Abdullah Aras Vanlı olmamasına rağmen birçok Vanlıdan, Van için önemli isimlerden biri.
  MUİASD Van şubesi başkanlığına seçildikten sonra yaptığı işlerden biri basında ayrım yapmaksızın, şucu bucu ayrımına ihtiyaç duymaksızın herkesi çağırması oldu.
Ağır hastalığıma rağmen katıldım, benim için önemli bir değişiklik olduğu gibi bütün basın emekçilerini de bir arada görmüş oldum.
Aras, ilahiyat akademisyenliğinin yanında, iyi bir iş adamı-esnaf-tüccar, sanırım AK Partide de en uzun süreli il başkanlığı yapmış olan siyasi tecrübeye de sahip önemli bir isim.
Aras, bu alanlarda edindiği izlenim tecrübelerini hem Van siyasetinin şekillenmesinde hem de iş alanları ve istihdam noktasında Van’a MÜSİAD’a artı katacağından eminim.


      Aras, yaptığı konuşmada kentin özellikle ekonomik anlamda gelişmişliğinin önündeki engeller, bankaların bölgeye bakışı ve buralarda yaşayan esnaflara tüccarlara karşı haksız uygulamaları.
Kapıköy sınır kapısının önemi, tekstil kentin kent için önemi bu tekstil kent sayısının artırılması vs. gibi konulara değindikten sonra, Konuşmasının sonunda özellikle Van basının içinde bulunduğu içler acısı duruma parmak basması oldukça dikkat çekiciydi.
Basın dışında konuşulan basınla ilgili durumu anlatırken basının aslında kentimiz için çok önemli olduğunu ancak, İşlerini yapmak yerine birbirleriyle adeta yarış ve ötekileştirme içinde olmaları hem kendilerine hem de ilimize büyük zarar verdiğini söyledi.
Adeta yalvarırcasına bırakın kendi aranızdaki basit tartışmaları, ötekileştirmeleri, küçümsemeleri birbirinizle kenetlenin çağrısında bulunması bile siyasal ve sosyal alanda edindiği tecrübenin sonucudur.


      Herhangi birinizin yaptığı yapacağı bir işte diğer ona ayak bağı olmasın, aksinde desteklesin, demekle de ortak hareket etmenin öneminde gösterdi…
Dergi, gazete, radyo bunlardan herhangi birinin düzenlediği yarışmalar nedeniyle diğerleri tarafından karalanmasın, desteklensin varsa eksikliklerinin giderilmesine çalışsın…
Acaba Aras bu söyledikleriyle haksız mıydı?
Hayır! Haklıydı çünkü basının bırakalım görüntüsünü realitesi buydu.
Buna kimsenin itirazı var mı?..


          Hep söylüyorum eğer siz kendi değerlerinizi basite alırsanız hiç kimse sizi ciddiye almaz, böyle bir beklenti içinde olmanız da doğru olmaz.
Herhangi bir alanda bir çalışma yapmak isteyen bir arkadaşa kendi arkadaşlarının dışında, kimsede karalama basite alma küçümseme, iftira vs. geldiğine tanık oldunuz mu? Hayır…
Gazeteci, köşe yazarı, gazete sahibi, muhabir toplantıda her kesimden bulunanların hiçbirinden itiraz çıkmadı, çıkamazdı. Çünkü görünen köye kılavuza gerek yoktu.
Gazeteciler olarak toplumsal sorumluluğumuzun siyasilerden STK’lardan daha fazla olduğunu unutmamamız lazım. Bu kesimin yazdıkları yazacakları o memleket için ayna niteliğindedir. Özellikle Aras’ın bu çağrısı da yerinde bir çağrı oldu. Gazetecilik mesleği noktasında herkes farklılığını bir kenara bıraksın en azından “Van için hep beraber olun”.


     Bence, gazeteci, köşe yazarı, gazete sahibi, muhabirler olarak hem kendimiz hem kentimiz için başka bir lüksümüz olmamalı ve bu uyarıyı dikkate almama gibi bir anlayışımız olmamalıdır. Gazeteciler fikirlerini düşüncelerini ideolojilerini yapacakları habere, yazacakları makaleye kanalize etmeden de işlerini yapabilirler. Herhangi bir etkinliği karalama küçümseme yerine sessiz kalarak destek verdikleri imajını da deneyebilirler.


        Bir kentin geleceği kalkınmışlığı noktasında bundan başka seçeneklerinin olmadığının da farkında olmak yine biz gazeteciler için bir farkındalık oluşturacaktır. Aras ve ekibine bu anlamlı geceyi düzenlemelerine ve özellikle gazetecilere yönelik açıklamasından dolayı teşekkür ederim. NOT: yarın nasip olursa yeniden kemoterapi için hastanede yatacağım dostlarımdan dualarını eksiltememelerini istirham ediyorum.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.