Her toplumun, her kültürün kendine has bayramları, şenlikleri vardır. İslamın da kendine has inançları, ibadetleri, bayramları, sevinç günleri, kendine özgü kılık kıyafetleri, örf ve adetleri vardır.
Müslüman, dini inancına, kültürüne, örf ve adetlerine uygun olarak hareket etmelidir. Şimdi Noel bayramının, Noel çamlarının bizim örfümüzle, âdetlerimizle, inancımızla, kültürümüzle yakından uzaktan bir ilgisi var mıdır? Tamamen Hristiyan bayramı olan Noel kutlamalarını bilinçsizce taklit eden gafil Müslümanlara neler oluyor ki, kraldan çok kralcı oluyorlar.
Aylar öncesinden Noel hazırlığı yapanlar, piyango biletleri alanlar, hindi partileri düzenleyenler, yeni yıl kutlamaları için çılgınlık yapanlar neyi, ne adına kutlamaktadırlar.
Piyango biletleri de kumardır. Kumarın her çeşidi, ismi ne olursa olsun dinimizde kesin bir şekilde haramdır. Ayeti kerimeye kulak verelim: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar, fal okları şeytan işi pisliklerdendir. Bunlardan uzak durunuz ki kurtuluşa eresiniz” (Maide 90)
Yeni bir yıl denilirse, yeni yıl için nefis muhasebesini yapmak gerekir. Çünkü nefeslerimiz, günlerimiz, aylarımız, yıllarımız sayılıdır. Ejderha gibi ağzını açmış bizi bekleyen kabre yeni bir yılla birlikte bir adım daha yaklaşmış oluyoruz.
Müslüman bilmelidir ki, Müslümanların yeni yılı 1 Muharremle başlamaktadır. Zira zamana bağlı olan ibadetlerimiz olan oruç, hac, bayramlar, kurban gibi ibadetlerimizin zamanı hicri takvime göredir.
Şimdi Allah aşkına sizlere soruyorum: bir Yahudi'nin, bir Hristiyan'ın veya başka bir din mensubunun bizim bayramlarımızı kutladıkları görülmüş müdür? Veya bizim 1 Muharrem’imizi, Ramazan bayramımızı veya Kurban bayramımızı kutladıkları, bu günlerde eğlence tertipledikleri görülmüş müdür?
Peki, biz niye kendimizi bu kadar küçük düşürüyoruz. Biz kılık kıyafetimizle, davranışlarımızla Hristiyanlara ne kadar yaklaşmaya çalışsak da onlar bizi kabul etmeyeceklerdir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Bu hakikati zaten Yüce Allah, daha 1400 yıl önce Kur’anı Kerimde şöyle açıklamıştır: “Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden razı olmayacaklardır...” (Bakara 2/120) Tarihsel sürece baktığımız zaman ayeti kerime ne kadar güzel ifade etmiştir. Son 80-100 yıllık süreçte devlet olarak hep batı batı dedik, Avrupa dedik ama onlar hep bizleri dışladılar. Biz ne kadar size uyduk dediysek onlar hayır içinizde Müslümanlar var deyip bizleri kendilerinden kabul etmediler. AB süreci ortada…
Kendimize gelelim. Özentiden, körü körüne taklitten uzak duralım. Avrupa’nın kokuşmuş, kendilerine dahi faydası olmayan oyun ve eğlencelerinden, pis ahlaklarından uzak duralım. Kendi örf ve adetlerimize, inancımıza göre hareket edelim. Yahudilerin ve Hristiyanların bizlere dost olamayacaklarını da bilelim. Bu konuda da Yüce Allah bizleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Yahudileri de, Nasranîleri (Hristiyanları) da kendinize dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse, o da onlardan olur. Allah zalimler güruhuna muvaffakiyetler vermez” (Maide 51)
Yüce Allah açık açık bizleri uyarmışken Hristiyanlara benzemeye çalışmak, onların bayramlarını kutlamak büyük bir yanlışlıktır. Bundan uzak durmalıyız. Unutmayalım ki, kimi seversek, kimlere benzemeye çalışırsak biz de onlardan olur, haşrimiz de onlarla olur.