Anayasa metinleri için toplumsal mutabakat dendiğini biliyoruz. Bu metnin hazırlanmasında halkın oyuna 12 Eylül 2010 tarihinde gidilmişti. O zaman öne çıkan cümle şuydu. "Yetmez ama evet." Bu seferki anayasa değişikliğine de "yetmez ama evet".
12 Eylül 2010'daki değişime karşı çıkanlar Türk solu, Kürt solu, Kemalistler, ulusalcılar vs.ler olmuştu. Darbe anayasasının azda olsa değişimine karşı çıkanların tamamı hemen ertesi günü adliyelere koşarak referandumla yapılan değişiklikten dolayı darbe anayasasının ve generallerini yargılanmasını istediler.
Şimdi 18 maddelik bir değişiklik yapılacak burada en önemli olan şey parlamenter sistemin başkanlıkla yönetilmesini gerektiren değişikliklerdir. Bazı kesimlerin ısrarla anayasa değişikliğini AK Parti'yle ilişkilendirerek özellikle CHP başta olmak üzere Türk solu-Kürt solu ve ulusalcılardan Yalçın Küçükler, Doğu Perinçekler vs!..
Bütün bu çevreler AK Partinin getirdiği yeniliklerin değişimlerin Türkiye'nin elini güçlendireceğini hazmedemedikleri için kabullenmemektedirler, bu da halk nazarında son derce sakıt ve yanlış olarak görülüyor. Madem sorun AK parti ise o zaman halkı ikna etmeye çalışın halk size inansın güvensin ve sizin istediğiniz değişikliği yapsın. Bunu başaramadığınız için ki, hiçbir zaman başaramayacaksınız bu sefer çareyi karşı çıkmakta buluyor ve başaramıyorsunuz.
Eğer AK Parti beğenilmiyorsa yapılacak olan ilk seçimlerde oy verilmeyerek saf dışı bırakılır, Ancak hayati öneme haiz olan böylesi bir durumda inat sürdürmek doğru değil. Deniliyor ki, paket geçerse bu AK partinin başarısı olur!..
Evet, dorudur AK Partinin başarısı olur, çünkü AK Parti yaptığı, yapacağı işlerde halkı ikna edebiliyor, buna mukabil muhalefetlik yapanlar sadece gerilim üretiyorlar. Ayrıca AK Partinin başarısı olur denilen şey ülke insanının da başarısı olacaktır. Çünkü tercihi halk sandığa giderek yapacaktır…
Evet'te çıkabilir hayır'da, ne evetçiler nede hayırcılar vatan haini olmaz, hayırcılar evet çıkacağına kendilerini o kadar inandırmışlar ki, halkı ikna etme yerine gerilim üretmekte evetçileri vatan hainliğiyle suçlamaktadırlar.
Oysa Türkiye'deki halklar darbeci vesayetçi çevrelerin hazırladıkları anayasalardansa daha özgür bir anayasayla karşılaşacaklardır. İster istemez vatandaş soruyor, kendi özgürlüğümüzün, kendi geleceğimizin önüne AK Parti başarısıdır diye barikat koymaya hakkımız var mıdır?..
Bu ülkenin geleceği için büyük bir öneme sahip olan bu değişikliğin göz ardı edilmesi halka uzak ama halkçı görünen çevreleri memnun edecektir. Oysa bütün bunların AK Parti'ye mal edilmemesi daha doğru bir yaklaşım olur.
Bu ülkenin yaşadığı birçok sıkıntı hepimizin yıllardır dile getirdiği sıkıntılardır ve bunların çözümü yolunda bir düzenleme getirip getirmediğine bakılmalıdır. Bunu sırf AK Parti yaptı diye sekteye uğratmak, huzur ortamının gelmemesi için bir takım girişimlerde bulunmak doğru bir yaklaşım değil.
Muhtemelen Nisan yapılacak olan referandumda halkımızın da büyük bir kesimi doğru karar alarak, ülkenin önünü açacaktır. Bir taraftan bizleri yöneten insanlara bazı baskılar oluştururken birey olarak halk olarak bilinçlenip bilinçlendirme gayreti içerisinde üzerimize düşen insan olma vasfının gereğini yerine getirmeliyiz.
Ne zaman birlikte yaşamayı, birbirimizin fikirlerine karşı saygıyı, birlikte ağlamayı gülmeyi, birlikte haykırmayı öğrenirsek o zaman her türlü çabamız anlam kazanacak zalimin yaptığı yanına kar kalmayacak mazlumun gözyaşı daha az akacak.
Hemen, hemen her konuda aktif görüş ve düşünceleriyle meydanlara çıkarak cesur tavırlarıyla gündem oluşturabilen, yapılan haksızlıklara kaşı sessiz kalmayan genç sivillerin düşünce, inanç ve yaşam tarzları ne olursa olsun fark etmiyor.
Dikkat edilirse ortaya attıkları her konu ideolojik olmaktan ziyade halkın yaşadığı realiteye yönelik olduğu için hemen anlam kazanmakta taraftar bulmaktadır. Anayasa paketi gibi önemli bir konuda da cesurca ortaya çıkan bu güzel insanların varlığı sürdükçe despot yapılar bu sefer olmasa da, başka bir zamanda dahi olsa değişecektir, hezimete uğrayacaktır.
Yinede “Yetmez ama evet” demek için sandığa gitmekten başka bir seçeneğimiz oktur güçlü Türkiye ve özgür yarınlarımız için!..
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.