Gerçekten kafayı yemek üzereyim.
Van'ın en büyük sorunu yerlerde yatıyor. Kimseden ses seda yok!
Bekledim bekledim tek bir yazı yazıldı. O da benim gibi eğitim hususunda direkt yetkili biri değildi.
Vekillerden bekledim; olmadı!
Validen bekledim; olmadı!
Rektörden bekledim; olmadı!
Milli Eğitim Müdüründen bekledim; olmadı!
Okul müdürlerinden bekledim: olmadı!
Tüm eğitim camiasından bekledim; olmadı!
Bu kadar büyük sorun nasıl es geçilir, Allah'ım!
Gel de kafayı yeme!..
Millet Van'ın çevre sorunuyla ilgilenir: eyvallah!
Van Denizi kirlenmesin diye ilgilenir: eyvallah!
Stadyum yapılsın diye ilgilenir: eyvallah!
Uçak fiyatları ve uçak seferleri ile ilgili veryansın eder: eyvallah!
Esnafın borçlarıyla ilgilenir: eyvallah!
Raylı sistemle ilgilenir: eyvallah!
Eyvallah da arkadaşlar eğitimde yerin diplerindeyiz bu sizi hiç mi enterese etmez!
Hiç mi üzülmez ve bir kelam etmezsiniz!
Eğitimde yine diplerdeyiz; yerlerde sürünüyoruz, görünmüyor mu?
Farkında mısınız kimseden gık çıkmıyor. Herkes halinden ve yerinden memnun! Kimse halinden rahatsız değil.
Hakikaten çok ilginç bir ilde yaşıyoruz. Yaşamın en önemli konusu olan eğitimde rezil durumdayız, ne soran var ne sorgulayan.
Ne hesap veren var ne hesap soran…!
Kim bu durumun sebebi? Van Eğitimde yıllardır yerinde sayıyor, her gün daha da geri gidiyor. Herkes yerinde yatıyor.
Kendini sorgulayan yok özeleştiri yok.
Bu başarısızlığın sebepleri nelerdir?
Sorumluları kimlerdir ya da nelerdir?
Eğitimin başındaki insanların Van kamuoyunu bilgilendiren açıklamalar yapması bu başarısızlığın nedenleri gerekçeleri ve müsebbipleri şunlardır diye maddeler halinde bilgiler vermesi gerekmez mi?
Van'ın eğitiminin düzelmesi için de kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri yapılması gerekenleri açıklaması herkesi uyarması ve aydınlatması bir sorumluluk bilincinin gereği olması değil mi?
Sorun milli eğitimde mi?
Sorun okullarda mı?
Sorun müfredatta mı?
Sorun bölgede mi?
Sorun ailelerde mi?
Sorun öğretmenlerde mi?
Sorun yöneticilerde mi?
Eğitimle öğretimi bir arada kavrayamadık mı?
Kimde sorun? Allah aşkına söyleyin bu durumun sebebi nedir?
Buradaki maksadım suçlu aramak değil sorunu bulalım suçlular zaten yırtar. Bu kadar büyük sorunu zaten birisine ve birilerine yıkmak da doğru değil! Bence topyekûn suçluyuz.
Elbirliğiyle bu çok önemli sorunumuzu mutlaka çözmeliyiz.
Samimi işin uzmanlarının bir araya gelerek çokça zaman ayırarak bu sorunu konuşması lazım.
Yıllardır kanayan yaramız. Ne olur bir yılda 40. Olalım bir yıl 50. Bir yılda 15. Olalım hep sonlarda olmanın birçok sebebi olmalı.
Ve biz Vanlılar olarak bu meseleyi onur meselesi yapmalıyız.
Bütün kötülüklerin başı eğitimsizlik diye bağırıp çağırıyoruz! Ve düzelmesi içinde bir haraketlilik yok.
Her yıl toplum ve öğrenciler aynı nakarat ile uyutuluyor.
Ve yine eğitim sezonu başlayacak ve yine aynı başarısız insanlarla hiçbir şey değişmeden çelişkilerle dolu aynı söylemler karne parası, ek kaynak parası, milli eğitimin verdiği kitaplar yetersiz diye başka başka kitaplar vs sömestri tatili yıl sonu geldi çattı ve yine aynı rezalet ve yine aynı topluma ninni türküleri…!!!
En kötüsü bütün bu başarısızlıklar yaşanırken sorumluların olmayışı ve herkesin yerinde sayması.
Yok, bu kadar basit olmamalı her başarısızlığın bir bedeli olmalıdır.
Nasıl ki siyasetçi başarısızsa halk sandıkta cezalandırıyorsa, birçok alanda başarısız olan şirketler, özel sektör vs. bedelini ödüyorsa Van'ın eğitimdeki başarısızlığının da müsebbiplerinin bedel ödemesi lazım.
Kimse vurdumduymaz gamsız olmamalı.
Eğitimde atamaların torpille yapılmasının en net başarısızlığını Van yaşıyor.
Ne zaman eğitim öğretim gibi ciddiyet isteyen bir kuruma liyakatli ehliyetli insanlar atarsak başarı gelecek.
Yok, atamalar eğitim düşünülerek yapılmayacaksa bugüne kadar olduğu gibi çantacı idareciler getirildiği sürece Van küme düşmeye devam edecektir.
Yani atananlar, atayan insanların emir komutasında değil eğitimin ve Van'ın hizmetinde olmalı.
Bu durum maalesef bütün kurumlar için geçerlidir.
Van'ın eğitiminin düzelmesi için muhatapların, sorumluların önce vicdanlarının sızlaması lazım.
Geleceği inşa etmesi gerekenler gençliğin bu haliyle geleceğinin karardığını görmesi gerek.
Unutmayın ki 350 bin genç potansiyele sahibiz. Ya bu gençliği terk eder eğitimsiz bırakır patlamaya hazır birer bomba haline getiririz, yâda Türkiye geleceğini inşa edecek pırıl pırıl 350 bin genç kazandıralım.
Ne dersiniz? Takdir sizin…!
Özellikle üniversiteden bu hususta yardım almak gerek.
Bir an önce ilgili kurumlar toplanmalı ve bu yaraya neşter vurmalıdır.