada 10 kişidir ve Fatih Terim yoktur. Maçın 15. dakikasında Terim sahaya helikopterle gelir. Herkes oyunu bırakıp Fatih'i izlemektedir. Fatih 15 dakika daha oynayıp sahayı omuzlarda terk eder.


      Bu jübileden önce eski Galatasaray'lı ve Fenerbahçe'li futbolcular da bir gösteri maçı yaparlar. Çeşitli sanatçılar konserler verir. İbrahim Tatlıses'in Galatasaray formasıyla verdiği konser uzun yıllar unutulmaz. Galatasaray efsanesinin futbolculuğa veda ettiği bu gün, başka bir Galatasaray'lı efsane ilk defa formayı giyiyordu: Cevad Prekazi!
Terim'in aktif futbolculuğa bu vedası kimsenin hayal bile edemediği birçok başarıya merhaba demek oluyordu aslında. Şimdi hariçten gazel atanlar çok; ancak o dönemi yaşayanlar çok iyi bilir ki Fatih Terim teknik direktör olarak bu başarıları yakalamadan önce onları hayal bile edemeyen bir ülkeydik.
O milli takımın başına gelene kadar hala 1-0'lık mağlubiyetlere sevinen, beraberliklere göbek atan, galibiyetleri senelerce kutlayan bir ülkeydik.

 


    Bugün birileri Avrupa'da kupa alma hayalini kuruyorsa, milli takım düzeyinde uluslararası turnuvalara katılamadığımızda kahroluyorsak bizi bu seviyeye getiren adama bir teşekkür etmeyi unutmamak lazımdır. O hala aktif olarak futbolun içindeyken onu karalamak yerine, feyz almak lazımdır.