KORONA VİRÜS'ÜN VAN GERÇEĞİ! VAN'DA BOSTANINIZ VAR MI?

Van ili olarak salgın nedeniyle panik halindeyiz. Gözümüzle görmediğimize şükrediyoruz ama görmediğimiz bir virüse hala inanmıyoruz. Neyse ki tüm sokaklar nihayet ciddi uyarı ve önlemlere kulak astı, istenilen kadar olmasa da kalabalıklar azaldı. Toplumumuzda kimisi çok korkuyor kimisi de hiç aldırış etmiyor. Peki, bizi ne bekliyor ve bu illeti nasıl atlatacak Van?
Bu küresel salgının geçmesi için tüm dinamiklerin el ele verip toplumsal izolasyondan sağlık birimleri başvurusu, sağlık birimleri donanımı teknik tanı ve hasta yönetimine kadar birlikte çalışılması gerekir. Van'ın sağlık çalışanlarına düşen ağır yük, toplumca benimsenip tüm illere örnek olan uygulamalarla cesaretlendirilmeli ve destek olunmalıdır.
Peki, biz sağlık olarak Allah muhafaza olası büyük sayılara ne kadar hazırız?
Mevcut sağlık hizmetlerinde sunum ve talep karşılanmasında daha öncesinden özverili ama teknik olarak daha önceleri de yazdığım ve sıkça yetkilileri uyardığım ve kimi zaman yetersiz olan ilimiz bu duruma ne kadar hazır ve nasıl önlemler alınıyor? Nüfusumuza göre en kötü istatistik sonuçlarına bakılırsa ilimiz sağlığı bunu karşılayabilecek mi? Kaç sağlık çalışanı hasta olacak? Onlar evlerinde, çocuklarını ailelerini koruyabilecek mi? Yoğun bakımlarımız yeterli mi? Sahra Çadırları hastane bahçelerine kurulmalı mı? Yani bu salgına hep beraber hazırlıklı mıyız?
Zaman zaman kısık sesle bazı önlemler alındığı söylense de sağlık kurumlarındaki şu anki durum, toplumsal önlemleri almayı veya yönetmeyi kısıtlıyor gibi. Onlar bizi tedavi etmek ve kendilerini korumakla meşgulken bizler onlar için ve kendimiz için neler yapabiliriz? Bu anlamda Van'ın yerel dinamikleri, basını, STK'ları, ileri gelenleri, söz sahipleri acilen bir şeyler düşünmelidir. Olayı küçümsemeden, ciddi bir tehdit olarak görüp, tüm imkânları ile seferber olup VAN olarak yönetmeliyiz.
Hastanelerimizin maalesef birçok konuda yetersizliğini biliyoruz ve inşallah bu salgını en az hasarla atlatır, ders çıkarır ve geleceğe sağlıkta behemehâl yatırımlar yaparız.
Benim cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ı şehir hastaneleri ve bölge hastaneleri konusunda eleştiren art niyetli öngörüsüzlere de bir sözüm var. Şimdi belki de en çok siz ve aileleriniz bu hastaneleri kullanıyorsunuz Sayın Erdoğan'ın ileriyi görmesi sayesinde.
Bugün vaka az Van'da ve bölgede ama tedbirlere uyulmazsa korkarım fazla olacak.
Kente giriş çıkışlar kapatılmalı, sokağa çıkmak kısıtlanmalı, uçak seferleri kaldırılmalı.
Çünkü Sayın Vali Mehmet Emin Bilmez'in açıklamalarından öğrendiğimiz kadarıyla Van'daki salgın vakaları İstanbul'dan gelenler vasıtasıyla bulaşmış. Malumunuz bazılarını haberlerimizle de aktardık sizlere.
Fek hesaplardan kötü propaganda yapanlar var. Ortamı nasıl yalan bilgilerle bulandırabilirim in hesaplarını yapanlar var.
Hatta kentte oluşturulan koordinasyon kurulunda HDP ve Van Tabipler Odası gibi kurumlar neden yok diyenler var. Hiçbir parti böylesi kurullar da yok ve kurulda kimlerin olacağına dair cumhurbaşkanlığının genelgesi yayınlanacak ona göre karar verilecek.
Böylesi ucuz işlerin peşinde koşanların iyi niyet hesapları olmadığını biliyoruz. Bugün siyaset zamanı değil herkesin elini taşın altına koyması lazım.
Herkesin kendisine sokağa çıkma yasağı uygulaması lazım. İlla da devletin böyle bir karar almasına gerek bırakmamıza gerek yok. Hatta siyasi partilerin hepsi halka sokağa çıkmayın diye telkinde bulunması gerekmeden herkesin katkı sunması lazım.
Vanlıları en çok korkutan sorun, göçmen, kaçakçılık konusu büyük tedirginlik oluşturuyor.
Ben buradan Van halkına önemli bilgi ve uyarıda bulunayım.
Vatanından, yurdundan ve umudundan olan inanların umut yolculuğunu fırsata çeviren insanlığını kaybetmiş insan tacirleri sadece kendi çıkarlarını düşünüyor. Kendi çıkarları için toplum sağlığını koronavirüs salgını açısından riske sokuyor. Dünyanın en kötü işini yapan insan kaçakçılarının ihbar edilmesi Van'ın koronavirüs salgınından korunması açısından hepimize büyük görevler düşüyor.
Neredeyse en kolay ve en çok para kazanan bu insan tüccarlarının bu organizatörlerin önüne geçilmezse bu salgını bütün toplumumuza yayarak büyük tehlike oluşturacaklar.
İran üzerinden Van'a gelen ve yakalanan düzensiz göçmenler, yakalandığında ön kabul merkezinde işlemleri yapılıyor sağlık taramasından geçiriliyor. Vaka belirtisi olanlar hastaneye sevk ediliyor, vaka belirtisi yoksa 14 günlük karantinaya alınıyor ve sonunda da batıya gönderiliyor.
Bu arada ön kabul merkezi Türkiye'de sadece Van'da bulunuyor.
Bu salgın hastalığının sosyal, siyasal, toplumsal sorunları olduğu gibi ekonomik sorunları da bulunuyor.
Tarihten öğrendiğimiz bilgilere göre her salgın dönemi sonrası büyük kıtlıklar yaşanmış.
Bazı ülkeler kısa zamanda bazı ülkeler uzun sürede ancak büyük zorluklar yaşayarak kıtlık dönemini atlatmışlar.
Bizler de Allah'a inanan insanlar olarak Hz. Yusuf (AS) dönemini okursak bizlere ışık tutacaktır.
Benim naçizane fikrim artık toplumun tarıma yönelik çalışmalara daha çok ağırlık vereceği yönünde.
Kısaca duygusal sözlerle değil başımıza gelen bu sorunu gerçeklerimizle doğru yöntem ve zamanlamayla insanlığın hayrına dönüştürebiliriz yeter ki birlik olalım. Dedikoduya kötülere fırsat vermeyelim.
Dünya devletlerinin yeni politikasının tarıma yöneleceği kuşku götürmez bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Herkesin şimdiden girişimlerde bulunarak tedbir almalarını öneririm. Ancak herkesin ekecek bahçesi veya bostanı yok!