Her tarihi olay beraberinde olumlu ve olumsuz şeyleri doğurur.
28 Şubat'ın doğurduğu mağduriyetler sonucunda AK parti iktidar oldu.
Özelde ilimizde siyaset yapan kendisini 28 Şubat mağduru olarak ilan edenlerin çoğu; siyasetin içinde ve dışında birçok insan inanılmaz zengin oldu.
Van'da yaşanan depremler de yeni zenginler doğurdu.
İhalelerle her türlü fırıldaklığı çevirenler malı götürdü. O dönemlerin hesabı geç de olsa aklı başında sorgulanmadı. Tabii şu ana kadar hesap sorulmaması bundan sonra sorgulanmayacağı anlamına gelmez.
Namuslu bir hesap sorulsun ortaya neler çıkacak neler. Bakın o zaman ipin ucu kimlere dokunacak?
Şimdi 15 Temmuz'un dördüncü yıldönümünü yaşıyoruz.
Yazıyı beklettim ki biraz kutlamaları daha net göreyim diye…
Baktım ki birçok kutlamanın içi boşaltılmış. Milletle dalga geçer gibi FETÖ etkinlikleri yapılıyor bazı yerlerde.
İnsanlar şehit olmuş, gazi olmuş senfoni orkestrasıyla kutlama yapılıyor.
Eğlenceler yapılıyor oysa 15 Temmuzu kimsenin bu şekle düşürmeye hakkı yok.
Eğer o gün FETÖ terör örgütü istediğini gerçekleştirseydi bugün Türkiye Suriye'den daha beter durumda olacaktı. Meselenin ciddiyetini kavramak lazım ki bunu da ciddi insanlar görmeli.
Sapla saman birbirine karışmış vaziyette. Kim çok çığırtkanlık yapıyorsa kahraman ilan ediliyor.
Her dönem kendi yiğitlerini yetiştirirken beraberinde, fırıldak ve kendini ucuz kahraman ilan edenler de gözlerden kaçmıyor herhalde.
Afet, darbe gibi zor süreçlerin doğurduğu zenginler, makam sahipleri kendilerini yaptığı çığırtkanlıklarla her türlü rezilliğe vurarak kirliliklerini örtbas ettiklerini zannediyorlar.
Özelde Van iline bir baksanız bu zor süreçlerin kaymağını yiyen insanları tanırsınız.
Meşakkatli, zorlu süreçler ülkemizde ve Van'da çok farklı sınıfta insanlar doğurdu.
Aslında başta FETÖ olmak üzere benzeri yapıların zihin yapısını ve özelliklerini doğru sorgulamamız gerek.
15 Temmuz yıldönümleri, aslında FETÖ'yle aynı dinden aynı görüşte olanların FETÖ'ye küfretme günü oldu.
Oysa karşımızda aslında Fetö'nün yüzünden farklı yüzler fikirler yok.
Aslında FETÖ bir zihniyet meselesidir.
Siz bu zihniyetinin düşüncelerinin ortaya koyduğu fikrin yanlış olduğunu bilgilerle ortaya koyamaz çürütemezseniz asla FETÖ'ler bitmez.
Bir FETÖ gider bin FETÖ gelir.
Dün FETÖ'nün bütün fikirlerini kabul edenler ne olduysa bu gün her türlü küfrü FETÖ için sarf ediyor.
Bu insanlara sormak lazım FETÖ'nün dinine fikirlerine gerçekten karşı mısınız? Yoksa süreç mi bunu gerektiriyor?
Çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz dostlar. Oyun çok büyük. Sahnede bukalemun yüzler var.
Ben hala karşımızdaki gizli örgütün çözülmediğini düşünüyorum.
Adı üstünde çok gizli bir örgüt!
En önemlisi FETÖ benzeri yapıların varlığının da arttığını ve her türlü koruduğunu görüyoruz.
Bu bir inanç ve zihniyet meselesi olan fikrin, neler olduğunu alt yapısını sorgulamak lazım.
FETÖ zihniyeti nedir?
FETÖ ağzıyla konuşmak nasıl olur?
Fetullahçılara her türlü küfrü etmek insanları FETÖ kafasında olmaktan ve FETÖ ağzıyla konuşmaktan kurtarır mı?
İşın doğrusu, bir kişinin FETÖ'ye küfretmesi onun geçmişteki derin Fetullahçı olmadığını göstermez.
Fetullah'a küfretme, şimdi günah çıkarıyorum der gibi oluyor.
Fetullah'a bol bol küfretme geçmiş pisliklerini ört bas etme çabasıdır aslında.
Zamanında bu FETÖ'nün, sınav sonuçlarını çaldığını, ihaleye fesat karıştırdığını, her türlü kötülüğünü bildiği halde onlarla her türlü birlikte olanlar, karşı durmayanlar şimdi üç maymunları oynuyorlar ve bizim de bunu yediğimizi sanıyorlar.
Van depreminde neler yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Çok can yaktılar çok garibanın hakkını yediler.
Öylesine bir zihniyet ki FETÖ zihniyeti, liderini, hocasını, şeyhini putlaştıran zihindir.
FETÖ zihniyeti, liderine, hocasına, şeyhine olağanüstülük atfetmek ve onu kusursuz görmektir.
FETÖ kafası kendinden farklı düşünene tahammül etmemek ve olmadık sıfatı takmak ve iftira etmektir.
FETÖ zihniyeti her türlü paravan, uyduruk, hayal ürünü üretmek ve kurgusal gerçekliği verili gerçekliğin yerine koyarak konuşmaktır.
FETÖ zihniyetine sahip olmak ve FETÖ ağzıyla konuşmak sadece Fetullahçılara özgü değildir. Aynı fikirleri düşünce dünyası taşıyan birçok yapı ülkemizde bulunmaktadır.
Birçok ortak yönleri olan yapıları iyi bilmek ve önlemler almak lazım.
Ortak özellik aklın tatile çıkarılmış olması ve eleştirel düşünme yoksunluğudur.
Kur'an'ın anlamının arka plana atıldığı, uydurma, dinde olmayanı dine katarak sahte fikirlerin ön plana alındığı, her cemaatin kendi camisini oluşturup diğer cemaatleri kâfir gördüğü yapının benzerini şu an Türkiye'de FETÖ gibi yapıların aynı olduğunu görmezden gelemeyiz.
Kendilerinin dışında kimseye söz hakkı vermeyen, istişareye kapalı, aklı dışlayan yapılarıyla ülkenin geleceğini karartma adına ülkenin zeki çocuklarını tıpkı FETÖ gibi alıp uyuşturduklarını iyi tanımalıyız.
Artık bu gerçeği görmeliyiz ve uyanmalıyız.
Ben en önemlisi hükumeti ve kamuoyunu bu tehlikeye karşı uyarıyorum.
15 Temmuz'dan gerekli dersin alınmadığını görüyorum.
Oysa biz günlerce meydanlarda direndik, şehit ve gazi olduk, nöbetler tuttuk. Hepsi bunun için miydi?
Bu uyarıyı yapmak bir vatandaş olarak benim görevim.
Bu konuyu basite almayın Türkiye'nin en önemli konusudur. Bazı yapılara özel ilgiyi ve muameleyi gören vatandaş çok şeyden soğuyor ve uzaklaşıyor.
15 Temmuz darbe girişimi aklımıza geldiğinde, Allah bir daha bu memlekete 15 Temmuz'lar yaşatmasın diye dualar ediyoruz.
Tamam, dua bizim vazifemiz, fakat siz tedbirinizi almazsanız, akıllı davranmazsanız o FETÖ denen örgütü yapılanma şeklini aynı yolları kullanarak bugün hala devam eden başka gruplar hakkında gerekli tedbirleri almazsanız Allah size yardımcı olmaz.
Öyle bir Allah inancı yok ve de olmamalı.
Siz görevinizi doğru yapacaksınız, sonra Allah'a tevekkül edeceksiniz, Allah da size yardımcı olacak.
Bu Allah'ın şaşmaz emridir.
Gerekli önlemler ve tedbirler alınmazsa, bunun vebalini kimse üstlenemez.
Şahit ol Allah'ım ben uyarıyorum...