Van Gölü Havzasında bulunan Sarmaç Mahallesi'nde (Kopanıs) Üstad Bediüzzaman hazretlerinin kaldığı tarihi mekân bakımsızlıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Vanlı dağcı Ferzende Coşar tarafından görüntülenen ve Rusya esareti dönüşü Bediüzzaman Said Nursî'nin kaldığı tarihi mekân, defineciler tarafından tahrip ediliyor.

Yazdığı Risalelerle insanların hidayetine vesile olan Kur'an ve İslam hizmetkârı Bediüzzaman Said Nursi'nin İpekyolu İlçesine bağlı Sarmaç Mahallesi'nde (Kopanıs) kaldığı mekân, yok olmayla yüz yüze geldi.

Yaşamı yoğun çile ve ıstıraplarla dolu bir din âlimi ve arifi olarak son dönemin öne çıkan simalarından olan, sürgün hayatı, barla yaşamı ve yaşamının diğer dönemleriyle de öne çıkan örnek bir şahsiyet olan Bediüzzaman, yaşamı boyunca birçok haksız uygulamaya maruz kaldı.

Van YYÜ tiyatro topluluğundan skeç gecesi Van YYÜ tiyatro topluluğundan skeç gecesi

Şarmaç Mahallesi'nde yer alan ve Bediüzzaman Said Nursî'nin kaldığı tarihi mekân, defineciler tarafından tahrip edilirken, bölgeyi ziyaret eden vatandaşlar, tarihi mekanın restore edilmesini istedi.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ KİMDİR?

Bediüzzaman Said Nursî, 1878'de Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya geldi. Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulade zekâ ve hafıza sebebiyle önceleri Molla Said-i Meşhur diye tanındı. Daha sonra "Zamanın Harikası" anlamında "Bediüzzaman" unvanıyla şöhret buldu. Talebelik yıllarında temel İslamî ilimlerle ilgili 90 kitabı ezberledi.

1900'lü yılların başında doğuda Medresetü-z Zehra adında din ve fen ilimlerinin birlikte okutulduğu bir İslam Üniversitesi kurmak fikriyle ülkenin yönetim ve hilafet merkezi olan İstanbul'a gitti ve hayatı boyunca bu fikrini gerçekleştirmek için gayret gösterdi.

1. Dünya Savaşı yıllarında doğu cephesinde gönüllü alay komutanı olarak savaştı. Savaş esnasında yaralanıp 2,5 yıl Rusya'da esir kaldı. 1917'deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. İngilizlerin İstanbul'u işgali yıllarında onların aleyhinde Hutuvat-ı Sitte adıyla bir risale neşretti.

1925 yılında Van'da eğitim faaliyetlerinde bulunurken, o sırada meydana gelen Şeyh Said hareketi sebebiyle, önce Burdur'a, ardından Isparta ve Barla'ya gönderildi. Burada 8 yıl kaldı. Risale-i Nur isimli Kur'an tefsirinin çoğu bölümlerini burada yazdı. Eserleri ve fikirleri sebebiyle Eskişehir Mahkemesine sevk edildi. Sürgüne gönderildiği Kastamonu'da eserlerini yazmaya devam etti. 1943'te Denizli Mahkemesi'ne, 1948'de Afyon Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkemeler beraatla neticelendi.

1950 yılında çok partili hayata geçildiğinde dini hak ve hürriyetler genişledi. Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırdı. Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Şanlıurfa'da öldü. Naaşı Halilürrahman Dergâhı'nda kendisine ayrılan yere defnedildi. Ancak iki ay sonra 27 Mayıs 1960'da bir askerî darbe oldu. Millî Birlik Komitesi hükümeti Bediüzzaman'ın kabrinin nakledilmesine karar verdi. 12 Temmuz 1960 günü mezarı Urfa'daki yerinden alınarak Isparta'ya götürülerek şehir mezarlığına gizlice defnedilmiştir.

VAN BÖLGE GAZETESİ: NİHAT AKARSU