Bir ara umutlanmıştım aslında, Van'ın turizmi kalkınacak diye.
Hani o dönemler vardı ya.
Van'ın tanıtılması gereken turistik yerlerini basın ordusuyla giderdi.
Görüntüler eşliğinde tam da yerinde doğal ortamında tanıtımını yaptırırdı.
Ö dönemler hakikaten çok renkli çok şenlikliydi.
Çok çalışır az uyurdu.
Van içeride dışarıda bilinçli tanıtılırdı.
Öyle üstünkörü dostlar pazarda görsün, koltuğu korumak için yapılmazdı bu çalışmalar.
Yani yarın benim halim ne olacak; şunu yaparsam beni görevden atarlar endişesi taşınmıyordu.
Zaten böyle idarecilerde başarılı olamazlar. Görüntülerde izlediğiniz gibi sayın seyirciler.
Van turizm de en parlak dönemini Prof. Dr. Zeki Taştan bey döneminde yaşadı.
Ben bu çalışmaların şahidi oldum.
Ama çok kısa sürdü bu başarı dönemi.
Zaten bizde çok çalışanı bir türlü hallederler o dönemde maalesef öyle oldu.
Bu çalışmayla ilgili bir fıkra öğrenmiştim burada anlatmayayım çok kişi anlamıştır sanırım.
Benim TV'de program yaptığım yönetici olduğum zamanlardı.
Van'ın turizmini çok işlerdim programlarımda.
Van'da turizmin adı bile yok.
Turizmi kalkındırmak demek, Van'da başta işsizlik olmak üzere birçok sorununun biteceği anlamına gelir.
Turizm haftası etkinlikleri başladı hem komik hem de sönük görüntülerle. Daha doğrusu malumu tekrarlarla… Yine yemek yarışması; falan filan.
Ama gerçekten kafayı yememek mümkün değil. Hani şair diyor ya; "Ol mahiler derya içredür deryayı bilmezler!"
Arkadaş resmen turizm cennetinde yaşıyoruz.
Bu kadar turistik değeriniz olacak ve siz bu nimetten hiç nasiplenemeyeceksiniz.
Bu ancak Van'da olur.
Peki neden? Hem atayan, hem de atanan sorunlu da ondan.
Anlayacağınız işin ehli meselesi.
İşi ehline verin sözüne uymayanlar kaybediyorlar beyler hala aklınızı başınıza almayacak mısınız?
Göstermelik törenleri geçin artık. Gerisi teferruat, yani eski hal eski hamam mantığı devam ediyor.
Bu günü kurtarma, göstermelik törensel etkinlikleri, nereden kaptık, kimler bize aşıladı Allah kabul etmesin.
Her halimiz törenlere dönüşmüş bir türlü gerçeklerle yüzleşmek istemiyoruz.
Nerem düzgün ki sözünden yola çıkarak başlayalım meseleye.
Çok düşünüyorum tilki kurnazlığı ile bizi aldatanlar gelince aklıma çılgına dönüyorum.
Seçimden seçime boş vaatler, Van'ı idare edemeyen siyasilerin, daha doğrusu uyduruk bahanelerinin yüzünden, ağır aksak yürümeye çalışan garip kent Van.
Çünkü bizi yöneten siyasilerin hiçbirinin gelecek kurguları arasında Van yok ki.
Siyasetleri bitince Van'da onlar için bitiyor.
Çünkü Van'a geçici bakıyorlar.
Yani Van'da vekillikleri bitince oturmayacaklar, ey anlamak istemeyenler!
Bu kentin siyasileri ile hesaplaşacağı gün gelecek mutlaka.
Biz hesap soracak gücü bulamazsak dahi Allah'ın hesap soracağı gün gelecek inşallah.
Bazen gücü elinde bulunduranların gücü, yalanı, iftirası, yeteneksizliği, bilgisizliği, cehalet ve zulmü altında eziliyoruz, sen mazlumların ve haksızlığa uğrayanların hakkını bunların yanına koyma Allah'ım,
Her seferinde Van'ın dünya değerlerinden bahsedilir ama dünyadan Van'a turistin geldiği yok. İran da olmasa halimiz yaman!
Dünyada Van ahirette iman buna amenna ama madem dünyada Van hani Van'da turist?
Van'a neden turist gelmiyor sorusunu yetkililere sorsanız. Terör ve güvenlik sorunu var, bu nedenle gelmiyorlar cevabını alırsınız.
Peki, bu ne kadar doğru?
Akdamar Kilisesi ayine açıldığında terör yok muydu?
Van Gölü'ndeki muhteşem mikrobiyolitler bulunduğunda terör yok muydu?
Van denizinde off shore yarışları yapıldığında terör yok muydu?
Flamingo festivali ve daha nice etkinlikler yapıldığında terör yok muydu?
Yani bir bomba patladığında işte terör var ne yapalım deyip kenara mı çekilmek gerekiyor?
Ha bir de şunu ekleyeyim. Turizmimiz sanki şaha kalkmış gibi bir de Van'ın güzide mekânı Akdamar'ın girişini de bombalamışlar!
Ya arkadaş siz dalga mı geçiyorsunuz Akdamar'a 10 liraya giriş mi olur?
Hiç mi düşünmediniz ya bu bölge turizme susamış; burayı 10 lira yapmak Van'ın turizmine büyük bir zulümdür.
Buraları kim özelleştirdi? Buradan gelen gelir nereye gidiyor? Siz kendinizi her sorununu halletmiş bir turizm kenti mi sanıyorsunuz?
Evet, ne yazık ki tüm yetkililer kenara çekiliyor, koltuğunda mesai dolduruyor.
Peki, neler yapılabilir?
Dünyanın tek sodalı gölü olan Van Gölü'nün çevresi çöplükle dolu.
Halen doğru dürüst bir sahili yok.
Ya çalıştırılmayan arıtma tesisine ne demeli?
Buyurun Antep Kalesi!
Antep kalesini gören her Vanlı, Van'a döndükten sonra Van Kalesi'ne utançla bakıyor?
Konya'da 80 binde devri âlem parkını görenler, Van'a döndükten sonra arabasını park edecek yer bile bulamıyor?
Birçok şehirde hayata geçen minyatür projesi Van'da yapılamaz mı?
Van esnafında Van'ı anlatan İngilizce-Türkçe broşürler var mı?
Uçan Van balığını dünyaya duyuran oldu mu? Bakın buraya yazıyorum; her yıl düzenlenen Van balığı festivali de bu yıl yapılamayacak? Yazın bir tarafa!
Bin yıllık tarihi camiler niçin ibadete açılamıyor?
Said'i Nursi'nin mekanları çürümeye terkedilmiş! İnanç turizmine açılsa nice yerli turist soluğu Van'da alır.
Başkale'deki Barthelemous kilisesi restore edilse açılışına Papa Françesko bile gelir ama yıllardır bu yapılmıyor?
Dağlarında kış turizmi yapılsa nice uluslararası dağcıları mekân tutar ama kimse bir şey yapmıyor?
Ha Kapadokya ha Vanadokya ama bırakın dünyayı Türkiye'de bilmeyen milyonlarca insan var.
Van'ın kuş cenneti olduğunu bazı Vanlılar bile bilmiyor.
Neyse ki Van kahvaltısı en azından biliniyor.
Bir tane Van yemeğini bilen var mı, yok?
Yetkililer saat dolduruyor oysa dur durak bilmeden tanıtım yapılmalı.
Çalışanlar, tanıtım yapanlar işi götürüyor görmek isteyenlere.
Adamlar işi biliyor.
İşi bilen bize geldiğinde bildiklerini unutuyor, ya da unutturuluyor.
Projeler ortaya konmalı, önce yerli turistlere ardından yabancı turistlere ulaşılmalı.
Uluslararası turizm fuarlarında yer alınmalı.
Uluslararası tur operatörleri ile bağlantı kurulmalı ve bu bağlantı terör bahanesi ile kesilmemeli.
Ha şunu da ekleyelim!
Bu sorunlar sadece Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün mü? Elbette değil. Yatırımlar için paranın önemli bir kaynağı da Van Büyük Şehir Belediyesi'nde. Buradaki kültür ve turizm daire başkanlığı da derhal harekete geçirilmeli!
Bu konuda yeni Gelen Sekreter Mustafa Beye çok iş düşüyor. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Dair başkanlıkları bir araya getirilmeli. Ortak projeler üretilmeli. Bir ilde kültür ve turizmle ilgili iki birimin olması ve durumun bu raddede olması hoş bir şey değil!
Hem Ankara'da hem yerelden bu sorunlar ortak akılla bir an önce halledilmeli.