İSRAİL'E HADDİNİ KİM BİLDİRECEK?

    Müslümanlar birbirleriyle uğraşırken, çoğu zaman da birbirleriyle boğuşurken lanetli Yahudiler de bir buçuk milyar nüfusa sahip olan İslam alemi ile alay etmekte, onları tahkir etmekte, yok saymakta, izzetlerini ayaklar altına sermektedir.
   İsrail'in 1948'de kurulmasıyla birlikte Filistin'de uygulamaya başladığı insanlık dışı davranışlar maalesef günümüzde de en vahşi şekilde devam etmekte, Müslümanların kutsal mescidini dahi kapatmakta, ibadet eden Müslümanları hunharca katletmektedir. Maalesef Müslümanlar da sadece bu vahşeti tekrar tekrar seyretmektedirler.
   Günümüzde lanetli İsrail'in uyguladığı vahşeti daha iyi anlayabilmek için, Yahudilerin tarihlerini de iyi bilmek gerekir. Yahudi milleti geçmişte hep entrikalar, hıyanetler, hileler peşinde oldukları için bir yerde pek tutunamamışlar, vatan sahibi olamamışlardır. Yerleri işgal edilmiş, kılıçlardan geçirilmiş, sürgünlere uğramışlardır.
   Yahudiler hidayetlerine vesile olacak olan ve kendi içlerinden, kendi milletlerinden gönderilen peygamberleri dahi katletmekten geri durmamışlardır. Hz. Zekeriya ve Hz. Yahya (as) Yahudilerin vahşice katlettikleri peygamberlerdendirler.
Filistin Hz. Ömer'in halifeliği döneminde fethedilerek İslam toprağı oluyur. Haçlı savaşları sonrasında Avrupa'dan gelen Hıristiyan işgalciler Kudüs'ü, Filistin'i ele geçirdiler.
  Büyük Kürt komutan Selahaddini Eyyubi Mısır'ın yönetimini ele geçerdikten sonra Filistin'i haçlılardan, Hıristiyanlardan temizlemek, mukaddes Mescid'i Aksa'yı layık olduğu duruma getirmek için çalışmalarını hızlandırdı. Çeşitli çabalardan ve karşılaşmalardan sonra nihayet tarihte kesin bir sonuç sağlayan savaşla karşı karşıya gelindi. Bu savaş Filistin'deki hristiyan devletine son veren, Haçlıların işini bitiren, onların varlığına sünger çeken bir savaştı. İşte bu savaş Hıttîn savaşı idi; hicri 24 Rebîulâhir 583'e  rastlayan, miladi 1187 yılında Cumartesi günü yapıldı. Bu savaşta müslümanlar, Selahaddin-i Eyyubi'nin komutasındaki İslam ordusu, Kudüs'i şerifi ve Filistini fethetti.
   Filistin, Kudüs İslam toprağı olarak varlığını lanetli İsrail'in kurulduğu 1948'e kadar sürdürdü. I. Dünya savaşının sonunda 1917 yılında ortadoğuyu işgal eden İngilizler dünyanın dörtbir etrafına dağılmış olan Yahudileri Filistine toplamaya başladılar.
Avrupa'da Hitlerin çok iyi teşhis ettiği Yahudilerden kurtulabilenlerin çoğu, Filistine göç ettiler. İngiltere ve Amerika'nın büyük destekleriyle Müslüman Filistin toprağında ilk Yahudi devleti olan İsrail 1948 yılında kuruldu. İsrail devleti olarak kurulduğunda onu devlet olarak tanıyan ilk devlet Amerika, ikinci sırada da maalesef Türkiye olmuştur. İsrail, kurulduğu günden beri hep savaşarak, Müslümanları yerinden yurdundan çıkararak genişleme ve yayılma politikalarını uygulamaktadır.
   Müslüman olarak Filistin'de, Gazze'de olup bitenler bizleri çok büyük üzüntülere sevketmektedir. Belki de esas üzüntü, Müslüman devletlerden bir tepkinin gelmemesi, hatta bazı Müslüman devletlerin İsrail yanlısı tavırlardır. Yine bazı gafil kişiler, bu zulmü durdurmayı daha zalim olan Amerika'dan beklemektedirler. Sanki İsrail, bu pervasızca hareketlerinin desteğini Amerika'dan ve Avrupa'dan almıyormuş gibi. Unutmayalım günümüzde de İsrailin önünü açmak için Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi darmadığın eden Amerike ve Avrupa olmuştur. Böylece  israilin önünde devlet diye birşey bırakmadılar.
   Unutmayalım ki, küfür tek millettir. Müslümar da tek millettir, tek millet olmalıdırlar. Yüce Allah, Kur'anı Kerimde bizleri Yahudileri, Hıristiyanları dost edinmememizi istemekte, onların birbirlerinin dostları olduklarını beyan etmekte, eğer onları dost edinirsek onlardan olacağımızı da bildirmektedir.
   Bugün Müslümanların düştüğü zilletten kurtulmanın yolu birleşmekten geçer. Müslümanlar bugün dağılmış, birbirleriyle uğraşmata, birbirlerini katletmektedirler. Hal böyle olunca zalim Yahudiye de gün doğmuş olmaktadır.
   Eğer bugün müslümanlar fikir birliği yapsa fazla bir çabaya gerek kalmadan İsrail'i tükürükleriyle boğarlar.  Zira 1,5 milyar Müslüman nüfusa karşılık, İsrail'in  nüfusu 6 milyon. Bütün dünyadaki Yahudi varlığı 20-25 milyondur...
   Unutmayalım ki, bu zulüm ilelebet devam edemez. Elbette yeni Ömerler, Selahddinler gelecek. Ama bütün isteğimiz bunların tez elden gelmeleri ve İsrail'e haddini bildirmeleridir.