Koronavirüs değil, Korona kâbus…

Dünyayı saran Koronavirüs, insanların hayatını öyle bir etkiledi ki, herkes korku ve panikle birlikte kâbusa dönen hayatlarını yaşamaya devam ediyor.

Türkiye bu korku sürecini çok iyi idare etti, ama duyulan vakalar, alınan önlemleri üst seviyeye kadar çıkardı.

Koronavirüs, COVİD-19 salgını ve pandemi, dünyaya korona virüs değil, adeta korona kâbus oldu.

ABD ve Almanya gibi birçok ülke, hiçbir ekonominin bu dönemden büyük kayıplar vermeden çıkamayacağını, dünyanın tamamında bir fakirleşme olacağını, kimin az kimin çok fakirleşeceğini ise alınan tedbirlerin göstereceğinin açıkladı.

Koronavirüs, hayatımıza öyle bir vurdu ki, dezenfektan, kolonya ve ilaç manyağı olduk. Eşimizden, çocuğumuzdan, anne ve babamızdan, kısaca tüm sevdiklerimizden uzaklaştık. İşin, aşın, sosyal hayatın hiçbir tadı kalmadı.

Hayatımızı Allah’a emanet ettik, rastgele bir yaşam içine girdik. Göremediğimiz bir virüs tüm dünyaya diz çöktürdü.

Çoğumuz hiç farkında olmadan, kimimiz daha az, kimimiz daha çok hastalanarak bu malum virüsle de tanışacağız.

Bilinen tedbirleri alıp, neticeyi de kabullenip, kendimizi asıl büyük tehdide odaklamamız gerekir: Allah’ın Gazabından, Rızasına Sığınmamız gerek, zatın en yücesidir, O…

Nefsimizin öğretmeni olmalıydık ve vicdanımızın da öğrencisi olacaktık ki, Allah’ın Gazabından korunmak için, fakat dünya öyle bir hal aldı ki, her gün Ortadoğuda ve bu coğrafyada yüzlerce insan öldürülüyordu.

Acaba öldürenler bu kadar masum ve insanlığı neden öldürdüklerinin hiç hesabını yaptılar mı?

 Bu insanı dünyaya veren Allah’tır ve ancak dünyadan da o alır, muhasebesini yaptılar mı.

 Eyyy Amerika, bu fitne hep sen ve senin taşeron gibi ülkelerinin başı altında çıkıyordu.

Benim halkım yaşasın diye milyonlarca insana zarar veren Amerika beklentilerin altında kaldı.

Her yere savaş açıyordunuz buyurun ortada rakibiniz yok, silah yok, füze yok, uçak yok…

Belki bütün virüs, 5 gram değildir; ama dünyanın süper gücü sayılan ülkelerini dize getirdi.

Buyurun savaşın, öldürün. Sizler ancak masumları öldürürsünüz, silahlarınız var, füzeleriniz var, ama masumların da Allah’ı vardır.

Çok sabreder ama onun sabrının sonu ve gazabı böyle olur.

Bizleri hep sınıyordu. Bizler ne yapıyorduk, Allah ve onun adaletini unuttuk, faiz, fitne, yalan yanlış ne varsa yapıyorduk.

 Bizlere öyle bir tokat vurdu ki onun evi olan camilere korkudan gidemiyoruz. Demek ki imanımız çok zayıf. Allah’ın evi olan ve tek sığındığımız camilere bile virüs korkusundan gidemiyoruz işte o bizi kabul etmiyor.

Ne yaptık Allah evinden bizleri kovdu.

 Dünyanın her yerine yayılmış virüsün olmadığı bir yer olsaydı, dünya zenginleri şimdi oralara kaçmıştı. Şu anda herkes aynı kefede, zengini fakiri, ünlüsü siyasisi, herkes tadacak bunu.

Para, servet kurtarmaz kimseyi, işte bu onun Adaleti.

Bakın dünya 4 aya yakındır, o kadar rahat. Hiçbir ülkede savaş yok, sadece korunavirüsle mücadele var. Daha 4 ay önce her tarafta savaş vardı, ne oldu bu savaşlar durdu.

Demek ki gücünüz yalnız mazlumlara yetiyordu. Büyük ülkeler olabilirler, paraları da olabilir, bilgi fakiri beceri fakiri, birikim fakiri ve iman fakiridir, bu ülkeler.

 Çok ders çıkartılacak virüsten bir karınca kadar faydası olmayan insanlar.

Bugünler geçecek, tüm dünya ciddi bir yara alacak, ama yalnızca Ülkemiz bu virüsten en az etkilenecek. Çünkü tüm İslam alemine kapısı açık kabul eden ve mazlumun yanında yer alan oldu, olmaya devam ediyor.

 O Ay yıldızlı bayrak herkesin Bbayrağı oldu. O sancak tüm İslam-ı Alemin sancağı oldu ve olmaya devam ediyor. Bugün için ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatmamız gerekiyor, ülkemiz her şeye müdahale ediyor, çoğu vatandaşını başka ülkelerde alarak getirdi.

Hâlbuki bu tam bir birliktelik fırsatıdır, insanlar birbirlerine yardım elini verse…

Hayırlısı.

Lütfen her birim, her birey üzerine düşeni yapsın, keza ders çıkaracağımız bir çok vaka yaşandı yaşanıyor.

Bu salgın geçecektir. Âmâ belli ki delip geçecektir.

Allah ölüm hariç her şeyin çaresini vermiş. Akıl ve imanla hareket edersek çok şey öğrenebiliriz. Koronavirüs kadar Allah’tan korksaydı, herkes cennetlik olurdu.

Bu durum Allah’ın  bir lütfu da olabilir, cezası da.