Kur'an Tahrif edilebilrmi?

     Yüce Allah yeyüzünün en değerli varlığı olarak insanı yaratmıştır. Yarattığı insana akıl, fikir, irade, konuşma, düşünme gibi üstün öezllikler de vererek emir ve yasaklarının muhatabı kılmıştır. Yine Yüce Allah, insanoğluna nasıl hareket etmesi gerektiğini bildirmek üzere Peygamberler ve ilahi kitaplar da göndermiştir.

        İlk insan ve aynı zamanda ilk peygamber olan Hz. Adem (as)’dan son peygamber Hz. Muhammed (sav)’e Allahu Teala insanların hidayeti için kitaplar veya suhuflar göndermiştir. Suhuflardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.
 
Öncelikle biz müslümanlar, bütün peygamberlerin hak olduğunu, onlara verilen kitapların orjinal halinin de Allah kelamı olduğuna inanırız.

 Kur’anı Kerimden önce gönderilen Tevrat, zebur ve incil zamanında kayıt altına alınamadıkları için tahriflere uğramıştır. Bu ilahi kitaplar kimi yerlerde ilaveler, kimi yerlerde çıkarmalar yapılarak değiştirilmiştir.

 Hahamlar tevratta bazı helalleri haram, haramları helal sayarak ilahi kitaplarını değiştirmişlerdir. Hrıstiyan papazlar da kendi kafalarına göre bir çok değişiklik yaparak birçok incil yazmışlardır. İncillerin sayısı o kadar çoğalınca kendilerince dört tane incili hak saydılar. Bu inciller de bir çok konuda birbirleyle uyumlu da değillerdir. Özellikle Pavluv’un etkisiyle İncillerdeki bir çok hüküm değiştirilmiştir.

Gel gelelim Kur’ana. Yüce Allah Kur’anı Kerimi yeryüzündeki bütün insanlığın kurtuluşu için ve hükmü de kıyamete kadar devam edecek yegane kitap olarak gönderdi.

Hz. Peygamber (sav) nazil olan ayetleri, sureleri kendisi ezberlediği gibi, inen Kur’an ayet ve sureleri vahiy katiplerin de yazdırıyordu. Böylece Kur’an, ilk gündeki gibi orjinal haliyle yazılmış, ezberlenmiş muhafaza altına alınmıştır. Dolayısıyla daha önce gönderilmiş olan Tevrat ve İncil’de yapılan tahrifat Kur’an için sözkonusu olmamıştır.

Zaten Kur’anı her türlü değişiklikten, tahrifattan koruyacağını bizzat Allah açıklmaktadır. Konuyla ilgili Hicr suresi 9. Ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak ki, Kur’anı biz indirdik onu yine biz koruyacağız”. Tarihsel süerçte de islam ve Kur’an düşmanları Kur’anı da kendi düşüncelerine göre tahrif etmek istemişlerdir. Ama bu tahrif etme istekleri hep kursaklarında kalmıştır. Zira Kur’nın koruyucusu çok güçlüdür.

Kur’an 114 suresiyle, 6236 ayetiyle bir bütündür. Dolayısıyla bazı hükümlerini kabul etmek, bazı hükümlerini kabul ememek olmaz. Zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin Kur’anın hiçbir hükmü geçerliliğini kaybetmez. Müslüman, Kur’anın bütün emir ve yasaklarını hayatının her safhasına yansıtmalıdır.

Kur’an, bütün canlılara ve hele hele insana çok değer verir. Yanlış yapan insanları, toplumları uyarır. Dolayısıyla Kur’an belli bir ırka, topluma düşmanlığı emretmez.

Hal böyle iken son zamanlarda Avrupalı bazı cahil, İslamiyet ve insanlık düşmanı kişilerin Kur’anın bazı ayetlerini değiştirme talepleri kabul edilemez. Böyle bir talepte bulunanlar Kur’anı da her halde kendi ellerindeki kitapları gibi, müslümanları da kendileri düşünmüşlerdir. Unutmasınlar ki, hiçbir müslüman böyle düşünceyi kabul etmez. Onlar istemse de Kur’an nuru kıyamete kadar devam edecektir. Endişeye mahal yoktur.