Rehavete mi kapıldık?

Öncelikle Pazar günü Adıyamanspor’u zorda olsa mağlup ederek ikinci galibiyetini alan ekibimizi tebrik ediyoruz. Ligin ilk 2 haftasını 6 puanla kapatan ekibimiz artı 2 averajla dördüncü sırada yer aldı.

Adıyamanspor maçına baktığımızda sahada sergilenen futbol memnun etmese de alınan sonuç elbette memnun edicidir. Zayıf rakibi karşısında takım verdiği mücadele de yetersiz kaldı.

Şampiyonluğa oynayan bir ekibimiz. Bu tür maçları çok kolay bitirmemiz lazım. Maçın ilk devresinin son saniyesinde yediğimiz golün aynısını karşılaşmanın son saniyesinde de yiyebilirdik. O zaman kaybedilen puanlara yazık olmayacak mıydı?

O açıdan rehavete kapılmamamız, çok dikkatli olmamız ve her maçı final maçı gibi görmemiz önemlidir. Acaba diyoruz; ilk maçta alınan galibiyetin ve bu maçta da rakibi zayıf görmenin rehavetine mi kapıldık? Yoksa takım bir uyum süreci mi yaşıyor?

Tabi ki şimdiden bir şey söylemek zor. Ligin ilk 5 haftası geride kaldıktan sonra her şey netlik kazanır. Çünkü takımlardaki uyum sorunu ortadan kalkar, takımlar az çok birbirini tanıma imkânı bulur ve ligde rayına oturmuş olur.

Adıyamanspor maçında futboldan ziyade alınan galibiyet elbette hedefe giden yolda önemli bir galibiyettir. Temennimiz bu galibiyet serisinin devam etmesidir.

Buradan Adıyamanspor maçında yaşanılan 2 konuya biraz değinmek istiyorum. Bence bu 2 konuda önemli.

Pazar günü heyecanla maça gittik. Çünkü takımımızla bu sezon ilk kez bir araya gelecektik. Stada yaklaştık. Ne yazık ki stadyumun önündeki gişeler sakindi. Acaba dedik tribünlerde yer mi kalmadı ki taraftar yok.

Normalde bu maçta daha çok yoğunluğun, ilginin olması gerekirken, stat önünde tam da tersi vardı. Neyse stada girdik ilk şoku yaşadık. Çünkü tribünler boş maça ilgi yok gibi. Halbuki şampiyonluğa oynayan, sezonun ilk maçını deplasmanda kazanmış ve ilk kez taraftarlarıyla buluşacak olan takımın tribünlerinin bu maçta ful dolu olması gerekiyordu.

Biraz araştırdık, bilet fiyatlarının yüksek olmasından dolayı tribünler boş kalmış. Aslında bu maçta bilet fiyatlarının biraz uygun olması her açıdan iyi olabilirdi. Dolu tribünler takımı coşturacaktı. Bu vesileyle maçın heyecanı ve atmosferi de çok daha farklı olacaktı.

Elbette takımın maddi olarak desteğe ihtiyacı vardır. Bu hepimizin malumudur. Ama bu ihtiyaç bu şekilde karşılanamaz. Bilet fiyatlarının yüksek olmasından dolayı tribünler boş kalmaktansa uygun bilet fiyatlarının olması, saha gelirinin katlanmasına vesile olabilir.

Yani kısacası Adıyamanspor maçında boş tribünler burukluk yarattı. Yönetimin bilet fiyatlarıyla ilgili kararını bir kez daha gözden geçirmesinde fayda vardır diye düşünüyorum.

Gelelim diğer konuya. Biz daha tribünlerin şokunu üstümüzden atamazken, Vanspor tarihinde yaşanmamış başka bir şokla karşılaştık. O da basın mensuplarının basın tribününe alınmaması.

Yönetim böyle istemiş. Yönetim böyle isteyemez. Çünkü basın tribünleri yönetimin değil, Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün sorumluluğundadır. Biz bildik bileli Van Atatürk Şehir Stadyumu protokol tribünün üst tarafı basın mensuplarına ayrılan bölümdür.

Ne hikmetse bu maçta basın buraya giremez denildi. Neden diye sorduk. Vanspor yönetimi böyle demiş. Bu görülmemiş bir durum. Önce bir araştırma yapılması gerekliydi. Çünkü basın mensupları TSYD tarafından akredite edilir ve kendilerine ayrılan o bölümde oturur.

Ayrıca başta da dediğim gibi o bölümün sorumlusu da Van Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’dür. Yani kulüp yönetiminin sorumluluğunda değil. Basın mensuplarına karşı alınan bu tavrın nedeni nedir? Elbette bir açıklama bekliyoruz. Neyse ki TSYD Van Bölge Temsilcisi İkram Kali'nin devreye girmesiyle sorun çözüldü.

Ama sorun çözülse de bu yaşanmaması gereken durum hepimizi derinden üzmüştür. Özellikle buradan TSYD Van Temsilcisi Sayın İkram Kali'ye de bu tatsız olayı çözmede sergilediği mücadelesinden dolayı çok teşekkür ediyorum.

Şimdi hep şunu söyleriz. Bir takımın başarılı olması için 5 ana unsurun birlikteliği ve kenetlenmesi şarttır diye. Bu 5 ana unsur yönetim, teknik kadro, futbolcuy taraftarlar ve basındır. Bu zincirin kırılmaması lazım. Meyve veren ağacın dalları kırılırsa ağaç meyve verir mi?

Hepimiz bu kentte yaşıyoruz ve bu takımda hepimizin ortak değeridir. Başarısı sevindirir başarısızlığı üzer. Şampiyonluğa oynayan bir takımız. Daha ikinci maçta 2 dalın kırılmasıyla bu takım nasıl başarılı olur. Yazıktır günahtır. Daha dikkatli olmakta fayda vardır. Bir emek veriliyor. Onca para harcanıyor. Bunların boşa gitmemesi için hedefe kilitlenmek ve kenetlenmek yerine böyle olumsuzlukların yaşanması gerçekten üzücüdür.

Bu tür tatsız olayların tekrar yaşanmaması dileğiyle tekrar ikinci maçını da galibiyetle kapatan ekibimizi tebrik ediyor, Serikspor maçında başarılar diliyorum.