Aslan konuyla ilgili yaptığı aciklamada "Doğu ve G. Doğu Anadolu bölgelerinde hala önemli güçleri ve nüfuzları olan aşiretlerin sosyal, kültürel, tarihsel ve siyasal yönelimlerinin özellikle bölgesel açıdan etkili olduğu bilinmektedir. Aşiretlere dair yapılan araştırmalar, aşiretlerin bölünmediğini ve büyük kentlerde vakıflaştığını, dernekleştiği veya federasyonlaştığını ortaya koymuştur. Özellikle modernleşmenin etkisinin yanında kırdan kente doğru artan göçler ve köye geri dönüşlerin azalması ile birlikte gençlerin daha çok metropollerde hayatlarına devam ettiğini görüyoruz. Lakin bu süreç, bireyleri aşiretlerden koparmıyor, aksine hemşerilik bilinci ile birlikte aşiretlere dair bir aidiyet duygusu da geliştiriyor. Büyük kentlerdeki toplumsal kesimlerin aşiretler zemini içinde aşiretlerin dernek veya diğer STK’lara üye olduğunu biliyoruz. Böylelikle özellikle de gençler, aşiret bilincini kentlere taşımış ve geleneksel ağların, kent içinde de korunmasına yardımcı olmuşlardır" ifadelerini kullandı.
Aşiretlerin örgütlenme veya kurumsallaşma modeli verilebilecek en güncel örnek ise Kadim Aşiretler Federasyonu’dur. Kadim Aşiretler Federasyonu sadece aşiretlere dair her türlü süreci yönetmek ve analiz etmekle kalmıyor, aynı zamanda bir STK gibi çalışarak sosyal düzenin de bir parçası haline geliyor. Dönemsel olarak yapılan çalıştaylarda sadece Doğu ve Güneydoğu aşiretleriyle sınırlı kalmayarak, Türkiye genelinde tüm bölgelerde varlığını devam ettiren aşiretlerle de ilgilenerek tek çatı altında ülkenin birlik ve bütünlüğünü milli ve manevi değerlerin ışığında toplayarak bölgesel ve küresel bütünlüğümüzü sağlayacak çalışmayı yapan tek yapı Kadim Aşiretler Federasyonudur.
Bölgedeki, kimliksel ilişkiyi canlı tutan ve gençlerin aidiyet duygularını kaybetmelerinin önüne geçen Federasyon, bölgesel sorunların çözülmesinde önemli katkılar sunuyor. Federasyonumuz, tarafını toplumumuzun huzur ve güvenliğinden yana belirleyerek gücünü hem geleneğinden hem de iletişim ağları ile tarihinden almaktadır. Özellikle huzurun ve barışın sağlandığı bir dengede bölgedeki kimliksel ilişkiyi bozmadan geleceğe ait duygu ve beklentilerini sağlam temeller üzerinden inşa ederek önemli katkılar sunuyor. Zaman zaman bazı çevreler, aşiretler adına yaptıkları açıklamalar ile toplumumuzun birliğine ve kardeşliğine yarar değil zarar verdikleri görülmüştür. Bizim toplum olarak ayrıştırmaya değil birleştirmeye ihtiyacımız var.
Tarih boyunca Kürtler ülkemizin, ve bölgemizin barışı için en önemli toplumsal kesimlerden biri olmuş ve hiçbir zaman bölgesel istikrarın bozulmasına izin vermemiştir. Toplumsal barışı bozacak bütün oluşumların karşısında durmuştur. Sadece ülkemizde değil, Irak, İran ve Suriye’de de, toplumsal barışın sağlanmasına en fazla katkı sağlayan bir toplumdur. Kürtler, Türkler, Araplar, Süryaniler, Ezidiler ve diğer etnik ve toplumsal kesimler asıllar boyunca bölgede bir arada huzur ve barış içinde yaşamışlardır. Kadim Aşiretler Federasyonu da, bu kadim geçmişi koruyarak sahip çıkacaktır. Bu nedenle bizim milli ve manevi değerlerimizi birlik ve beraberliğimizi olumsuz yönde etkileyecek hiçbir oluşum ve açıklama federasyonumuzu bağlamamaktadır. Federasyonumuz bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı gayret ve samimiyetle toplumumuzun huzur ve güven içinde yaşaması için çalışmalarına devam edeceğini kamuoyunun bilgisine sunuyoruz" dedi.