Acaba Müslümanlar Allah'ın kitabını ne zaman anlayacaklar?
  Ne zaman Allah'ın kendileri için belirlediği seviyeye ulaşacaklardır?
Bunun tek yolunun Kur-an ve Resulullah'ın(sav) uygulamalarında bulmamız mümkündür.
Allah'ın yüce iradesi mazlumlara her zaman yardım eder. Hakkı çiğnenen zayıfların güçsüzlerin mahrum bırakılanların elinden tutar ve böylece batıl temelinden çöker, hak yerleşir, kökleşir, hakkı savunanlar zafere erer, galip gelirler.
Bunun gerçekleştiğini ve her zaman gerçekleşeceğini yüce kitabımız Kur-an'ı kerim tarihten şu örneği vererek göstermektedir.
"Bunlar, apaçık Kitabın ayetleridir.
Mümin olan bir kavim için hak olmak üzere, Musa ve Firavun'un haberinden (bir bölümünü) sana okuyacağız.
Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü güçten düşürüyor, erkek çocuklarını boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.
Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim. (Kassas:2-6)"
Bu ayetleri okuduğumuzda batılın nasıl azdığını, güç ve kuvvetiyle nasıl gururlandığını, azametine nasıl güvendiğini, kendini takip eden Hakkın gözünden nasıl gafil olduğunu, elde ettiği şeylerle nasıl zevke sefaya düştüğünü, nihayet Allah'ın şiddetli azabına maruz kaldığını görürüz.
Bu ayetleri ve benzerlerini gördükten sonra Allah'a, Resulüne ve Kitabına iman eden Mümin milletler için ümitsiz olmaya bir sebeb yoktur.
Acaba Müslümanlar Allah'ın kitabını ne zaman anlayacaklar?
Kâinattaki her şey bu kutsal varlığa bir ikramdır. "Sizin için yerde olanların tümünü yaratan o’dur.(Bakara:29)"
Şerefli bir varlıktır "Andolsun, biz Âdemoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. (İsra:70)"
Her şeyin kıymeti, insanın varlığıyladır.
İnsanın kıymeti ise imanı, ahlâkı, insanlığa faydalı olması, hiçbir varlığa zararı olmaması, yüce bir davayı insanlık adına temsil edip, bu davanın çilesini, ızdırabını çekmesiyledir.
İnsanın yaratılışı ve oluşum evreleri ile ilgili ayetler, insana kendisini kısmen tanıtır, ilgisini kendi varlığına çekerken, aynı zamanda insanın kendi yapısını ve özelliklerini tanımasının gerekliliğine de işaret etmekte ve buna teşvik etmektedir.
İnsanın güzel bir takvim, yaratıkların en üstünü olarak yaratılmış olması Allah'ın tercihi olan bir haktır. Durmayıp azgınlaşarak aşağıların aşağısına yani esfele safiline düşmesi ise insanın kendi tercihi olarak karşısındadır. İsterse en üst seviyeye isterse en aşağılık bir duruma düşebilmektedir.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.