SIRATI MÜSTAKİM ÜZERİNDE OLMAK

 Hergün kıldığımız namazlarda, okuduğumuz Kur’anı Kerimde defalarca Yüce Allah’tan bizleri sıratı müstakime ulaştırmasını, sıratı müstakimden ayırmamasını istiyoruz. Sıratı müstakim; dosdoğru yol, hidayet yolu, kurtuluş yolu, Peygamberin gösterdiği yol, cennete giden yol...
 İstikamet yolu veya sıratı müstakim: “doğruluk, dürüstlük, adalet, itidal, itaat, sadakat ve dürüstçe yaşama manalarına gelen bir kavramdır. Doğruluk, istikamet veya sıratı müstakim ile ilgili temel kaynağımız Kur’anı Kerimde veya hadisi şeriflerinde birçok delil vardır.
Bir ayeti kerimede Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara melekler gelerek: ‘Korkmayın, üzülmeyin, size vadedilen cennetle sevinin” (Fussilet 41/30) ne güzel müjde. Tabi ki bu müjde dosdoğru yaşayanlara verilmiştir. Dosdoğru yolla ilgili olarak bri hadisi şeriflerinde ise Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır: “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır” (Buhari, Edep 69,  Müslim, Birr 103,104)            
Dinimizin önemle üzerinde durduğu temel prensiplerden biri de istikamettir. İstikamet,   Müslüman, her türlü aşırılıktan uzak mutedil, kararlı bir şekilde Kur’an ve sünnete uygun bir hayat sürdürmeye gayret etmelidir. Birgün sahabeden Ebu amr Sufyan bin Abdullah (ra) gelip Peygamber Efendimiz (sav)’e şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hmeyeyim, dedi.
Resûlullah (sav): “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” (Müslim İman 62. Tirmizi Züht 61) diye cevap verdi.
 Görüldüğü gibi Resuli Ekrem (sav) kısa ve öz olarak İslamı, bu hadisi şerifte iman ve istikamet üzerinde bulunmak olarak açıklamaktadır.
Örneğimiz ve önderimiz Sevgili Peygamberimiz (sav), “sıratı mustakim” (dosdoğru yol) (Yasin 36/4) üzrinde olduğu “gelmiş ve geçmiş bütün günahları affolunduğu” (Fetih 48/2) halde ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Hal böyle olduğu halde Yüce Allah’ın “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” (Hud 11/112) İlahi hitabına  muhatab olunca, beni: “Hud suresi ihtiyarlattı” (Tirmizi Tefsiru sure (56) 6) diyerek istikamet üzerinde bulunmanın, doğruluğun, sıratı müstakimin ne kadar önemli olduğunu ne kadar önemli olduğunu da bir daha göstermiş oldu. Ibadetlerden, güzel amelden yoksun olduğu halde benim kalbim temiz diyenler daha çok düşünmeli ve Peygamberin yolunu takip etmelidirler.
 İmanın kemale ermesi kişinin sözüyle, özüyle, bütün davranışlarıyla istikamet üzerinde  bulunmasına bağlıdır. Bu konuda da yine Hz. Peygamber Efendimiz (sav)’e kulak verelim: “Kişinin imanı doğru olmaz kalbi doğru olmadıkça. Kalbi doğru olmaz dili doğruları söylemedikçe. Kişi cennete girmez komşusu kötülüğünden emin olmadıkça” (Et-Tergip ve’t-Terhip c.III, s.353)
Yüce Allah, sıratı müstakim üzerinde bulunanları Kur’anı Kerimde cennetle müjdelemiştir “Rabbimiz Allah’tır diyenler sonra da dosdoğru olanlar için ne korku vardır ne de hüzün. Onlar cennetliktir. İşlediklerinin karşılığı olarak cennette temelli kalacaklardır.” (Ahkaf 46/13-14)