Kelimeler, sözcükler ve onlar vasıtasıyla kurduğumuz cümleler hayatımızda çok işlevsel bir rol oynar.
Mesela günlük hayatımızı idame ettirme, insanlar ile iletişim kurma gibi durumlarda sıkça kelimelere başvururuz.
Bunların yanı sıra tamamen sözcükler üzerine kurulu bir sanat dalı olan edebiyat alanı da bu bakımdan çok önemlidir.
Çünkü neyi nerede nasıl kullandığın büyük önem teşkil eder. Sırf bu yüzden olacak ki kelimelerin bir hayatı baştan yazabileceğinin farkından olan Yahya Kemal gibi büyük bir şiir ustası bile tek kelimesi eksik şiirini tamamlamak için 15 yıl beklemiştir.  
Fakat ben rutinde veya edebiyatta sarf ettiğimiz, sarf edilen somut kelimeler hakkında konuşmak yerine hayatımıza ve düşüncelerimize aksettirdiğimiz; benliğimize hükmeden, fıtratımızı ortaya çıkaran akl-ı mücerred sözcükler üzerinde durmak istiyorum.  
Ben biliyorum ki insanın hamurunda bulunan acz ve fakr yüzünden beşer hiçbir zaman mükemmel olamaz fakat mükemmele yakın olabilir.
Bunu da düşünce ve kelimeler vasıtasıyla yapabilir.
Her insanda fıtri olarak kıskanma vardır. Ancak bunu hareketlere dökmeden, zarar vermeden ‘’imrenmeye’’ çevirmek insanın elindedir.
Veyahut hodkâmlık duygusunu herkes taşıyabilir ancak terk-i enaniyet bizim tasarrufumuzdadır.
 Çoğumuz değişimin insanın kendisinden yani düşüncelerinden başladığını bilir fakat birçoğumuz karşı tarafı yaftalamak, belirli kalıplar içine sokmak için pusuda beklemekten de kendini alamaz.
Oysaki insan eşref-i mahlûk olarak hiçbir kalıbın içine girmeyecek kadar değişken, yaftalanamayacak kadar değerli bir varlıktır.
Bir insanı işaret parmağımızla gösterdiğimizde kalan dört parmağımız şekil itibariyle insanın şahsına döndüğü görülür.
Bu da demektir ki insan önce dönüp kendine bakmalı kötü hasletleri dolayısıyla amel ettiği kötü kelimelerini düzeltmeli ve yerlerine güzellerini koymalıdır.
‘’Bana ne’’ sözcüğünü bir kenara bırakıp ‘’hepimizi ilgilendirir’’ cümlelerini benimseyerek işe başlayıp yozlaşmaya yüz tutmuş toplumumuzu, benliklerimizi,  ileride doğacak çocuklarımızı bu durumdan kurtarıp,  geriye iyi insanlar bırakabiliriz.