RÜŞVET, YOLSUZLUK VE TEFECİLİK

Aslında sahtekârlığın babası işleniyor.
Bu pisliğin içeriğini dolduracak, tarif edecek çok az cümle bulabilirsiniz.
Toplumumuzun kanayan en önemli yarası diyebilirim.
Yıllardır ısrar ediyoruz dürüst, ilkeli liyakatli, ehliyetli insanları getirin önemli yerlere; kimse tınlamıyor.
Herkes, her yetki sahibi siyasetçi, yönetici kendi adamını paranın döndüğü yerlere alıyor sonuç gördüğünüz gibi hüsran.
Devlet ekonomik kriz yaşıyor, insanlar aç,  susuz, işsiz, perişan, evine ekmek götüremeyen fakir fukara kimin umurunda.
Namuslu, omurgalı, dürüst yaşamak kimin umurunda; kısa yoldan köşeyi dönmek varken.
Van ilimizde geçtiğimiz gün böylesi pisliklerle dolu iki önemli operasyon yapıldı.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde 2 ay süreli çalışma neticesinde
KOM Şube Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Büro Amirliği ekipleri,
15 tane Van gölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) çalışanı ile 15 tane elektrik abonesi arasında rüşvet karşılığında kaçak elektrik kullanıldığı, cezai işlem uygulanmasının engellendiği, sayaçları yok ettikleri ve sayaç endeksini düşürerek kamuyu zarar uğrattıkları tespit edilen kişilerle ilgili….30 şüpheliye yönelik olarak yapılan eş zamanlı operasyonda, 28 şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştı.
Ve yine bu sahtekârlara yönelik yine kan donduran pisliklerin yapıldığı başka bir operasyon yapıldı.
Menfaat karşılığı sahte rapor düzenlendiği iddiası ile SBÜ Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan operasyon sonucunda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu'nda menfaat karşılığı sahte rapor düzenlenmesi ve rüşvet karşılığı randevu sağlama iddiası ile yolsuzluk operasyonu düzenlendi.
 Operasyonun hastane içinde ve dışında genişletileceği bekleniyor.
Öncelikle Van emniyetini ve jandarmayı kimsenin gözünün yaşına bakmadan yaptığı bu operasyondan dolayı kutluyorum.
Ve devamını diliyor gelişmeleri bütün çıplaklığı ile Sümen altı edilmeden kamuoyu ile paylaşılmasını bekliyorum.
Geçtiğimiz ay da ilimizde tefeci operasyonu yapılmıştı hatırlarsanız.
Nice evler yıkıldı, yuvalar darmadağın oldu bu işlere bulaşanlar yüzünden.
Bu ateşe düşenlere zorla, tehditle ne imzalar attırıldı…
Rüşvet, yolsuzluk, tefecilik bütün insan topluluklarında geçmişten günümüze varlığını sürdüren en eski sosyal dertlerden birisidir.
Rüşvet, yolsuzluk, tefecilik yapılmak İstenen bir işte yasa dışı kolaylık veya çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar olarak tanımlanmaktadır.
Rüşvet, yolsuzluk ve tefecilik suçunun geri kalmış veya gelişmiş bütün toplumlarda var olduğunu görmekteyiz.  Çünkü her insan maalesef önce kendi menfaatlerini düşünüyor. Bu da rüşvet suçu için önemli psikolojik sebeplerden biri durumuna geliyor.
Bununla birlikte gelişmiş toplumlarda rüşvet suçunun daha az işlendiği, ancak tamamen ortadan kalkmadığı görülmektedir.
Her suç gibi rüşvet, yolsuzluk, tefecilik de insanla alakalı sosyal bir olaydır.
Bu nedenle özellikle sosyal düzenin bozulduğu dönemlerde bu suçun arttığını görüyoruz.
Yani ilimizde düzeni bozmak için büyük çaba var. Düzensiz ortamdan faydalanmak isteyen irili ufaklı çetelerin baş gösterdiğini mafya türü işlerin yürütüldüğünü görmekteyiz.
Ekonomik şartların ağırlığı veya suiistimal rüşvet suçunun işlenmesini artırıp çoğaltmaktadır. Ancak ilimizin ekonomisinin çöküntüye uğratarak kötülüklerin önünü açanların hesap vermesi gerekir.
Rüşvet önleme konumunda olanların yani devletin güvenerek görev verdiği insanların rüşvet alıp vermesi, tuzun kokması anlamına geliyor. Artık böyle bir toplumda adaletten¸ hakkaniyetten¸ huzur ve güvenden bahsedilemez konuma geldi ilimiz.
Rüşvet¸ yolsuzluk, tefecilik hak ettiği helâlle yetinmemenin¸ maddeye karşı doyumsuzluğun bir sonucudur.
Rüşvet¸ en temel insan hakkı olan malın dokunulmazlığı ilkesinin çiğnenmesidir.
Rüşvet¸ adalet önündeki en büyük engeldir. Rüşvet sebebiyle¸ haksızlar haklı gibi olur¸ haklılar mağdur olur.
Toplumda rüşvetin, yolsuzluğun, tefeciliğin yaygınlaşmasının sebepleri olarak Allah ve ahiret inancının zayıflaması¸ kanaatsizlik doyumsuzluk insanların terlemeden ve kısa yoldan zengin olma isteği¸ lüks ve konforlu yaşam arzusu¸ hakkı olmayan makam ve mevkilere gelme tutkusu gibi sebepler sayılabilir.
Birçok konuda doğru bir eğitim alınmadığı için bu yanlış işlere bulaşılıyor.
Bulundukları makam ve mevkilerin kendilerine yüklediği görev ve sorumlulukları lâyığıyla yerine getiren ve bunun için asla taviz vermeyen emin yöneticiler lazım.
Yazımızın konusuyla ilgili Rabbimiz şöyle buyuruyor.
Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile günaha girip insanların mallarından bir parça yemek için malınızı (rüşvet olarak) yetkililere vermeyin.[*] Bakara -188-
Müminler, mallarınızı aranızda uydurma (batıl) yolla değil, karşılıklı rızaya dayalı ticaretle yiyin de kendinizi öldürmeyin[*]; Allah size karşı çok merhametlidir.
Kim bunu (mal ve para değişimini, ticareti), sınırı aşarak ve yanlışa saparak yaparsa onu bir ateşe sokarız. Bu, Allah'a güç gelmez. Nisa 29-30.
Göreceksin; onlardan çoğu günah, düşmanlık ve haram yeme yarışına gireceklerdir. Yaptıkları işler ne kötüdür.
Din adamları ve bilginleri, bunların günah söz söylemelerini ve haram yemelerini yasaklasalardı olmaz mıydı? Onları ne kötü yetiştiriyorlar! Maide 62-63-
Yukarıda kuranı kerimden ayetler vermemin nedeni, rüşvet, yolsuzluk, tefecilik yapan insanların çoğu kendine Müslüman diyen insanlardır hatırlatayım dedim.
Allah, Atatürk, Kürkçülük, Türkçülük adıyla yani toplum değerleriyle bu toplumu kandıran bukalemunlara fırsat verilmemeli bu tolum bu pisliklerden temizlenmelidir.
Rüşvetin yaygın olduğu bir toplumda artık hiç kimse hakkına razı olmaz¸ herkes rüşvetle işini gördürmeye ve hak etmediği şeyler elde etmeye başlar. İnsanlar¸ rüşvet, yolsuzluk, tefecilik gibi yüz kızartıcı suçlardan arındıklarını ve cezalandırılmaktan kurtulduklarını gördükçe kötülükler yapmaya devam ediyor bilesiniz ve cezai önlemler yeterli derecede olmalı.
Rüşvet, yolsuzluk, tefecilik gibi kötülüklerin yaygınlaştığı toplumlarda, bu pis işlerin adı hediye, şerefiye payı gibi yumuşatılarak hafifletici ve iyi bir şeymiş gibi gösteren yaklaşımlara da izin verilmemelidir.
Bu kadar, rüşvetin, yolsuzluğun, tefeciliğin, zulmün, haksızlığın olduğu bir ülke nasıl ayakta duruyor bu kadar ahlaksızın ihanetine rağmen hiç düşündünüz mü?
 Bu nedenledir ki öyle bir hale geldik ki iyilerin, doğru konuşanların, haksızlıkla mücadele edenlerin, dürüstlerin yeri kalmadı bu toplumda ve kötülerin sözü geçiyor oldu pis işlere bulaşanlar toplumda kabul görüyor.
Şimdi bu bataklıktan kalkacak ve bu toplumu kaldıracak namuslu insanlara ihtiyaç var.