VANSPOR VE BİR BAŞARI HİKÂYESİ

Farklı yönleriyle bir Van spor değerlendirmesi daha yapayım istedim futbol ve Van'ı sevenler için.
Uzun bir aradan sonra Van adına sevindiren bir olaya şahit olduk. B.B. Van Spor çok zahmetli ve yorucu günlerin geri bırakıldığı günler sonrasında 2. Lige yükselmiş oldu. Bu başarının önümüzdeki günlerde Van adına nice güzel günlerin müjdesi olduğuna inanıyorum.
Elbette bu başarı öylesine elde edilmedi. Ortada gerçekten "azmin, samimiyetin, inancın, fedakârlığın ve kararlılığın" hikâyesi var. Elde edilen başarı elbette ki alkışlanmalı ama bence perde arkasında kalan bu mücadele her şeyden önce alkışlanmalı ve bu başarı hikâyesine imza atan kahramanların hakkı bilinmeli ve takdir edilmeli.
Bundan yaklaşık 1,5 yıl öncesine gittiğimizde 3. Ligde mücadele veren, oluşturulan yönetimlerle belli başarı hedeflerine ulaşmak için çaba ortaya koyan ama başta ekonomik sorunlarına çözüm bulunmadığı için yönetimde istikrarsızlığın yaşandığı bir B.B. Van spor vardı. Bu durum başta takımın genç futbolcularının inanç ve motivasyonunu olumsuz etkilerken Van'daki futbol severler açısından da hayal kırıklıklarını beraberinde getiriyordu.
Sonrasında Van kamuoyunun özellikle iş adamı kimliği ve Ak Parti siyasetinden de yakından tanıdığı Servet Yenitürk sürpriz bir kararla B.B. Van Spora başkan oldu. Her ne kadar futbol tecrübesi az olsa da samimiyeti, çalışkanlığı, kararlılığı ve en önemlisi takımın başarı elde edebilmesi için gerekli olan ekonomik katkıyı çok ciddi şekilde ortaya koyarak takıma sahip çıktı. Başta ülke futbolu açısından marka isimlerden olan Feyyaz UÇAR'ı takımın renkleri ile buluşturup ulusal düzeyde bir tecrübeyi teknik direktör olarak transfer etmiş oldu. Ve devamında birçok genç yetenek takıma kazandırıldı. Tabi ki özellikle ilk yıl takımın uyumu ve sezonun başarı grafiğinin yükseltilmesi hedefi elde edilirken 2018-2019 sezonu için net bir hedef ortaya konmuştu; 2.liğe çıkmak.
Servet Yenitürk başkanlığında, Feyyaz Uçar teknik direktörlüğünde devam eden mücadele de ilk haftalar istenen sonuçlar alınsa da sonraki haftalar takımın performansı düşmeye, maçlardan istenen sonuçlar-puanlar alınmamaya başladı. Her takımın mücadele verirken doğal olarak karşılaşabileceği böylesi sonuçlar karşısında kulüp başkanı olarak Servet Yenitürk ve takım teknik direktörü Feyyaz Uçar ciddi eleştirilere maruz kaldılar. Bu eleştiriler sonrası teknik direktör Feyyaz hoca istifa kararı verdi. Ve yerine Hasan Erkin Şimşir bayrağı devraldı.
Başta takımın ekonomik yükü olmak üzere yönetimsel olarak kongrede seçilen yönetim kurulu üyelerinden ve ilgili resmi muhataplardan ve takımın başarısı için destek sözü veren iş adamı, STK ve siyasetçilerinden gerekli desteği alamayan Servet Yenitürk yine sürpriz bir kararla başkanlıktan istifa ettiğini açıklayarak olağanüstü kongre kararı aldıklarını açıkladı.
Olağanüstü kongre tarihi öncesi takıma daha iyi sahip çıkacak birileri olur, Van spor sahipsiz bırakılmaz diye düşünülürken ne acı ki kimse göreve talip olmadı. Bir açıklama yapılmadı. Ne siyasiler, ne iş adamları nede önemli STK temsilcileri bir güç birliği oluşturabilecekken herkes olayı tribünden seyreder gibi seyrede durdu. Sorumluluk almaktan kaçındı. Hatta Van Spor bu süreçte eğer önündeki maç için deplasmana gidemezse federasyon tarafından ciddi hak kayıpları ve cezalarla karşılaşacakken bu sessizlik yaşandı.
Yine Servet Yenitürk bir açıklama yaptı ve takımı bu süreçte asla yalnız bırakmayacağını, gerekli tüm maddi ihtiyaçlarını giderek maça gitmeleri için gerekli tüm hazırlıkların yapıldığını kamuoyuyla paylaştı. Ve takımda o hafta ortaya konan bu samimiyet, fedakârlığın karşılığı olarak galibiyetle şehre döndü.
Günler ilerleyip olağanüstü kongre günü geldiğinde ise yine alışık olduğumuz manzara vardı. Bu şehirde mangalda kül bırakmayan, şehre, gençliğe, sahip çıktıklarını söyleyen bir tane babayiğit oluşturduğu ekibiyle çıkıp ta;
-"Bundan sonra şehrimiz adına bu sorumluluğu biz taşıyoruz" demedi nedense!
Ve olağanüstü kongre gerekli çoğunluk ve takımın sorumluluğunu devralacak yeni başkan adayı olmadığı için kongreyi ilerleyen bir tarihe erteleme kararı aldı.
Ve tabiki yine Servet Yenitürk başkanlığında devam eden takım zor günler ve zor maçlar ortaya konan bu fedakârlık ve samimiyetten, inançtan aldığı enerji ve motivasyonla başarı grafiğini sürekli yükselterek son maça kadar küllerinden doğan Anka Kuşu misali bir başarı hikâyesinin yazılmasını sağladı. Ve nihayet final maçında Esenler Erek sporu 2-1 yenen B.B. Van spor 2.liğe yükselmiş oldu.
Neden son iki yazımda da Van spora değindiğimi bu kadar detaylı olarak süreci özetlemek istedim biliyor musunuz? Yazının başında da ifade ettiğim gibi elde edilen başarının nasıl, hangi sıkıntılı günler geride bırakılarak, kimler tarafından bugüne getirildiğini hatırlamak ve hatırlatmak istedim.
Hiçbir başarı tesadüf olamadığı gibi, B.B. Van sporun 2. liğe yükselişi de öyle kolay olmadı. Bu başarı ardında büyük bir başarı ve fedakârlık hikâyesini barındırıyor.
Final maçı öncesi herkesin başarıya ortak olmak, katkı sunmak adına taraftarın Ankara'ya gitmesi için verdikleri destekte takdire şayandı. Bu şehrin tüm farklılıklarına rağmen istenirse nasıl bir araya gelebileceğini, kenetlenebileceğini, ortak sevinç ve hüzünde buluşabileceğini bize tekrar hatırlatmış oldu.
Şimdi sıra bundan sonra neler yapılacağında.
Başarıyı elde etmek belki mümkün ama onu korumak elde etmekten daha zor. Başarının kalıcı olması, sürdürülebilir olması esas konu. Tüm dikkatler, enerji, kaynaklar buna odaklanmalı artık.
Şunu bir kez daha gördük ki; bu şehrin birlik ve beraberliğini sağlamak, aynı potada buluşturmak hiçte zor değil. Yeter ki siz insanların eline haklı ve gerçekçi bir gerekçe sunun.
Son aylarda ama özellikle son birkaç haftada şehrin sokaklarında heyecanla gençlerin kenetlendiğini, kol kola girdiğini gördük. Düne kadar belki de elinde taş, molotof olan gençler ellerinde bayraklarla heyecan ve umutla bu şehrin caddelerinde gezmeye başladı.  
Siyaset ve siyasetçiler bu şehrin evlatlarını ötekileştirmekten, kavga ve terörden korumak, gençleri şer odakların hain emellerinden korumaları gerekirken bunu tek başına spor yaptı ve inşallah yapmaya devam edecek. Hiç şüphesiz bunu Van sporun mücadelesi, azmi ve başarısı sağladı.
Spor ama özellikle futbol artık büyük bir sektör ve endüstri haline geldi. Kendi içinde büyük bir ekonomiyi yönetir halde. Yerel olarak Van sporumuza sahip çıkarsak hiç şüphesiz önümüzdeki günlerde ilimiz adına futbol esnaf ve tüccarımız için önemli bir gelir kaynağı haline dönüşmüş olacak. Ve inşallah 1.lige çıktığımızda asıl o zaman işin rengi değişecek ve kazanımlarımız daha da fazlalaşmış olacak. Bunu Van spor 1. liğde mücadele verdiğinde tecrübe etmiştik.
Sporda başarılı olmak beraberinde şehrin turizmine de katkı sunacak ve bu güzelim şehre diğer şehir ve bölgelerden gelen kardeşlerimiz varsa önyargılarını kıracak tanışmalara imkân bulacak, kadirşinas Van'lıların misafirperverliklerini, dostluklarını tecrübe edecekler. Buda ülke olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberliğin sağlanması için gerekli zeminin pekişmesine katkı sunacak.
Spor turizmi açısından yanı başımızda Erzurum sahip olduğu kamp merkezleri, spor tesisleri ve kulüplere sunmuş olduğu imkânlarla bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda.
Bunu neden Van'da başarmayalım ki?
Bir an önce artık stadyum sorunumuzu kalıcı olarak çözüp, hemen ardından gerekli altyapı çalışmalarıyla şehrin doğru noktalarına kamp ve spor tesisleri kurmak gerekiyor. Burada da özellikle iktidar partisi milletvekillerine çok iş düşüyor. Artık havanda su döğmeyi bir tarafa bırakıp çok acil bir şekilde bu soruna çözüm bulmaları gerekiyor.
Sahip olduğu coğrafi, kültürel ve tarihi mirasıyla bölgenin en önemli şehri olan Van, spordaki başarıyla bir marka şehir haline getirilebilir. Bölgede terör ve ekonomik sorunlarla boğuşan diğer illerde kendilerine rol model olacak Van'ı takip edebilirler. Bu bir domino etkisine dönüşebilir. Bunu başarabiliriz.
Ama bu topyekûn Van'ın birlik ve beraberliği ile ilgili muhatapların her birinin kendi üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmesiyle mümkün olacak.
Son birkaç haftadır bu konuda gösterilen özveri, desteğin kalıcı bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Her türlü şahsi hesaptan uzak kenetlenmek gerekiyor.
Şunu unutmamak gerekiyor ki kaybeden VAN ise herkes kaybediyor. Kazanan VAN ise, hepimiz kazanıyoruz. Nice başarı hikâyelerini yazmak adına kalın sağlıcakla.
NOT: Bir konuya da değinmeden edemeyeceğim. Bugün ortada Van spor adına bir başarı varsa bu başarı da en fazla pay sahibi olan tüm zorluklara rağmen takımı yalnız bırakmayıp maddi manevi fedakârlıkta bulunan Servet Yenitürk güçlü bir destekle kulüp başkanlığına devam etmeli. Zorluklar aşılıp, başarı elde edildiğinde kupa kazanıldığında birileri gözünü kulüp başkanlığına dikmemeli. Kimse sorumluluk almaz, başarıya inanmazken başarıya, ekibine ve bu şehre inanan Servet Yenitürk hak ettiği makamda kongrede görevine devam etmelidir.