Subliminal, bilinçaltı reklamlar ve gerçekler

Kısa bir süre öne İpekyolu Belediye Başkanlığının bir çalışmasını esas alarak trafo ve benzer yerlere yapılan resimlerin bizim kültürümüze ve yerel motiflere ağırlık verilerek yapılmasını teklif etmiştim.
Bu teklifimi Valilik başta olmak üzere belediyeler, Milli Eğitim Müdürülüğü gibi hizmet sunan kurumlara çağrıda bulunarak yapmıştım.
Bu çağrıda abuk sabuk ögeler veya resimler yapmaktansa milli ögeleri, motifleri, yerel eserleri kullanarak yapmalarını, sanat çevrelerinin bilinçaltı ögelerle dolu eserler yapmaktansa milli ve manevi değerlerimizi çağrıştıran eserler yapmalarının huzur ve güvenlik açısından faydası olur demiştim..
Hatta Murat Özaras bey ve ekip arkadaşlarıyla direkt veya farklı yollarla konuşup insanımız üzerinde sürdürülen topyekün savaşta subliminal mesajların çok etkili olduğunu da anlatmıştım. Kendileri de kabul etmişlerdi.
Aşağıdaki 6 dakikalık görüntü bu mesajların hayatımızda ne kadar fazla yer aldığını ve bizi nasıl etkilediğini gösteren bir çalışmadan kısa bir alıntıdır.
Ne yazık ki çağrımız sadece konuşmakla ve haklısınız şeklindeki oyalayıcı tavırlarla karşılık buldu.
   Haksızlık etmemek için ipekyolunun 15 Temmuz resmi ve Murat beyin ayakaltında duran bir yere yaptığı küçücük bir motif yapıldığını yazmam lazım.
   Fakat ne yazık ki diğer yerlere ve resmi kurumların bahçelerine yapılanlarda "yapacağız" demelerine rağmen bu hassasiyeti göremedik
Bize düşen hakkı tavsiye etmektir.
    İnanç havzamızda gezinen kişi ve resmi kurumlar ve yöneticiler bunu dikkate alır veya almazlar bu onların bileceği bir iştir.
Biz Vanlı bir Müslüman olarak sadece yazarız.
1999 yılında İmam Hatip lisesi öğrencilerinin başörtüsünü çıkartmakla görevli müfettişlere öğretmenevindeki odada söylediğim;
"Biz millet olarak çok acılar yaşadık. Babalarımız esaret ve şehadet gördüler. Bizler inançlarımız için mücadele veriyoruz. Burası     Müslüman bir memlekettir. Sizlerde Müslüman kişilersiniz bu zulme ortak olmayın.
Unutmayın bu günler geçecek ve bu millet günü geldiğinde devletinin sahibi olacak. Biz dindarlar intikamcı değiliz lakin yapılan zulümleride unutmayız. O gün geldiğinde Siz ne yapacağınızı şimdiden düşünün"
sözlerimi- 'ki Abbas Güngör ve Bekir Şeker beyefendiler şahidimdir-
Bugünkü Valiye,
Milli Eğitim Müdürüne,
Büyükşehir Belediye Başkanlığına
İpekyolu Belediye Başkanına,
Edremit Belediye Başkanına
ve Tuşba Belediye başkanına söylüyorum
Bugün elde ettiğiniz imkanları Allah ve resulünün ve yeni Türkiye'nin ideallerinin hizmetine değil de, nasıl olsa makamdayım diyerek şahsi düşünceler, sol ve seküler anlayışlar, mevki ve makam koruma güdüsüyle halk dalkavukluğu sayılan halka şirin görünme adına dini ve milli ideallerden uzaklaşırsanız biliniz ki bugünlerde geçecek.
Bu millet sizide unutmayacak.
    Ya hayırla yad edilirsiniz, ya da iyiki de gitti be kardeşim neydi bu yaptıkları, din iman bırakmadılar, turizm adı altında her türlü rezalete geçit verdiler, sol seküler kişiliklere öncelik verip onların yönlendirmeleriyle tarihimizle, mabetlerimizle değil de kiliselerle uğraştılar diyecek bu şehrin kadim insanları.
Ayrıca indi İlahide yaptılarınızla hesaba çekileceksiniz.
Unutmayın bu şehir İslam beldesidir
Halkı Müslümandır
     Tarihin sayfaları arasında yer alan, hatıralarımızda canlılığını koruyan mezalimlere uğramıştır
Yeni Türkiye ideali bu kentin inançları ve tarihi dokusuyla uyumludur
   Siz yöneticilere düşen Sayın Cumhurbaşkanının konuşmalarında ve fiillerinde hayat bulan ideallerin insanımıza yansımasının yolunu açmaktır.
Unutmayın!
Son devlet yıkıldığında
Son bayrak düştüğünde
Son vatan işgal edildiğinde
Kesesini doldurmakla meşgul kişiliksiz ve duyarsız, fırdöndü seküler anlayış sahipleri ve türedi, boş beleş hizmetler!? kimseyi kurtaramayacaktır.
    Çünkü dört bir etrafımız Amerika tarafından çevriliyor. Kuşatma sürüyor. İçerisi ihanetçi işbirlikçi, sol seküler hainlerle dolu
Bu kentin milli ve İslami ruhuna hitap etmeyen her tavrınız her hizmetiniz kusura bakmayın ama boş beleş bir iştir...