HER GECEYİ KADİR, HER GÖRDÜĞÜNÜ HIZIR BİLMEK

           Ramazan ayının sonlarına yaklaşırken aynı zamanda bin aydan daha hayırlı gece olan Kadir Gecesine de kavuşmanın heyecanını yaşamaktayız. Zamanlar ve mekanlar kendisinde meydana olaylardan, tecellilerden dolayı değer kazanır. Kadir gecesini de bu kadar değerli kılan, hayat rehberimiz, kitabımız,  Kur’anımızın bu gecede yeryüzüne inmeye, bütün kainatı aydınlatmaya başlamasından dolayıdır.

 

        Konuyla ilgili olarak Kur’nı Kerimin 97. Suresi olan Kadir suresinde şöyle buyurmaktadır: “Doğrusu, Biz, Kuran'ı kadir gecesinde indirmişizdir.
Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir”.

 

       Kadir gecesini boşa geçirmemek gerekir. Zira bin ay 83 yıla tekabul ediyor. Bu gün ortalama ömrün 60-70 yıl olduğu da göz önünde bulundurunca bu gecenin ne kadar kıymetli bir gece olduğu daha da iyi bir şekilde anlaşılır.

Sevgili Peygamberimiz (sav) bu gecenin faziletini, bu geceyi iyi bir şekilde değerlendirmenin faziletini hadisi şerifte şöyle açıklamaktadır: “Faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari  İman 25,27. Savm 6)

 

                 Müslüman, Allah’tan ve O’nun Resulünden gelen her şeyi tereddütsüz kabul eder. Yaptığı ibadetlerin de mükafatını da sadece Allah’tan bekler. İşte kadir gecesini yani Kur'an'ın indiği bu kutlu geceyi değerlendirmek bin aylık bir ömrü hayırla geçirmiş olmak yani bereketlendirmek anlamına gelmektedir.

Bir başka ayeti kerimede de Yüce Allah: “Biz Kur'an'ı mübarek bir gecede indirdik.” (Duhan 44/3) diye buyurarak Kadir gecesinin mübarek bir gece olduğu da açıklanmış bulunmaktadır.

 

      Bizlere birer fırsat olarak, günahlarımızdan tövbe edip arınmak için bahşedilen Kadir gecesi ve diğer kıymetli gecelere ait özel bir bir ibadet şekli dinimizde yoktur. Müslüman, bu mübarek zamanları tövbe ile, istiğfar ile, dua ile, Kur’an tilavetiyle, varsa kaza namazlarını kılarak değerlendirebilir. Zaten ibadetler sadece bir geceye, bir güne hasredilmez. Kişi nefes aldığı sürece, aklı başında olduğu sürece Allah'a karşı kulluğunu yerine getirmelidir. Ne güzel söylenmiş; her geceyi kadir, her gördüğünü hızır bil.

 

          -Hz.Âişe radıyallahu anhâ   Hz. Resulullah (sav)’a sorar:

- Ey Allah'ın Resulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?

Resulullah (sav) cevaben şöyle buyurdu:

 

      -“ALLAHUME İNNEKE AFUWWUN TUHİBUL AFWE FE’FU ENNİ”

- "Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et" (Tirmizi Daavat 84). Bu güzel duayı bizlerde dilimizden eksik etmeyelim.

 

       Şimdi dünya durdukça her sene bu kıymetli zaman dilimleri de gelip gidecektir. Ancak, biz faniyiz, ömrümüz sınırlıdır. Bir sonraki Ramazana, bir sonraki Kadir gecesine veya diğer kıymetli zaman dilimlerine kavuşup kavuşamayacağımızı bilemiyoruz.
Hal böyle olunca fırsatı kaçırmadan, içerisinde bulunduğumuz Ramazanı ve idrak edeceğimiz Kadir gecesini ömrümüzün son Ramazanı, ömrümüzün son Kadir gecesiymiş gibi iyi bir şekilde değerlendirmeye çalışalım.

YORUM EKLE

banner29