Son yıllarda yeni bir gurup meydana çıktı.
Hz. Muhammed’i ( s.a.v ), Kuran’ı, İslamiyet’i araştırmayan, kimin ne maksatla yazdığı beli olmayan, kulaktan dolma ifadelerle sadece cahilleri yoldan çıkaracak yalan yanlış sözlerle kendi menfaatleri doğrultusunda verdikleri fetvalara inanan zavallı ve cahil bir cenah.
Güzel dinimiz İslamiyet’i kavgacı, savaşan, öldüren, katı kurallı, asla affı olmayan v.s. gibi gösteren bir zihniyet.
Oysa ‘İslamiyet’ gerçek manada dinlerin en güzeli, en merhametlisi, en şereflisidir.
Cahilliği benimsemeyen ilmi irfanı hedef edinmiş, öldürmeyi değil yaşatmayı, zalimliği yasaklamış, hakkı hukuku gözeten bir dindir İslamiyet.
Cenabı-ı Hak Kur'ân-ı Kerim’de Peygamber Efendimizin (SAV) şefkat ve merhameti hakkında şöyle buyurmuştur:
“Şanım hakkı için, size kendinizden öyle (izzetli) bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir; size düşkündür, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe, 128)
O’nun (asm) merhameti, ihsan ve iyiliği de inanan-inanmayan herkese ulaşmıştır.
Hz. Muhammed’in (asm) Uhud savaşında mübarek dişi şehit edilip yüzünden de yaralandığı zaman bu durum ashabın çok gücüne gitti ve dediler ki: “Onlara beddua etseniz ya!”Hz. Muhammed (asm) de:
“Ben lanetleyici olarak gönderilmedim. Ben ancak Hakk’a çağırıcı ve rahmet olarak gönderildim” diyerek şu duada bulundu:
“Allah’ım kavmime hidayet et, çünkü onlar bilmiyorlar.” (İmam-ı Suyuti)
Bakıyorsun adama, işi gücü sabah akşam bilgisayar başında bir baltaya sap olamamış önünde de ondan bundan 1 TL dilenmiş almış bir sigara almış, ne ana bilir ne baba, daha ölmüş ana babasının kabrine gidip bir dua okumamış, namazın 5 rekatından sadece 2 rekatını kılan, okula yaramamış, işe yaramamış, vatana yaramamış kısacası cemiyette yeri olmayan, insanların ayıplamasından bile utanmayan ki peygamberimiz en şerefli ve hayalı insandı. Peygamber Efendimiz (asm) son derece hayâ sahibi idi. Ayıp olan şeylere karşı adeta gözleri yumuktu. Cenabı Hak Kur'ân-ı Kerimde mealen şöyle buyurmuştur:
“Çünkü bu haliniz, peygambere eziyet veriyor, fakat (o) sizden utanıyor. Allah ise Hak(kı söylemek)’ten çekinmez.” (Ahzab, 53)
Rızkı için bile işverenine saygısız işten atılmış bir insanın kalkıp gâvur icadı bilgisayar başında cihad çağrıları sadece güldürüyor insanları ve gerçek islamiyeti bilmeyen insanlara ‘’ ikri bismi rabbike ‘’ diye başlayan İlim, hoşgörü, en merhametli dinimiz islamiyeti bu şekilde göstermek cehennemde kendine bir yer ayırmaktan başka bir şey değildir.
Bir de bu tür şahıslar kendileri gibi olmayanlara karşı kin ve nefretle bakarlar, küçümserler sanki onlar cenneti bu hareketlerle garantilemişler geris onlara göre cehennemlik. Oysa bilmezler ki ‘’İslamiyet’’ insanların en şereflisi ve en mütevazısi Peygamberimizin gösterdiği dindir. Peygamber Efendimizin (asm) tevazusu kimsede bulunmayacak kadar büyük ve emsalsizdi. Zira O okadar alçak gönüllü idi ki; kendisinin övülmesinden hiçbir zaman hoşlanmadı.
İbn-i Abbas’tan rivayet edilmiştir:
“Hz. Muhammed (asm), kral bir peygamber olmakla, kul bir peygamber olmak arasında bırakıldı da O (asm), kul bir peygamber olmayı tercih etti.” (Beyhaki)
Hz. Ömer’in (ra) naklettiği bir hadis-i şerifte:
“Nasranîlerin Meryem oğlu İsa’yı (as) övdükleri gibi beni övmeyin. Ben ancak bir kulum. Allah’ın kulu ve Resulü deyiniz bana yeter.” (İmam-ı Buhari)