YETENEKLERİN ÜSTÜNDE OTURAN ACEMİ YÖNETİCİLER…

Neden hep beraber konuşup tartışıp çözüm aramıyoruz?

Kentin kalitesini nasıl arttırabiliriz diye?

Çok sesliliği oluşturamıyoruz ve hep sorunlu bir il olarak kalıyoruz..

Peki, konuşma nasıl olacak?  Tabi ki bilgi sahibi olarak, tecrübeyle, istişareyle.

Herkes her şeyi bildiğini iddia etmekten vazgeçecek. Bilmeyenler bilmediğini kabul edecek.

Hiç bilmediğimiz, ortalıkta görünmeyen, kirlenmekten utanan, saygıdeğer, bir tarafa itilmiş, küstürülmüş  insanların fikirlerini yeniden öğrenmemiz onları dinlememiz lazım..

Yeni yüzleri ortaya çıkarmamız lazım. Birçok konuda değişim lazım!

Van’ın bütün meselelerini 40 yıldır 5-6 kişi konuşuyor.

Van’ın siyaseti 40 yıldır Van’da 5-6 ailenin elinde yönetiliyor.

Sadece kendilerine ve ailelerine çalıştılar…!

Bu tekelcilikle, hanedanlıkla Van’ın gelişmesini nasıl beklersiniz?

Van’da yıllarca TV programları yaptım. Gördüğüm şu ki tartışılmayan neredeyse az konu kalıyordu.

Bugün Van hiçbir şeyi tartışmıyor, asıl sorunlar gündeme gelmiyor.

Basında da kentin sorunları fazla tartışılmıyor çokça gündeme gelmiyor.

Önceleri birçok meslek ve düşünce STK’ları kısır da olsa, cılızda kalsa kentin farklı yerlerinde Cuma namazı çıkışında ilimizde ülkemizde ve dünyadaki haksızlığı zulmü dile getiren tepki gösterilen açıklamalar yapılıyordu.

Şimdi bir şey yok çünkü farklılıklar bir araya gelemiyor ortak paydada buluşmayı bile kabullenemiyoruz.

Allah aşkına bu kentte hiç mi sorun yok? Bu sığlıktan ve kısır döngüden derhal kurtulmalıyız.

Yeni fikir üreten insanlara ihtiyaç var. Hem de çok…

Farklı fikir ve düşüncelere ulaşmalıyız. Çıtayı yükseltmemiz, kaliteyi arttırmamız lazım.

Kendimizi yenilemeliyiz zamanın ruhuna uymalıyız anlamalıyız.

Gelişime açık ve hazır olan çok az insanımız var ve aşırı tekrara düşüyoruz yerinde sayan bir il durumuna geldik.

Kendisini geliştiren, toplumu düşünen yenilikçi beyinler lazım…

Hatta üreteni, çalışanı, başarılı olanları da gömdük bir yerlere.

Üstelik onları kabiliyetsiz, yeteneksiz, tecrübesiz yöneticiler gömdü.

Gömdüler de üstlerine oturmak istediler. Çünkü yeteneksizliklerinin onların kabiliyetleri altında boğulmasından korktular.

Çünkü onlar Van’da yıllardır başarı gösteren idarecilerdi. Zor değil kısa bir araştırma yapalım. Bu kentte birçok başarılı idarecinin küstürüldüğünü, görevden uzaklaştırıldığını göreceksiniz. Oysa bu bürokratlar kendilerine yazık ettiler. Çünkü tecrübesizlik ancak akılla örtülür. Eğer bir insan tecrübesiz ama akıllıysa başarılı idarecilere yaslanır. Onlarla büyür.

Ancak şimdiki zamanda yönetici makamında olanlar hem tecrübesiz hem de akıllarını kullanmaktan acizler.

Oysa idealsiz, gayesiz, amaçsız insanlar yönetici olmamalı çünkü kentimize çok zarar veriliyor…

Yaşadığı şehri tanımayan kurumu hakkında bilgi sahibi olmayan o şehri yönetemez idareci olamaz..

Van’ın ilçelerini sayamayacak yöneticiler ve siyasiler var.

Van’ın öğrenci sayısını, genç nüfusunu bilemeyecek siyasiler, bürokratlar var..

Bir buçuk milyon insanın sorumluluğunu bilmeyen, adaletin bilincinde olmayanlar toplumu yönetmeye talip olmamalı.

Van Gölünün dünyanın en büyük gölü olduğunu, korunması gerektiğini bilmeyenler yönetici olmamalı.

Van gölünün ölmesine seyirci kalanlar bu ili yönetemez..

Akdamar adasının, Van kedisinin ne anlama geldiğini bilmeyenler bu kent için çözüm üretemez.

Siyasilere, STK’lara Van’ın kaç tane sigortalı insanı var sorsanız bilmezler ne kadar vergi toplanıyor bilmezler ne kadar işsizi var bilmezler…

Çünkü bilmek için derdi yok. Derdi olmayanlar da kenti düşünmez. Çokta umurlarında değil ki.. 

Otellerde yatan herkesi turist olarak kabul edip her şeyi süslü gösterme hastalığından vazgeçersek kamuoyuna gerçekleri görmeyi ve göstermeyi akledersek öğreniriz…

Bu insanlar hastalıklı bilgilerle önce kendilerini kandırıyorlar ve sonra kendilerini kendi yalanlarına inandırıyorlar sonra halkı ikna ettiklerini sanıyorlar!

Bu kentin kanayan yaralarıyla derdiyle dertlenmeyenler bu kente fayda sağlayamazlar.

Sorsanız kurumlarda kaç kişi maaş alıyor bin kişi diyecek, peki kaç tanesi işe geliyor yarısı.

Kaç tanesi bankamatik memurudur? Yıllardır aşamadık bu sorunu çözemedik neden çözemedik?

İtiraz edildiğinde işe gelmeyenler onun bunun adamı diyorlar sakın dokunmayın başınıza bela almayın diye korkutuyorlar soranları.

Kurumların çoğu kirlilikten hantallıktan çözümsüzlükten kurtulamıyor.

Nedeni ise işe gitmeyenlerden kaynaklanıyor.

Hak eden adamı işe almıyoruz hak etmeyeni de işe getiremiyoruz.

Sonra haktan hukuktan adaletten bahsediyoruz olmuyor beyler olmuyor kimseyi kandıramazsınız.

Böyle yapanların sonunun nasıl olduğunu gördük hala ders alamadıysak cezası büyük olur haberiniz ola.

Yıllardır bas bas bağırıyorum, bazen yalvarıyorum bu yollar ve kaldırımlar kimi yerler yılda bir kimisi iki yılda bir yıkılıp yapılıyor yepyeni taşlar kaldırılıyor yerine aynı benzeri taşlar bırakılıyor değişik olsa ne ise yapboz tahtası gibi olmuş ilimiz kimin parası gidiyor beyler yazık günah değil mi?

Daha önemli ihtiyaçlar öncelikler var. Böylemi bu kenti geliştireceğiz? Bu mudur kente katkı sağlamak?

Bu memleketin bu kadar lüksü yok arkadaşlar birilerine para kazandıracak 3-5 müteahhidi zengin edecek lüksü olmamalı.

Hesap soracak sorgulayacak mekanizmaları işletecek hakkaniyete ihtiyaç var.

Ne olursa olsun işimiz zor zoru başaranlar dürüst insanlardır.

YORUM EKLE