Astımda hava yollarında mikrobik olmayan bir iltihap olduğunu ve bu nedenle hava yolu duvarının şiş ve ödemli olduğunu anlatan Doktor Eda Çelik, “Bu durum akciğerlerin uyaranlara aşırı duyarlı olmasına neden olur. Toz, duman, koku gibi uyaranlar ile hemen öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar. Astım her yaştan bireyi etkileyebilen ve kontrol altına alınamadığında günlük aktiviteleri ciddi olarak sınırlayabilen kronik bir hastalıktır. Astım tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur.” dedi.
“Belirtiler mevsimsel değişiklik gösterebilir”
Astımın ülkemizde yaklaşık her 100 erişkinden 5-7’sinde ve her 100 çocuktan 13-15’inde görüldüğünü ifade eden Doktor Eda Çelik, “Öksürük nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve hırıltılı solunum gibi belirtiler olur. Belirtiler tekrarlayıcı olup nöbetler halinde gelir. Genellikle gece veya sabaha karşı ortaya çıkar. Kendiliğinden veya ilaçlar ile düzelir. Bireye göre değişen bazı nedenler belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Belirtiler mevsimsel değişiklik gösterebilir. Astım hastalığını ortaya çıkarabilecek bir kan tahlili yoktur. Röntgen bulguları genellikle normaldir. Solunum fonksiyonu cihazları ile nefes ölçümleri (ilaçlı-ilaçsız) yapılarak tanı koyulur.” diye konuştu.
“Allerjisi olduğu şeylere maruziyetten kaçınmalıdır”
Astım tedavisinin amacının hava yollarındaki mikrobik olmayan iltihabın ilerlemesinin engellenmesi ve iyileştirilmesi olduğunu hatırlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzman Doktor Eda Çelik, Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Bülten’inde kaleme aldığı yazıda, “Bu hedeflere ulaşabilmek için tedavinin bileşenlerini şu şekilde oluşturur. Hasta/hekim iş birliğinin geliştirilmesi. Risk faktörlerine maruziyetin tanımlanması ve azaltılması. Astımın değerlendirilmesi ve tedavisi, eşlik eden hastalıkların ortaya konması ve tedavisi, tıbbi tedavinin izlenmesi. Astım tedavisinde kullanılan ilaçların hemen tümü nefesle alınan ilaçlardır. Bu şekilde ilaç akciğerlere daha hızlı, istenilen dozda ulaşır ve yan etkilerinden kaçınılmış olur. Astım belirtilerini tetikleyen risk faktörleri bireylere özgü olarak tanımlanmalı ve bu faktörlere maruz kalmaktan kaçınarak ya da en azından maruziyeti azaltarak astım belirtileri ve ataklarının gelişmesini engellemeye yönelik önlemler mümkün olduğunca her yerde yaşama geçirilmelidir. Hasta eğer varsa allerjisi olduğu şeylere maruziyetten kaçınmalıdır. Astımlı hasta sigara içmemeli veya pasif etkileniminden de kaçınmalıdır. Her hasta güncel tedavi planı, bu tedaviye uyum ve astım kontrol düzeyinin belirlenmesi açısından düzenli olarak değerlendirilmelidir. Muayene ve değerlendirmelerin sıklığı astımın başlangıçtaki şiddetine göre değişir. Tipik olarak hastalar ilk tedavi başlandıktan sonra 1-3 ay arasında ve daha sonra her 3-4 ayda bir değerlendirilmelidir.”